Hikmet Çetinkaya

Gençleri Sevmiyorsunuz!..

07 Haziran 2013 Cuma

Merkez medya suskundu onlar alanlara toplandığı gün...
Taksim
Gezi Parkı’nda 20-30 kişiydiler...
Televizyonlar ağaçların kesildiğini vermiyordu...
İki üç kanal yayına başladı...
Yine görmedi merkez medya.
Televizyonların sessizliğini, onlar
Twitter’da bozdular.
Polis şiddetine
karşı kendilerini alanlara attılar, on binlere ulaştılar...
Hele hele Başbakan
Erdoğan’ın “Bir avuç çapulcu ve ayyaş” demesinden sonra öfke seli oluşturdular.
Polis acımasızdı...
Gaz bombası, biber gazı ve basınçlı su...
Bir genç kız kırmızı giysileriyle Gezi Parkı’nda dimdik ayaktaydı, gazlanırken.
İki gün sonra bir fotoğraf düştü
İzmir Alsancak’ta çekilen...
Bir genç kız!
Sırtında çantası, beyaz gömleği ve spor ayakkabısıyla.
Bir polis
saçından öyle çekmişti ki insanın yüreğini parçalıyordu.
Fotoğrafı çekildi ve Twitter’da paylaşıldı.
Milyonlarca insan gördü o fotoğrafı...
Gerek
yoktu artık merkez medyaya!
Bir eylem başladı...
90 kuşağının gençleri yaşamlarında ilk kez caddeleri, sokakları doldurdu tüm Türkiye’de.
On binlerin, yüz binlerin haykırışıydı bu...
Siyasal iktidar fark edemedi, ama yurtdışını gençlik yıllarında görmüş olan, böyle eylemlerin
“Arap Baharı” değil anayasal, demokratik eylem olduğuna inanan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gördü ilk önce...

\n

***

\n

Alanları dolduran, İzmir’de genç kızı saçından tutup acımasızca çeken polisin fotoğrafının Twitter’da paylaşımı nasıl algılanmıştı toplumda?
Polis şiddetinin simgesi...
Böyle fotoğraflar
İstanbul’da ve Ankara’da da çekildi daha sonra.
O acımasızlığı hem Türkiye hem de dünya gördü...
Demokrasinin
salt seçim olmadığını herkes algıladı.
Algılamayanlar, siyasal iktidara biat eden, bilerek bilmeyerek
köle düzenine karşı çıkmayan iktidar yanlısı kalemlerdi.
İzmir’de o fotoğrafı paylaşan
34 genç, “146 karakter ve fotoğrafla halkı kışkırtıp hükümeti devirmek istedikleri” gerekçesiyle gece yarısı evlerinden alındı.
Gözaltında tutuldu gençler!
Devlet yine yapacağını yapmıştı...
Cami ve kışla!
Hiç fark etmez!
İkisi aynı yola,
baskıcı rejimlere açılır, tıpkı Ortadoğu’da olduğu gibi...
Çünkü sandık demokrasi ve özgürlük değildir!
Bugün
Suriye, Irak, İran ve Mısır’da olduğu gibi...
Alanları dolduran o yüz binler arasında bulunan
18-25 yaş arasındaki üniversiteli gençlerin yüzde yetmişinin siyasal görüşleri yok...
Çoğu oy bile kullanmamış...
Bir partiye oy vermemiş!
Halkı
isyana yönlendirmemiş, hükümeti yıkmayı düşünmemiş...
Peki, ne istiyor bu gençler?
Demokrasi ve özgürlük!
Bir çevre
eylemi dalga dalga yayılıp toplumsal bir direnişe dönüşürken siyasal iktidar yangına körükle gitti.
Neyse
İzmir’de gözaltına alınan gençleri savcı serbest bıraktı, ama tutuksuz yargılanmaları söz konusu...
Suçları fotoğraf atıp şöyle yazmak:
“19.30’da Gündoğdu’da buluşuyoruz... Lozan Alanı’nda polis var gitmeyin... Gündoğdu’ya gaz atıldı gelmeyin...”
Tweet’lerle işlenen örgüt suçu!
Halkı isyana teşvik etmek!

\n

***

\n

Polis Ankara’da gözaltına aldığı gençlere de aynı soruları sordu:
“Hükümeti yıkmak için Başbakanlık ve Meclis’i işgal etme emrini kimden aldınız?”
Bu sorunun içeriği nedir?
TCK’nin 311 ve 312’nci maddesi kapsamına girer.
Ağırlaştırılmış yaşam boyu hapis...
Bilgi Üniversitesi’nin yaptığı ankete bakıyorum...
Niye alanlarda her kesimden genç, yaşlı, kadın ve erkek yüz binlerce insan?
Başbakan’ın konuşma biçimine kızdığı için!
Baskıcı bir yaklaşım sergilediğinden!
Üç bin eylemciyle yapılan anket sonucuna göre
yüzde 53’ü ilk kez böyle bir direnişe katılıyor...
Yüzde 81’i ise kendini “özgürlükçü” olarak tanımlıyor...
Bu ülkede
demokrasi ve özgürlük istemek ne yazık ki, hükümeti yıkmak olarak görülüyor!
Önce
İstanbul Ataşehir’de ve Hatay’da iki yurttaşımız, dün de Adana’da bir polisimiz öldü...
10 kişi kör oldu..
İçim yanıyor içim!
Ah hayat bayram olsa!..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları