Hikmet Çetinkaya

Guguklu Demokrasi...

26 Haziran 2013 Çarşamba

Sakın tehlikeli senaryoları yazan iç ve dış güçlerin tuzaklarına düşme sevgili halkım!
Gel sen beni dinle!
Sana
demokrasi ve özgürlük getirdim, torba torba mercimek, nohut, kömür...
Seni aç bırakmadım!
Büyüyen ve kalkınan,
dünya lideri olmaya doğru yürüyen Türkiye’ye karşı yürütülen bu provokasyona kanıp evinden dışarıya çıkma, tencere tava çalma.
Ben senin yerine çalarım!
Bu işte
ustayım ben!
Sen ise çırak!
Üniversiteli gençleri,
emekçileri, tuzu kuru olup yalılarda oturan o aydınları, sanatçıları ben yakından tanırım.
Çapulcudur onlar,
ayyaş!
Onlara özenip böyle eylemlere katılmayın, ülkenin bölünüp
parçalanmasına destek vermeyin!
Ben onları tanırım!
Hele hele
Taksim’de soyunan o bikinili kadını!
Kim getirdi onu oraya araştırıyorum, bizden birisiyse canını fenan halde yakarım.
Medyaya dikkat edin, orada
kışkırtıcılar var, ben biliyorum; çoğunun kulağından tutup zaten attırdım.
Beni dinleyin!
Sizin için koyları,
bükleri sattım, ormanları, dağları, ovaları çokuluslu altın avcılarına teslim ettim.
Fena mı yaptım!
Ne yaptımsa
sizin için yaptım.
Gözlerinizden öperim...

***

\n

Halkım, vatanım, benim gibi düşünenim...
Demokrasiyi amaç değil
araç olarak gören siz biricik kardeşlerim, canlarım ciğerlerim.
Polisimiz
destan yazdı destan.
Siz aldırmayın
“Polis dehşet yazdı” diyenlere.
Yılanın başı küçükken ezilir, bunu siz bilirsiniz.
Ankara’da
13 yaşındaki Alperen Aydoğdu’nun annesi Derya Aydoğdu’nun söylediklerine sakın inanmayın siz...
Polis, Alperen’i çok sevmiş, kucaklayıp Akrep’e bindirmiş, çocuk bir gece yarısı temiz
Ankara havası almış, biber gazı koklamış.
İşkence olur ara sıra, önemli değil.
Alperen,
annesiyle birlikte bağırmış:
“Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”
Polis abileri de
“Mustafa Kemal gelip kurtarsın seni” demiş. İnanın çok çok doğru söylemiş polis kardeşim. Onun alnından öper, ne isterse yerine getiririm.
Kim işkence yapmış Alperen’e?
Polis!
Polis hem
sever hem döver...
Devlet babadır o, istediğini yapar.
Polis isterse öldürür!
Vatan için hem
kurşun atar hem kurşun yer!
Kahramandır, bunu yapar!
Tansu Ablam bunu yıllar önce söylemişti...
Unuttunuz galiba.
Ne olmuş şimdi?
Ankara’da protestocu terörist bir grubun başında bulunan
Ethem Sarısülük’ü, polis kardeşim Ahmet Şahbaz öldürmüş.
Önce neden öldürmüş?
Bilmiyor musunuz, devlet yaşatır da öldürür de, hem sevip hem öldürdüğü gibi.
Polis Ahmet
“meşru müdafaa” yapmış, yasalara uymuş...
Demokrasilerde bunlar olur!
Daha önce olmadı mı?
Oldu!
O zaman geçelim, işimize bakalım,
Arap şeyhlerinden biraz sıcak dolar akıtalım...

***

\n

Ben seni çok seviyorum sevgili halkım!
Ben ne din ayrımcılığı, ne ırk,
ne mezhep, ne de dil ayrımcılığı yapıyorum.
Tuzağa düşmeyin!
Çapulcularla ve ayyaşlarla
tencere tava çalmayın, darbecilerle birlikte olmayın...
Dindar değil
kindar nesiller yetiştireceğiz, sakın unutmayın, bize destek verin!
Bakmayın biberli gaza falan siz!
Kaz Dağları eteklerinde, Küçükkuyu’da, Havran’da, Turgutlu’da, Gördes’te, Kütahya’da zehir soluyor millet!
Kanser oluyor!
Üç beş ses çıkıyor!
Çevreci mevreci altında ayyaş ve
çapulcu, o kadar!
Köylüye verdin mi
üç beş kuruş, susuyor, boyun eğiyor, gıkını çıkarmıyor.
Gıkını çıkarmayan, evinden çıkmayan,
üç çocuk yapan, kürtaj olmayan kadınlar istiyoruz...
Erkek aynı devlet baba gibidir, hem sever hem döver, hem taciz eder hem de öldürür!
Ey benim halkım!
Sen ayaksın, ne zaman baş oldun?
Oyuna gelme,
dış güçlerin Türkiye’deki maşalarına sakın kanma!
Erken yat, geç uyan!
Guguklu demokrasimize güven!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları