Hikmet Çetinkaya

Biat Edeceksin, Yoksa Ezerim!..

24 Ekim 2013 Perşembe
Benim ormanım!
Benim fidanım!
Benim polisim!
Benim yargım!
Askerim!
Benim yoldaşım!
Benim öğretmenim!
Benim medyam!
Merak etme ben seni
yedirmem çünkü benim
defterimde yoktur bunlar.
Kitabımda yazmaz.
Yol arkadaşım rahat uyu,
başına bir şey gelmez...
Beraber ıslandık bu yollarda.
Delikanlılık raconunda adam
satmak bize yakışmaz...
İşine bak sen, çalış
valim, emniyet müdürüm,
kaymakamım çalış.
Dediğimi yap sen yeter!
Ben karar verir, ben yaparım...
Ne kadar muhalif varsa
gözaltına aldırırım...
Tutuklatırım!
Zindanlarda çürütürüm!
Hiç korkmam!
Haberiniz olsun!
***
Yetmez ama evetçiler vardı,
beni destekliyorlardı, sonra
muhaliflerden muhalif oldu.
Şimdi neredeler?
Şurada burada!
Yazsınlar...
Koşulsuz destek vereceklerdi,
yapmadılar...
Elimin tersiyle silip attım.
Şimdi ne durumda onlar bir
bakın, adımlarınızı ona göre
atın.
Ben siyasete yırtık ayakkabıyla
geldim...
Gemicikleri severim,
özgürlükleri severim.
Ben laik değilim, devlet laik,
onu bilir onu söylerim...
Bildiğimi okurum!
Esad kardeşimdir derim,
sonra düşman ilan ederim tüm
dünyaya.
***
Apronda deve keserim...
THY’de takkeli işçiler
çalıştırırım...
Gezi eylemcilerini destekleyen
tiyatrocuları fişler, onlara devlet
yardımını keserim.
Düşünce özgürlüğü, demokrasi,
anayasal haklar da ne demek?..
Konuşmak yasak!
Ben senin yerine düşünürüm!
Sen otur, bedavadan kömür,
mercimek, nohut dağıtıyorum...
Keyfine bak!
Ne kadar muhalif varsa
gözyaşına bakmam...
Gazlarım, gaz bombası atarım.
Hiç korkmam!
ODTÜ’lüleri nasıl toplayıp
atıyorum içeri...
Aynen öyle yaparım.
Yanıma yaklaşanı, beni
eleştireni yakarım...
Vicdana değil cüzdana
bakarım.
Elhamdülillah Müslümanım...
El Nusra’yı koruyup kollar,
beslerim...
Silah da veririm
ekmek de...
Sana ne?
Gözaltı,
yargılama, baskı...
Parasız
eğitim isteyen
o terörist(!)
üniversiteli
çocukları
zindanlarda
çürütürüm.
Benim işimdir
bunlar...
Bana ne Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nden...
Ormanı yok edip otoyol
yaparım, gerekirse cami bile
yıkarım.
Diktiğim fidana dokunanın
anasını belletirim, dünyaya
geldiğine pişman ederim.
***
Van münit çekerim, ezilen
yoksul Arap halklarının
kalplerine girerim.
Sağım solum belli olmaz...
Ben delikanlı adamım!
***
Nâzım Hikmet’ten de şiirler
okurum, Necip Fazıl’dan da...
Ahmed Arif’i, Yılmaz Güney’i,
Ahmet Kaya’yı canım gibi
severim...
Kürtlerin oyunu alır, CHP’nin,
sosyalist partilerin, MHP’nin altını
oyar, avuçlarını yalatırım...
İki gözüm, baş tacım,
neoliberalizmin hizmetkârıyım...
Mısır’ı gözüme kestirir,
Müslüman Kardeşler’e ve
Mursi’ye sahip çıkarım...
Bu arada Obama’ya göz
kırparım!
Telefonla konuşurum...
O beni teselli eder, rahatlarım!
***
İster sevin ister sevmeyin, ben
böyleyim...
Sol böyle bölük pörçük
oldukça, yüzde ellinin altında da
olsa tek başıma iktidarım...
Arkadaşlarım bilir,
komutanlarım çoktan
öğrenmiştir...
Ben tek adamım!
Baştan söyledim...
Fidan’ımı kimseye
kırdırmam, okyanus ötesi
güçlere, uluslararası örgütlere,
işbirlikçilerine, taşeronlara
fidanımı kırdırmam...
Hodri meydan!
Militan onlar!
Kimin militanı olduğunu
söylememe gerek yok...
Dedim ya okyanus ötesi!
Siz anlayın artık!
Bir gecede bankalarına da el
koyarım, dershanelerine de...
***
Bak buradan söylüyorum açık
açık...
Hepsi vız gelir bana!
Gözüm karadır, korkmam...
Bunu böyle bilin, adımlarınızı
öyle atın...
Bana biat edin, biat!
Yoksa yakarım, yıkarım, ezip
geçerim...
***
Düzeltme: Dünkü yazımın bir
yerinde er Utku Kalı’nın Reyhanlı
katliamı ile ilişkisi olduğu savıyla
tutuklandığını yazmışım.
Doğrusu böyle bir savla değil,
katliama ilişkin devletin önceden
bilgi sahibi olduğunu gösteren
askeri istihbarat bilgilerini
sızdırmakla suçlandığı ve
tutuklandığıdır. Düzeltir, özür
dilerim.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları