Hikmet Çetinkaya

Biz Aydınlanmanın Güneşiyiz...

08 Mayıs 2013 Çarşamba

Bugün Cumhuriyet’in kuruluşunun 89. yılı...
Zaman bir ırmak gibi akıp gidiyor işte!
Kaç arkadaşımızı yitirdik, 70’li yılların sonunda ve 90’lı yıllarda?
Bu süreç az buz değildir!
Oluk oluk kan aktı!
Dünya küreselleşti,
Sovyetler Birliği dağıldı, iki Almanya birleşti, Yugoslavya parçalandı...
Tüm bunlar
başdöndürücü bir hızla oldu!
Terör ivme kazandı!
Tırmandıkça
tırmandı!
Hiç beklenmedik bir anda
Irak’ı vurdu...
Şahinler ayağa kalktı:
“Irak’a demokrasi geliyor!”

\n

***

\n

Şöyle aklıma bir dizi Cumhuriyet yazarı geldi, yitirdiğimiz...
Kör terörün alçakça vurduğu yazarlarımız!
Cavit Orhan Tütengil...
Muammer Aksoy...
Bahriye Üçok...
Uğur Mumcu...
Onat Kutlar...
Cumhuriyet gazetesi olarak mücadeleden yılmadık, demokrasi ve özgürlüklerden, insan haklarından yana tavır aldık.
Hiçbir siyasal iktidarın sözcüsü olmadık.
Laik demokratik Cumhuriyetten yanaydık!
Devrimlerin bekçisiydik!
Din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığı yapmadık!
1990’lı yılların ortalarında Türkiye kan gölüne döndüğünde Türk Hizbullahı’nı ortaya çıkaran bizdik.
Aydın Engin Güneydoğu’da 15 gün kaldı ve harika bir röportaj çıkardı...
Kimse
“gık” diyemedi!

\n

***

\n

Tarihsel sürecin önemli bir kısmını Cumhuriyet Gazetesi’nde geçirdim...
Kimisi zor kimisi acılı yıllardı.
İnsanlığın serüveninde gazeteciler, şairler, yazarlar aynı teknenin hamurunda kimi zaman farkına bile varmadan yoğrulurlar.
Kimi zaman
Hayyam’dan, kimi zaman Balzac’tan, kimi zaman bir siyasetçiden, şairden sezgisel bir eğilim içinde bulurlar kendilerini...
Ben, bunu çok
genç yaşta röportajcılığa başladığım için inanın şimdilerde anladım.
Yazıya yüklenen sözcüklerin derinliklerinde Oktay Akbal’dan da etkilendim, İlhan Selçuk’tan da...
Benim için Cumhuriyet hep okul oldu ve okul olarak kalacak.
Bu gemi
Orhan Erinç’in kaptanlığında yol alacak!

\n

***

\n

Cumhuriyet bugün 89 yaşında...
Zor günlerden geçiyoruz!
Çağdaş insan, düşmanlığın kaynağını, kökenini, gerçekçesini, nedenlerini araştırıp bulan, kör güdülerine ve önyargılarına benliğini kaptırmayan kişidir.
Bunu çok iyi anlatmıştır İlhan Selçuk:
“Düşmanlığın kölesi olan ilkelleşir!”
Cumhuriyet düşmanlığın kölesi değil, demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarını savunan bir gazetedir.
Her
Kürt yurttaşımızı potansiyel terörist olarak görmez!
Cumhuriyet sürekli uyarıyor, göstere göstere insanın içini ürperten manşetler atarak...
Çizgisini anlatmama gerek yok!
Siyasi bir partinin organı falan da değil!
Onun için Cumhuriyet, topluma
düşmanlık tohumları serpmez haberlerinde...
Ayrımcılık yapmaz...
Yazarları da aynı sağduyuyu taşır!
Derin milliyetçi diye yaftalamak isteyenlerin alnını karışlarım...

\n

***

\n

Cumhuriyet tarihini yazmayı düşünmedim...
Biliniyor zaten!
Son yıllarda yaşananları,
faili meçhulleri nasıl unuttuysak Cumhuriyet yazarlarının neden öldürüldüğünü de unuttuk.
Unutturdular!
Hizbullah’ı açığa çıkaran Cumhuriyet değil miydi?
16 Şubat 1993 ve yanılmıyorsam, birinci sayfadan manşet:
“Hizbullah’tan itiraf!”
Örgüt liderlerinden
Şehmuz, Batman’da Aydın Engin’e şöyle demiş:
“TC’den ve PKK’den çok kişiyi cezalandırdık... Turan Dursun’u, Bahriye Üçok’u, Musa Anter’i cezalandırdığımız doğrudur.”
Aydın Engin’in dizisi yayımlanırken
17 Şubat 1993’te Eşref Bitlis’in uçağının düşmesi beni hâlâ düşündürür.
O yıllarda doğan Kürt çocukları bugün 19-20 yaşlarında...
Anımsarlar mı, anımsamazlar!
Cumhuriyet okurlar mı, okumazlar!
Çağdaş insan, düşmanlığın nedenlerini bulan, kör güdülerine ve önyargılarına benliğine kaptırmayan kişidir.
Köle olan ilkelleşir, demişti İlhan Selçuk!
Anadolu’da ne
Türk, ne Kürt, ne de Laz, Çerkez ilkelleşmeli...
Onun için
Cumhuriyet, aydınlanmanın güneşidir!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları