Hikmet Çetinkaya

Ergenekon Fermanı...

20 Mart 2013 Çarşamba

Asker darbe yapar mı?
Yapar!
Asker
darbeyi ne zaman yapar?
ABD, göz kırpıp, “tamam” dediği zaman!
Asker darbe yapmayı düşünür mü?
Düşünür!
Ne zaman düşünür?
Vatanın elden gittiğini düşünmeye başladığı süreçte!
Türkiye’nin yakın tarihine baktığımızda darbeleri görürüz.
Darbeler
“komuta zinciri”nde yapılır...
Tıpkı
12 Mart ve 12 Eylül’de olduğu gibi...
1971’de kimileri 9 Mart’ı beklerken 12 Mart geldi bir muhtırayla...
Meclis’e dokunulmadı, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler, öteki komutanlar “U” dönüşü yaptı.
İşlem tamamdı!
Başbakan
Nihat Erim oldu...
Gözaltılar, tutuklamalar ardı ardına geldi...
Aydınlar, gazeteciler, bilim insanları, hayali senaryolar falan.
1961 Anayasası kırpıldı, kuşa çevrildi...
Harekât,
27 Mayıs’a karşıydı...
Yassıada duruşmalarında idam cezası alan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın öcü Deniz Gezmiş, Yusuf ve Hüseyin asılarak alındı.
Siyasetçi, asker işbirliği vardı;
1973 seçimlerinde 12 Mart’ın Birinci Ordu Komutanı emekli Orgeneral Faik Türün, Süleyman Demirel’in lideri olduğu AP’den parlamentoya girdi.
Bazıları da
CHP’den...
12 Mart’ta şapkasını alıp giden Demirel’di, darbeye rest çeken CHP Genel Sekreteliği’nden istifa edip koltuğunu
Şeref Bakşık’a bırakan ise Bülent Ecevit...
1973 seçimlerinde CHP oy patlaması yaptı.
Büyük kentlerde yerel seçimleri aldı...
1974’te Ecevit, Necmettin Erbakan’la CHP-MSP ortak hükümetini kurdu...
Kıbrıs Barış Harekâtı ve genel af peşinden geldi...

\n

***

\n

70’li yılların ortalarında askerlerin aklına yine darbe geldi...
Öteden beri gelen bir alışkanlıktır...
Hem
1950 öncesi tek parti döneminde hem de 1950-1960 arası DP iktidarında...
Sivil bir Cumhurbaşkanı olan
Celal Bayar sık sık toplumu korkuturdu:
“Bu kış komünizm gelecek!”
Bu bir ABD tezgâhıydı...
ABD,
Sovyetler Birliği’nin Basra Körfezi’ne dek inmesini istemiyordu...
Türkiye,
NATO’nun “ileri karakol”u durumundaydı, ABD yurttaşı “gönüllü öğretmenler” Türkiye’nin dört bir yanında görev yaparken okullarda çocuklara süttozu, peynir dağıtılıyordu.
Her neyse!
Türkiye,
12 Eylül 1980 öncesi kan gölüne dönmüştü...
Sağcı ve solcu gençler birbirini öldürüyordu...
Asker ve sivil
“derin güçler”, işadamları “faşoların” yanında saf tutmuştu...
CHP milletvekilleri,
AP’li belediye başkanları, Gün Sazak, emekli generaller, aydınlar, devrimciler, sosyalistler, sosyal demokratlar öldürülüyordu.
Kenan Evren düşünmeye başladı, Ege Ordu Komutanlığı’ndan Genelkurmay Başkanlığı’na getirilince:
“Vatan elden gidiyor, ülkeyi komünistlerden kurtaralım!”
Pentagon darbeye destek verdi...
Sonunda
“Bizim çocuklar darbe yaptı” dedi müttefikimiz...
Gerisini uzun uzun anlatmaya gerek yok!

\n

***

\n

2002-2005 sürecinde darbe yapmayı düşünen komutanlar, kimi aydınlar, siyasetçiler olmuş olabilir.
2002’den 2013’e değin darbe yapıldı mı?
Yapılmadı!
Düşünüldü mü?
Özkök Paşa, Büyükanıt Paşa bir de Yalman Paşa’ya sormalı...
Abdullah Gül’e ve Erdoğan’a...
Ergenekon savcısı 64 müebbet istedi...
Bir yanda
Danıştay cinayetini işleyen Alparslan Arslan, öte yanda İlker Başbuğ...
Başbuğ, tek başına oturup darbe planı yapıp gerçekleştirdi mi?
Hayır!
O koltuğa oturtan
AKP hükümeti Başbuğ’u!
Peki, fotoğrafın öteki yüzünde ne var?
Hilmi Özkök, Aytaç Yalman, Yaşar Büyükanıt...
Kara Kuvvetleri, darbenin içinde olmadan, hükümeti falan kimse deviremez...
Ergenekon torbasının içinde ne ararsanız var
“ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezası” istenenler arasında...
Diyorum ki:
“Acaba 12 Mart’ın Faruk Gürler’i, 2002-2005’in Aytaç Yalman’ı mı”?
Sorum üç kişiye...
Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt ve Aytaç Yalman’a...
Ne diyeyim?..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları