Hikmet Çetinkaya

Diktatörler ve Darbeler!

05 Temmuz 2013 Cuma

Demokrasi ve özgürlük öyle altın tepsiyle gökten zembille indirilip önünüze konulmuyor...
Sanayi devriminin gerçekleşmediği toplumların hangi evrelerden geçip bugünlere geldiğini,
Fransa, İtalya, Almanya, Portekiz, İspanya ve Yunanistan’da neler yaşandığını öyle uzun uzun anlatmayacağım.
Hele hele daha gerilere,
ortaçağın karanlığına, din savaşlarına hiç değinmeyeceğim...
Üçüncü dünya ülkelerinde askeri darbeler olağan sayılır.
Demokrasiyi
sadece sandık sananlara da Mısır’daki askeri darbe ders olmuştur...
“Sandıktan çıktım, başıma buyruk anayasa yaparım, asarım keserim”ler bu gibi ülkelerde yapılmaz...
Tahrir alanı
Mübarek’i götürdü, Mursi’yi getirdi...
Mursi’yi o zaman askerler desteklememiş miydi?
Elbet!

\n

***

\n

Aynı Tahrir alanı bu kez daha kalabalıktı ve Mursi’yi götürdü...
Mursi,
apaçık askerlerin desteğini almıştı.
İçi rahattı!
Kısa bir sürede iş tersine döndü. Ekonomi çökmüştü. Ekonominin
atardamarı turizm dibe vurmuştu.
Hayat koşulları ağırlaşıyordu...
Sendikalar, demokratik kitle örgütleri, sanatçılar, aydınlar ayağa kalktı...
Unutmayın Mısır,
tarihi ve kültürel varsıllığı içinde barındırır.
Sineması, edebiyatı ve müziği vardır...
Tipik bir
Ortadoğu ülkesi değildir.
Asker bir tuzak hazırladı, Mursi oyuna geldi, darbe patlatıldı.
Tüm
askeri darbelere karşı olan biri olarak şunu söylüyorum:
Müslüman Kardeşler
1928’de ortaya çıktı, onca yıl siyasi parti kimliğine kavuşmadı, din eksenli politikalarla amacına hızla ulaşmak istedi...
Mursi, bir hafta önceye dek Mısır ordusunun, polisinin yanında olduğunu sandı...

\n

***

\n

Tüm askeri darbeler hep aynı tümceyi kullanır:
“Halkın mutluluğu falan filan!”
Siyasi partiler kapatılır; liderleri, milletvekilleri, yöneticileri zindanlara atılır...
Bizde de böyle olmuştur!
İşin içine yargı girmiştir;
büyük sermaye grupları, medya, kimi siyasetçiler, kimi bilim insanları...
Önce aydınlar, yazarlar, sendikacılar, demokrat
insanlar, sağcılar, solcular öldürülür aynı silahla...
Ortalık kan gölüne dönüşür...
Ve ordu yönetime el koyar...
Genelkurmay başkanı sabaha karşı çıkar, Meclis’i fesheder ya da etmez...
Ardından teknokratlar hükümeti kurulur.
O da olmadı, kurucu meclis...
Mısır’ın yakın tarihine baktığımızda diktatörler, krallar var.
Mısır
hiçbir zaman laik, demokratik bir hukuk devleti olamadı.
Şeriat hükümleri vardı Mısır’da geçerli olan...
Mısır’da seçimle cumhurbaşkanı olan Mursi, çok sevdiği ordu tarafından zorla devrildi.
Anayasa
askıya alındı, cumhurbaşkanlığı seçimine kadar geçiş hükümeti kurulacağı açıklandı.
İç savaş çıkar mı çıkmaz mı tartışması yapılıyor şimdi?
Ben çıkacağını sanmıyorum!
Bu arada
Türkiye’yle Mısır’ı birbirine karıştıranlar var...
Mısır laik, demokratik bir hukuk devleti değil...
Çok yoksul bir ülke!
Halkın başkaldırısı ekmek, aş, iş üzerine kurulu...
Laik kesimin
sayısı çok az, seçimlere katılma oranı da...
Ordu ve yargı
80 yıl boyunca hep egemen oldu!
Mursi orduyla işbirliği yapmasaydı cumhurbaşkanı seçilebilir miydi?

\n

***

\n

Tahrir alanına toplanan yüz binler Mübarek rejiminin devrilmesini isterken ordu bir süre bekledi ve ABD’ye 30 yıl koşulsuz hizmet eden Mübarek’i devirdi ve tutukladı.
O da bir darbeydi!
Mursi ve
Müslüman Kardeşler ordunun yanındaydı.
Bir de Mısır ordusunun dindar olduğunu,
Enver Sedat döneminden beri anayasalarında “şeriat hükmü”nün yani “Yasalarda Kuranıkerim’in esas alınması” maddesi vardır.
Kısaca
laik demokratik bir hukuk devleti değildir Mısır Cumhuriyeti...
O zaman eğri oturup doğru konuşalım:
Laiklik olmadan demokrasi olmaz ama demokrasi olmadan laiklik olur!
Mısır’da ordu darbe yaptı...
Obama,
“darbe” demedi, “Cumhurbaşkanı görevden alındı” tümcesini kullandı.
Suudi Arabistan Kralı
Abdullah bin Abdülaziz, darbeci general El Sisi’yi kutladı.
Kimi AB ülkeleri Obama’nın yolunu izledi...
Bunların anlamı nedir?
ABD bilir, ABD...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları