Hikmet Çetinkaya

Denizler...

07 Mayıs 2013 Salı

Tarihin kimi evresinde yaşananlar vardır ki aradan yıllar geçse anlatmak zordur...
O yıllar bir dönemeçtir!
Yanlışlar vardır, hatalar!
Doğrular!
Doğrular
daha ağır basar...
68’li denilince aklımıza önce kim gelir?
Deniz Gezmiş!
İlhan Selçuk’un 2004’te yazdığı bir yazıyı buldum...
Yazının girişini o yazıdan esinlenerek yazdım...
“Gençlik güzeldir...
Ya orta yaşlılık?
Ya yaşlılık?
İhtiyarlık?
Argoda körolası hayatın göbek taşına yazılmıştır:
- Hızlı yaşa genç öl ki, cenazen yakışıklı olsun!”

Bir
ayrıntı vardı aslında yazıda...
Yakışıklı ve güzel arasında anlam farkı “muazzam” sözcüğüyle dile getirilebilecek kadar derindir.
Aslında 68 kuşağı sığ sulara dalmayı değil,
derin sulara dalmayı yeğlerdi.
Romantikti!
O nedenle 68’lileri anlamak öyle çok kolay değildi... O
romantizmin de bir anlamı ve derinliği vardı...
Tarihin kimi evresinde yaşanan olayları yerli yerine oturtabilmek, salt
bilimin değil, sanatın da işlevidir.

\n

***

\n

Deniz, Yusuf ve Hüseyin, dün mezarları başlarında anıldılar.
Darağacına götürülüşlerinin 41. yıldönümüydü...
Tarihin kimi evresini, o dönemeçleri, çıkmaz sokakları düşünürken
Can Yücel’in Deniz’e adadığı “Mare Nostrum” şiiri geldi aklıma...
Edebiyatın bir sezgisiydi bu...
“En uzun koşuysa elbet \t\t\t Türkiye’de devrim
O, onun en güzel yüz metresini \t\t\t\t koştu
En sekmez lüverin \t\t\t namlusundan fırlayarak
En hızlısıydı hepimizin
En önce göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım \t\t\t\t olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk \t\t\t olsun!..”
Tarihsel bir
uzun koşuydu \tbu...
O ip Deniz’in, Hüseyin’in ve Yusuf’un boğazına takılmadı....
Onlar ipi göğüsledi!
Bir hız koşusuydu çünkü onlarınki, maraton değil...
O yüzden tarih hata yaptı!
Ve onlar emperyalizmi,
vahşi kapitalizmi, tam bağımsızlığı 17’li yaşlarda fark etmişlerdi...
20’li yaşlarında tarihin sayfaları düşürken, hiçbir şeye boyun eğmediler.

\n

***

\n

Onlar ABD emperyalizmine karşıydılar!
Yurtseverdiler!
Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesinden yanaydılar!
Samsun’dan Ankara’ya yürürken ellerinde Türk bayrakları ve Mustafa Kemal’in posterleri vardı!
Her zaman büyük bir
devrimci dayanışması göstermişlerdi.
Farklı ideolojilerde olsalar bile içtenlik içindeydiler!
Yakındılar birbirlerine!
Umutları, yaşam sevinçleri, romantizmleri ve
çocuksu düşleri çağdaş ve uygar bir Türkiye içinde...
O yıllar sayısı çok az olan
Marksist literatürden olumlu sonuçlar çıkaran kimi arkadaşlar vardı.
Eğer silahlı mücadeleye başlamayıp,
demokratik siyasal yaşama TİP’le devam etselerdi, bugün Türkiye’de solcular bölük pörçük olmazdı.
Tarihsel bir dönemi yaşadık hep birlikte...
68’liler
60’lı yaşların ortalarına çoktan geldi.
Dedim ya gençlik güzeldir...
Ya orta yaşlılık?
Yaşlılık?
İhtiyarlık?

\n

***

\n

Yıllar geçiyor...
Zamane zamanın
zavallı dışavurumunun geçici aydınlanış sürecidir.
Neden yazıyorum bunları?
Dönek ve
“yetmez ama evet” diyen, 11 yıldır AKP’ye destek veren kimi 68’liler için!
Susun bari hiç konuşmayın!
Deniz’in, Hüseyin’in,
Mahir’in, Yusuf’un, Cihan’ın adlarını ağzınıza almayın...
Güzellik
insanın vicdanındadır, genç yaşta ölmekte değil...
Bugün yaşasalardı yine güzel olacaklardı...
Güzellik,
çirkinlik, yakışıklılık geniş bir kavramdır...
Tarihsel zamanın sürekliliği içinde, mutlaka vicdanın güzelliğiyle buluşur...
Elbet
insani duygular taşıyana!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları