Yağmur yağarken düşünürüm ben...\n

Anılarım gelir aklıma...\n

O bulanık ırmaklar, mavisini yitirmiş denizler, kaçışlar.\n

Hani tan çiçekleri kuşanmış kurban ateşleri vardır; manastırlarda yaşayan rahibelerin kara giysilerinde saklı, alev alev sarmıştır ortalığı.\n

İşte öyle bir şey!\n

Vazoda kurumuş bir çiçek, duvarda soluk bir fotoğraf.\n

Yılgınlığın ve suskunluğun örtüsünü kaldırmak isterim o anda.\n

Yağmur beni etkiler...\n

Yağmur beni alabildiğine çoğaltır.\n

Ben yağmuru severim, mavi sabahları da...\n

Geleceği çoğaltmak, savaş çığlığı atanları susturmak, bombalı tuzaklara karşı yaşamak amacımdır.\n

Gözlerimi kaparım!\n

Malatya’da Kürecik füze kalkanı, Adana İncirlik’te ABD’nin nükleer bombası, NATO’dan gelen Patriotlar...\n

ABD dostumuz, biricik aşkımız değil mi bizim?\n

Marshall yardımı, eğitim gönüllüleri... ABD malı peynir, süt tozu okullarda dağıtılıyordu 50’li yıllarda...\n

Yakın tarihimizi pek bilmediğimizden olacak, unuttuk!\n

ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin sözlerine gelince...\n

Doğru söze ne denir?\n

Seçilmiş milletvekilleri, katilllerle, işkencecilerle, mafya babalarıyla birlikte yargılanmıyor mu Silivri’de?\n

***\n

ABD Büyükelçisi onu demiş bunu demiş, hiç önemli değil.\n

Önemli olan hak, hukuk, adalette eşitlik!\n

Uzun tutukluluk süreleri!\n

Suçluyla suçsuz!\n

Hiçbir ülke, Türkiye’deki hukukun gidişine karşı bir tavır alamaz, orası bir gerçek.\n

Sen ABD’ye silahından mermisine dek bağımlı olursan, kullanmadığı helikopterlerini, savaş gemilerini, denizaltılarını kaparsan, büyükelçi çıkar konuşur.\n

Afganistan’da varsın, Suriye sınırını yol geçen hanına çevirmişsin, ABD’yle kol kola girip BOP’a destek vereceksin, büyükelçi konuşunca da zılgıtı çekeceksin...\n

Yok öyle 25 kuruşa üç simit, beş köfte!\n

ABD bu topraklarda benim çocukluğumdan beri var...\n

Boşuna demedik “Tam Bağımsız Türkiye” diye... Boşuna karşı çıkmadık ABD’nin Altıncı Filosu’nun İstanbul’a, İzmir’e gelmesine... Boşuna denize atmadık onları...\n

68’lilere, sağcılar, ülkücüler, yobazlar ellerinde kasap bıçaklarıyla tekbir getirerek saldırırken bağırıyorlardı:\n

“Komünistler Moskova’ya!”\n

***\n

Yıllar geçti, Sovyetler Birliği çöktü...\n

Yurtseverlere, solculara, devrimcilere “Komünistler Moskova’ya” diye satırlarla saldıranlar, iş kapmak için Rusya’yı mesken tuttu...\n

Nereden nereye!\n

Aramızdan dönekler çıktı, malum rüzgâr gülleri.\n

Unutmadan yazayım:\n

Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı diye yazıp çiziyoruz ya!\n

Bizde hukuk, darbelere, darbeseverlere hemen ayak uydurur...\n

Lamı cimi yok, böyledir!\n

Kim güçlüyse yanına yerleşirler, onurlu olanlar ise istifa ederler.\n

Düzen böyle kurulmuştur...\n

Şunu da anımsatayım:\n

Türkiye’de CHP’yi sol parti ya da sosyal demokrat çizgide bir parti görüyorsanız, 1950’den bugüne değin tek başına iktidar olamadı.\n

1978’de Ecevit döneminde AP’den 11’leri alarak iktidar oldu ama uzun sürmedi.\n

***\n

Ben yağmuru severim!\n

Odamın penceresinden sokağa bakıyorum...\n

Yağmur yağıyor...\n

Bölük pörçük anılarımı anımsıyorum.\n

ABD Büyükelçisi’ne “haddini” bildirmenin dayanılmaz hafifliği içindeyim.\n

İncirlik, Kürecik, Patriot...\n

Suriye’den kaçanlara bugüne değin harcanan 600 milyon dolar.\n

İktidar salt ABD Büyükelçisi’ne “haddini” bildirmiyor...\n

Herkese!\n

Gazeteci, asker, aydın, bilim insanı, öğrenci, bürokrat!\n

Zindanlar tıka basa dolu!\n

Düzen böyle kurulmuş!\n

Düzmece kanıtlar, şunlar bunlar!\n

Yılgınlığın ve suskunluğun örtüsünü kaldırabilir miyiz? Yurtsever olmanın, solcu, demokrat olmanın gereğini yapabilir miyiz? Geleceğin rengini belirleyebilir miyiz?\n

Bak yağmur yağıyor gülüm!\n

Yaşamın o acı çizgisi umutla umutsuzluğun kesiştiği noktada duruyor!\n

Görüyor musun?