Hikmet Çetinkaya

Her Darbe, Mağdurları Güçlendirir...

09 Temmuz 2013 Salı

Darbe, devrim, demokrasi, özgürlük, barış, kardeşlik...
Bu kavramlar nedir?
Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da yaşananlar, işgaller; tankla ve bombalarla sivillerin öldürülmesi ve ardından bizim ve dünya medyasının yayınları...
Hani ABD Irak’ı işgal ederken, çocuklar, kadınlar, gençler, yaşlılar ölürken bizim dindar ve liberal kardeşlerimiz ne diyordu:
“Irak’a demokrasi gelecek!”
Kimileri hızını alamamış emperyalist güçlerin Irak’ı işgalini
“devrim” olarak nitelemişti.
Bilmem bugün o görüntüleri anımsayan var mı?
Sanki
televizyonlarda bir savaş filmi izliyor gibiydik!
Bağdat bombalanıyordu!
Savaşı
durdurmak için gerçek dindarlar Türkiye’den Irak’a gitmiş, bombaların durması için canlı kalkan olmuşlardı.

\n

***

\n

Baktılar ki iş ciddi, geriye döndüler!
Türkiye
az çok darbelerin devrim olmadığını bilir...
Generaller tutucudur, sağcıdır!
12 Mart’ta ve 12 Eylül’de bunu yaşadık toplum olarak.
Darbeden birkaç gün önce
Necmettin Erbakan’ın Konya mitinginde on binler vardı...
12 Eylül darbesi yapıldı ve Kenan Evren ile arkadaşları soluğu Konya’da aldı.
Konya ayağa kalkmıştı!
On binler
darbeci generalleri bağrına bastı...
Benim baştan beri söylediğim şudur:
Darbenin iyisi yoktur...
En kötü sivil
demokratik yönetim en iyi askeri darbeden iyidir.
Darbe can yakar!
Darbeciler acımasızdır!

\n

***

\n

Darbelere karşı çıkan siyasetçiler, ilk seçimde iktidara gelir...
Gelmese bile oylarını artırır!
12 Mart muhtırası bir darbeydi...
Kurucu meclisi yoktu ama
Meclis’te kendileri gibi düşünen, “vatan elden gidiyor, komünistler geliyor, 9 Martçılar iktidarı ele geçirecek” diyen siyasetçiler nizamiye kapısında bekliyordu.
9 Mart olmadı yerine 12 Mart geldi ve cadı avı başladı...
Tepki koyan tek siyasetçi
Ecevit’ti...
Durumu
Adana’da öğrendi ve koltuğunu Şeref Bakşık’a bıraktı...
Süleyman Demirel şapkasını alıp çoktan gitmiş, Erbakan sesini soluğunu kesmişti...
Sağcılar, derin milliyetçiler
“komünistler Moskova’ya” diyenler çok mutluydu...
Sağcılara, milliyetçilere dokunulmuyor, olan yine bu ülkenin gençlerine, demokratlarına, daha açıkçası 68 kuşağına oluyordu...

\n

***

\n

Deniz’lerin idamı, Kızıldere katliamı...
Kimileri
darbelere hep alkış tutmuştur, bakmayın şimdi öyle atıp tutmalarına.
Çünkü darbeler dönemi bitti Türkiye’de.
Halk uyandı, gençler bilinçlendi.
Gezi Direnişi
dalga dalga Türkiye’ye yayıldığında darbe isteyen falan yoktu.
Açıktı istenilen:
“Ağacıma, doğama, özel hayatıma, özgürlüğüme dokunma!”
Kendini bilmez birkaç aymaz ya da kışkırtıcı çıkmış olabilir...
Hâlâ bu ülkede darbeseverler,
“asker gelsin bizi kurtarsın” diye heveslenenler olduğunu elbet biliyoruz.
Kaç kişiler, o önemli!

\n

***

\n

12 Mart darbesi Bülent Ecevit’in CHP’sine, 12 Eylül darbesi ise Turgut Özal’ın ANAP’ına ve Necdet Calp’in HP’sine yaradı.
Özal tek başına iktidar oldu!
12 Eylül, solcuları, sosyalistleri, devrimcileri, emekçileri, aydınları, yurtseverleri silindir gibi ezip geçti.
Bugünün gençleri acaba darbecilerin kurdurduğu, emekli General
Turgut Sunalp’in MDP’sini anımsıyor mu?
DYP, ANAP ve DSP nerelerde?
Adları var elbet!
Seçmeni bir yerlere mi saklandı?
Çoğunluk AKP’ye, biraz da MHP’ye ve CHP’ye...
Mısır’da
Mursi’nin ordu tarafından devrilmesi bir darbedir!
Her darbe mağdurları güçlendirir!
Bugün
Kahire’de tankların üzerinden zafer ve devrim çığlıkları atanlar yarın ne yaparlar bilinmez...
Hele hele
Ortadoğu’nun koşulları; Suudi Arabistan, Katar, ABD’ye kul köle olanlar...
Biliyorum anlatacak çok şey var daha...
Bir başka güne kalsın!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları