Hikmet Çetinkaya

Cemaatin Keyfi Yerinde Ama!..

04 Aralık 2013 Çarşamba

Cemaatin keyfi yerine geldi...
Eller havada!
İlk raunt cemaatin!
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı açıkladı:
“Dershanelerin dönüştürülme süreci 2015’e ertelendi!”
Paydaşlarla birlikteydi...
Zaten bir gün önceden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yaptığı açıklama bunu gösteriyordu.
Bir uzlaşmanın ilk adımı bu! Cemaatten açıklamalar geldi, onların da mutlu olduğu belliydi.
Hükümet attığı adımdan ödün verdi...
Peki dershanelerin kapatılması, bir başka deyişle eğitim kurumuna dönüştürülmesinin 2015 yılına ertelenmesinden kim kârlı çıkacak?
Bugün görülen şu:
Yerel seçimler 2014 yılının mart ayında yapılacak...
2015 yılında ise hem cumhurbaşkanlığı seçimleri var hem de genel seçim.
Sonrası!
Hiç önemli değil!
Baştan beri söylüyordum, uzlaşmanın olacağını.
Bir bilek güreşi ya da boks karşılaşması yapıldı...
İlk raundu cemaat kazandı...
AKP için özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri önemliydi.
Cemaatin oylarının Mustafa Sarıgül’e gideceğinden kuşkulanılıyordu.
Böyle olursa iki-üç puanlık farkla, MHP ve başka partilerden gelecek oylarla AKP’li Kadir Topbaş, İstanbul’u kaybedebilirdi.
Cemaatin önde gelen adları bir yana, gazete ve televizyonlarının muhabirleri de “Sarıgül’ü destekleyeceğiz” diyorlardı.

***

Cemaat ve iktidar...
Karşılıklı vuruşma, çatışma, kavga, savaş...
Adına ne derseniz deyin, günlerdir sürüyordu...
Karşılıklı suçlamalar, 2008’den beri bilinen “MGK belgesi”, “bel altı vuruşları” daha neler neler...
Biri, ötekine vuruyordu:
“Polisi bile verdik, yetmedi mi?”
İş iyice kızışmıştı...
İki gün önce yine iktidara yakın gazeteciler, cemaati örtülü bir biçimde suçlayıp, yargıç ve savcıların benimsedikleri ideolojilere ya da itikatlarına göre değil, evrensel hukuka göre karar vermeleri gerektiğini yazıyorlardı.
Yeni Şafak’tan Cem Küçük’ün 2 Aralık 2013 günlü yazısı hayli ilginçti...
Küçük’ün yazısından bir derleme aktarıyorum:
“Kendi adıma o davada (Odatv) dosyayı okuduğumda Ahmet Şık ve Nedim Şenerin neden tutuklandığını hâlâ anlayabilmiş değilim...
........
Türkiye artık eski günlere dönemez. Hiçbir vesayet kabul edilemez. Hükümet kararlarına itiraz edip operasyon yapanlar, iddia ediyorum ki er ya da geç yargı önüne çıkacaklar. Ama hangi yargının?
Ergenekon ve Balyoz haklı davalardı. Ne yazık ki kurunun yanında yaşlar da yandı.
Bazı güvenlik bürokratları hükümete meydan okurken bazı yargı mensuplarından da destek gördüler.”
Cemaat yazarlarıyla iktidara yakın gazetelerin yazarları vuruşurken ben düşünüyordum...
Kurunun yanında yanan yaşlar ne olacaktı?
İktidara yakın yazarlardan Cem Küçük, yerel seçimlerden sonra hükümetin yargıya el atmasını istiyordu!
Bu yerel seçimlerden önce yapılamaz mıydı?
Cemaat hükümet ortağı gibiydi...
Hem içeride hem de dışarıda lobileri vardı, büyük bir ekonomik gücü elinde tutuyordu...
Acaba hükümetin korkusu bu muydu?

***

Elbet cemaatin başta ABD olmak üzere, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelerdeki lobi çalışmalarını AKP hükümeti bizden iyi bilir...
Cemaatle bu saatten sonra baş etmek biraz güç olacak.
Kapışacaklar ama kucaklaşacaklar da...
En azından ben öyle düşünüyorum.
Başbakan Erdoğan, geri çekildi, ödün verdi... Ama aynı zamanda esip gürlemeyi de ihmal etmedi.
O da biliyordur bu işler ödün vermekle bitmez!
12 Eylül darbesinin getirdiği çarpık eğitim düzeni dershaneleri getirdi.
Elbet, cemaat o dershaneler yoluyla kendi kadrosunu kurdu...
Yabancı dil bilen, yurtdışında eğitim gören kuşaklar yetiştirdi.
Kimi savcı oldu, kimi yargıç, vali, emniyet müdürü, subay, astsubay...
Bir de yılda 2 milyarın üstünde gelir...
Cemaatin bugün keyfi yerine geldi...
Peki 2015’ten sonra ne olacak?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları