Hikmet Çetinkaya

Canım Sıkılıyor Canım...

08 Aralık 2012 Cumartesi

Adaletsizlik kavramı, özgürlük, kardeşlik, toplumun vicdanı...

\n

Adaletsizliğin uçurumuna yuvarlanmış çocuklarımızı neden sevmeyiz biz? Niçin itip kakarız gençlerimizi?

\n

Töre cinayetlerinin vahşet olduğunu anlamayız...

\n

Çocuk gelinlere bakmayız...

\n

Kadına olan şiddeti görmezden geliriz.

\n

Olması gerekenler olmamış benim yurdumda...

\n

Kız çocukları okul yerine Kuran kursuna gönderilmiş, Konya yöresinde kaldıkları bina çökmüş, çok sayıda can göçük altında kalmış.

\n

Devletimiz seyretmiş...

\n

Kimseden hesap sorulmamış!

\n

Yağmurlu bir günün sabahında yaşamın derin sularını düşünüyorum.

\n

Aklıma Ortadoğuda yaşananlar geliyor...

\n

1991 yılını anımsıyorum...

\n

Iraka konulan ambargo, açlık, pis su, ilaçsızlık...

\n

600 bin çocuğun öldüğü o yıllar çoktan unutuldu... Gazzede İsrailin insanlık suçu işlemesi görmezden gelindi, Mavi Marmara olayının üstü kapatıldı.

\n

Şimdi Suriyede iç savaş var, kan gövdeyi götürüyor, aynı topraklarda yaşayanlar köktendinci sözde özgür ordudemokrasi ve özgürlükler için Esada karşı savaşıyor...

\n

***

\n

Diyelim ki, Gazzede siz yaşıyordunuz ve çocuklarınız ölüyordu.

\n

Diyelim ki Uluderede biz yaşıyorduk, ölen çocuklar bizimdi.

\n

Filistin, Gazze, Irak, Libyadaki kuşatmada siz, biz, hepimiz vardık.

\n

Katrana bulanmış silahlar...

\n

Kanla temizleniyordu petrol uğruna, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri demokrasi ve özgürlükler adına yeşil dolarlar akıtıyorlardı.

\n

Sen, kimin adına hareket ediyordun, işbirliği yapıyordun?

\n

Suudi Arabistan ve Katarla...

\n

Uluderede bombalanarak ölen 34 can, açtı, susuzdu, günde 50 lira kazanmak için katırlarla mazot, çay getiriyordu.

\n

Sustun kımıldamadın bile...

\n

Tıpkı Sivas kıyımında olduğu gibi, tıpkı Gaffar Okkanın Diyarbakırın en işlek caddesinde korumalarıyla öldürüldüğü gibi.

\n

Sustun hep, korktun ve konuşmadın Cevat Yurdakulun öldürüldüğünde olduğu gibi.

\n

İkisi de emniyet müdürüydü, ikisi de kardeşlikten yanaydı, ikisi de akan kanın durmasını istiyordu.

\n

***

\n

Benim yurdumda kardeşlikten yana olan, akan kanın durmasını isteyen, devlet içinde örgütlü çetelerin, gladyonun ortaya çıkarılması için çalışan nice emniyet müdürleri, savcılar, aydınlar, gazeteciler Türk ve Kürt denilmeden öldürüldüler.

\n

Diyarbakıra yeni atanan bir emniyet müdürü, şehit tabutları kaldırılırken, şehit olanın da, dağda öldürülenin de bizim insamızolduğunu, içinin yandığını söyleyince kıyamet koptu.

\n

Devlet aygıtında görev yapan, ister sivil ister asker olsun tüm bürokratlar büyük patronun gözünden hiç kaçmıyor.

\n

Eşref Bitlis, Gaffar Okkan, Doğan Öz, Cevat Yurdakul...

\n

Ya uçakları düşüyor ya da sokak ortasında öldürülüyor onlar.

\n

Yaşamımız cehenneme dönüyor, çocuklarımız uçurumlara yuvarlanıyor.

\n

Bilmiyoruz, kimsesizler mezarlığında kimlerin yattığını, gözaltında kaybolanların nereye gömüldüğünü.

\n

***

\n

Birileri sesimizi soluğumuzu kesiyor ve bunu başarıyla sürdürüyor.

\n

Aydınlık bir gelecekten umudunu kesenlerin sayısı gün gün çoğalırken, barış-kardeşlik diyen diller silaha sarılıp kana kan intikamçığlıkları atıyor....

\n

Dışarıda soğuk ve yağmur var...

\n

Canım sıkılıyor canım!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları