Hikmet Çetinkaya

Bir Ağaç Büyüyecek Yüreğinizde...

11 Ağustos 2013 Pazar

Edmond Jabes’in dizelerini okuyorum öğle saatlerinde...
Bir duygu yağmuru,
hayat için açılan bir yazı sayfası...
Mustafa Balbay’ın dün çıkan yazısı...
Nasıl da sıcak İstanbul!
Edmond Jabes’in dizeleri, Balbay’ın
“İşgal Gücü Bunu Yapmazdı” başlıklı yazısı... Hayat için açılan o yazı sayfasında bir tomurcuk...
Evrenin önceden varoluşu...
Yakında, üzerinde
gölgelerin kıpırdamadığı bir anı mı görürüz ansızın, yoksa baskıyı, kini, intikamı mı?
Geceleyin içine süzüldüğümüz o
kara yokluk içinde fosforlu oluşları ve onlara ihanet eden arkadaşları mı?
Aslında dünya bizim gibi saf...
Dün ve yarın bir, aynı basit cümle...
O saflığın içinde
insan sevgisini yüceltmek, Silivri zindanında, gazeteci ve yazar kimliğiyle yatmak, dimdik ayakta durabilmek...
Yaşama sarılmak!
Hayatın yazı sayfasında
güneşin kucağına esrik kuşları serpmek...
Güneşin batışını,
ayın doğuşunu görmek...
Dışarıda olup bitenleri izleyebilmek...
Balbay,
“İşgal gücü bile bunu yapmazdı” derken çok şey anlatıyor bize.
Bizim dışarıda anlayamadıklarımızı.
Kanlı
Danıştay baskını bile doğru dürüst aydınlatılmadı, arkasındaki örgütlü gücün uzantıları bulunmadı.
Yaftalamalarla,
gizli tanıklarla, telefon dinlemeleriyle hüküm verildi...

\n

***

\n

Bu ülkede yaşayan aklı başında herkesin (ister solcu, ister sağcı olsun) askeri darbelerden yana olmadığı bir gerçek...
Hem askeri hem de
sivil vesayete karşı çıkanları biz Gezi Direnişi’nde gördük.
Bu arada şuna da tanık olduk:
“Siyasal iktidara muhalif olan herkes darbeci, terörist!”
Hukuksuzluk salt
Balyoz ve Ergenekon’da değil, KCK, Devrimci Karargâh, Odatv ve başka siyasi davalarda da diz boyu.
AKP iktidarı ülkede bir korku imparatorluğu kurdu...
Baskı!
Yıldırma!
Konuşmak yasak, sevişmek yasak
, duran insan olmak yasak.
Bayrak satmak bile yasak!
Atatürk’ün çok sevdiği “Vardar Ovası”nı dinlemek de yasak...
Demokrasi ve
özgürlük masalları dinleye dinleye geldik bugünlere.
Hiçbir zaman umudumu yitirmedim...
Elbet bu toplum sandıkta baskı,
şiddet ve zulüm uygulayanlara demokrasi dersini verecek.
Bilmem okurlar farkında mı?
Bayram süresince bu köşeden kimseye
“bayramınız kutlu olsun” demedim.
Çünkü içimden gelmedi!
Onca
günahsız insan zindanda yatıyor değişik siyasi suçlardan!
Nasıl diyebilirim, söyler misiniz?

\n

***

\n

Hayatın yazı sayfasında ölümü düşünüyorum...
Sahi nedir ölüm?
Ölümcül bir hastalığa tutulan gençler,
bilim insanları zindanda bugün...
Fatih Hilmioğlu’na verilen hapis cezası...
Sağlık durumu nedir?
Bilmiyorum!
Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tutuklu olarak tedavisi süren
Kemal Avcı mide kanseri...
Kemal Avcı
25 yaşında ve tutuklu.
Mide kanseri Kemal!
Suçu ne olursa olsun bir tutuklu ve hükümlü
devletin koruması altındadır.
Devlet onu tedavi ettirecektir...
Tedavisi için de
tahliye edilmesi gerekmez mi?
Devlet acımasız ben
im ülkemde, devlet insanını sevmez.
Ölümüne göz yumar!
Biz bunun örneklerini çoğu
siyasi davalarda gördük...
İlk değil, son da değil...

\n

***

\n

Benim ülkemde özgürlük sözcüğünü kullanmak yasaktır.
Bir gün mutlaka
diri ve saydam bir şey olacaktır özgürlük, Jose Marti’nin dizelerinde hayatın sayfalarına girerek...
Ateş gibi, ırmak gibi, bir buğday tanesi gibi...
Ve büyüyecek bir ağaç, büyüyecek
akşamın üzerinde yürüyecek benim, sizin, hepimizin yüreğine...
Yürüyecek!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları