Hikmet Çetinkaya

Hikaye Dinlemekten Bıktık

05 Ocak 2013 Cumartesi

Barışa doğru atılan bir adım, ezilenlerin hakkının korunması, Türk olsun Kürt olsun bu coğrafyada yaşayan herkese eşit yurttaşlık hakkı tanınması...

Tüm bunlar demokrasinin, cumhuriyetin, özgürlüklerin olmazsa olmaz koşuludur. Bu ülkede yaşayan insanlarımız gerçekten özgürlükleri demokratik toplumlarda olduğu gibi yaşayabiliyor mu?

Öğrenci eylemlerini teröristyaftasıyla karalamaya çalışanlara; gazetecileri, bilim insanlarını zindanlarda çürütenlere soruyorum:

Gerçekten vicdanınız rahat mı?”

***

Sık sık değindiğim gibi barış bir umuttur, sevgidir, aşktır...

Belki bugün güçlü olabilirsiniz!

Sıradan yurttaş olduğunuzda, bu acıları yaşadığınızda sizin yanınızda olacak insanlar yine demokrasiye gönül verenler olacaktır.

Bu ülkede güçlüler güçsüzleri ezer...

Gün gelir ezenler hesap verir!

Tüm adaletsizliklerin yaşandığı bir ülkede 700 üniversiteli, 80 gazeteci tutukluysa oturup düşünmemiz gerekmez mi?

Demokratik bir hukuk devletinde insanlar özgürce yaşar!

Gazeteci, yazar, sanatçı olmak muhalif olmaktır...

Herkesin AKPyi desteklemesi beklenemez...

Geçen gün SkyTürk360 TVde Müjdat Gezen, bu ülkenin ulusalcılarına, solcularına, muhafazakârlarına, milliyetçilerine güzel bir ders verdi.

Müjdat Gezen, Hilmi Hacaloğlunun bir sorusunu şöyle yanıtladı:

Akan kanın durması için ölümü bile göze alır, dağa çıkar, PKKnin silah bırakması için konuşurum, eğer beni çağırırlarsa...

Bu bir gerçek yurtsever duruşudur!

***

Türkiyede sapla saman karıştırılıyor...

Bu konuya bir kez daha değinmek istiyorum...

Kenan Evren, 12 Eylül darbesini yapıp emekçileri, gençleri, aydınları, yazarları, bilim insanlarını zindanlara atarken, Türkiyenin dört bir yanına Atatürk heykelleri dikiyordu.

Atatürkçülükle kör milliyetçilik bıçak sırtı gibidir...

Belli bir kültürel ve siyasal altyapınız yoksa, kendinizi kan dolu kuyuda bulursunuz.

Şimdilerde kimi faşolar, ulusalcılık maskesiyle dolaşıyorlar sağda solda.

Her önüne gelene bir yafta yapıştırıyorlar.

AKPden kemik kapamadıkları için şimdilerde ulusalcılıktaslayan bu eski kulağı kesik faşolara köşelerini açanlara sesleniyorum:

Bu maskaraların gerçek yüzünü görmüyor musunuz?

***

Bu ülkede ezilenler için adalet istiyorum...

Demokrasi!

Barış!

Kardeşlik!

Türk ve Kürt...

Tüm ezilenler için...

Ne Türk ne de Kürt milliyetçiliği...

Bu coğrafya kültürün, tarihin, uygarlığın beşiğidir...

Etnik ayrımcılığa, din sömürüsüne karşıyım...

Mezhepçilikle bir yere varılamayacağını söylüyorum.

Tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlanması, Sivas katliamının aydınlanması...

Uludere...

Ankara Kızılay...

Rahip Santoro, Malatya Zirve Yayınevi katliamı, Hrant Dink, Hablemitoğlu cinayetleri...

O eli kanlı derin güçler!

AKP iktidarı derin devletinsürdüğünü söylerken ne yapıyor söyler misiniz?

Parasız eğitim isteyen üniversiteli öğrencileri tutukluyor, Ergenekon, KCK, Odatv davalarıyla oyalanıyor.

Balyoz tamam!

Sırada ne var?

28 Şubat!

Derin güçler ne olacak?

***

Derin devletin kollarını ortaya çıkarmak bu denli güç mü?

Toplumun düşleri var, umutları!

O umutlar Üç çocuk yapınya da Dindar nesil yetiştirelimdemekle olmuyor.

Artık kimseyi Darbe geliyor diye, Dışarıda öcü vardiye korkutamazsınız.

Askeri vesayet bitti, sivil vesayet başladı.

Artık hikâye dinlemekten bıktık!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları