Hikmet Çetinkaya

Gezi'den Ders Çıkardınız mı?..

26 Temmuz 2013 Cuma

Korkak, suskun, dilsiz ya da dili kesilmiş bir toplum, ansızın ayağa kalkıp anayasal haklarını kullanınca şaşırdılar...
Neler
oluyordu?
Bir avuç sanatçı, yazar, aydın
Gezi Parkı’nda AVM’ye, betonlaşmaya karşıydı.
Çevre
bilinci hayatı kucaklamaktır...
Direniş böyle başladı.
Ardından sultanımız eylemi küçümsedi:
“Bir grup ayyaş ve çapulcu!”
Hiç
beklenmedik anda toplumun uyanışını görürsünüz, başkaldırışını...
Zulme ve baskıya karşı!
Karanlık
bir gecenin ardından şafağın söküşünü...
Böyle bir şeydi işte.
Sultanımız, şimdilerde biraz içi rahat, eylemleri durdurdu.

\n

***

\n

Halkın, polisini kucaklıyor, emekli maaşlarına zam yapılacağını falan açıklıyor, iftar sofralarında...
İftar sofrasında siyasetin daniskasını yaparken polise sesleniyor:
“Siz devletin değil, halkın polisisiniz...”
Ardından ekliyor:
“Kendi vatandaşını kendisine tehdit olarak gören devlet zalim, ceberut devlettir... Bizim böyle bir devlet anlayışımız Selçuklu’da, Osmanlı’da olmadı, Cumhuriyet’te de olmaz.
İşkence, kötü muamele devletin bekası adına adeta vazgeçilmez bir güvenlik aracı olarak görülüyordu. Bu insanlık dışı muameleye son verdik...”

\n

***

\n

Konuşma harika!
Şu muhalif medya, çapulcular, ayyaşlar demek ki kandırmış toplumu?
Ali İsmail Korkmaz’ı, Ethem Sarısülük’ü kim öldürmüş? Başına 10 metreden gaz kapsülü isabet eden 16 yaşındaki liseli çocuğumuzu kim komaya sokmuş?
Herhalde iyi saatte olsunlar!
Eskişehir’de sopalarla dövülerek öldürülen
Ali İsmail Korkmaz’ın faillerinin ortaya çıkmaması için büyük çaba harcayan güvenlik güçlerimiz var mı, yok mu?
İnsan olanın biraz olsun vicdanı olur!
Polis dün de halkın polisi değildi bugün de!..
Yaşadığımız
coğrafyanın topraklarını kanla sulaya sulaya bitiremedik!
Demek ki
hâlâ kurak ve kana gereksinim var!
30 yıldır süren üstü örtülü kirli savaşta binlerce insanımız öldürüldü.
Kimileri
tuzaklarda, sınır karakollarında, çatışmalarda öldü, kimi faili meçhul cinayetlerde, kimileri dağlarda...

\n

***

\n

Ölenler Türk, Kürt, Laz, Çerkez bizim çocuklarımızdı...
Gezi Parkı bir uyanışın türküsüdür
Ankara’dan İzmir’e; Antalya’dan Adana’ya, Mersin’e, Eskişehir’e dek yayılan.
Anlayana bir demokrasi dersidir!
Anayasa dersi!
Özgürlük dersi!
Türkiye
baskıcı bir sivil rejimle karşı karşıya...
On yıl içinde bir
korku imparatorluğu yaratıldı. Ulusal medya patronları sindirildi.
Örgütlenme ve toplantı yapma özgürlüğü engellendi, yapmak isteyenler
“terörist yaftası”yla zindanlara atıldı.
Tahrir Alanı’ndan, Suriye sınırından canlı yayın yapan anlı şanlı medyamız Reyhanlı’yı, Lice’yi, Uludere’yi, Silivri’yi görmedi...
Halk uyandı ama medya patronları ve üst yöneticileri gözlerini yumdu!
Gezi
olaylarında, onurlu gazetecilik yapan genç meslektaşlarımız işlerinden kovuldu.
Özgür
basın değil, özgür insan istiyorum ben!
İşte o
zaman basın da özgür olur toplum da!

\n

***

\n

Bakıyorum iktidar ve muhalefet, yandaş, candaş herkes “demokrasi ve özgürlük” diyor hep bir ağızdan...
Memlekette demokrasi istemeyen yok!
Biz halkın polisi, halkın askeri, diyoruz onlar da aynı şeyleri söylüyor.
Gözlerinizi
kapatarak, dilinizi kestirerek nasıl gelecek şu demokrasi ve özgürlük?..
Trenle mi, uçakla mı; havadan mı, karadan mı?..
Nasıl?
Gökten bir ışık mı yağacak yoksa!
Onu bunu
bırakın, şu soruya bir yanıt verin önce:
“Siz Gezi’den ders çıkardınız mı?”

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları