Hikmet Çetinkaya

Atatürk'ün Aklı Halkın Gücü...

31 Ağustos 2013 Cumartesi

Değişen çok şey vardı dünyada...
Oysa
değişenin ne olduğunu anlayamıyordum o gece.
Denizinden gelen esinti, bahçedeki ağaçlar, kendi yaşam çizgimiz ve beklentilerimiz.
30 Ağustos Zafer Bayramı...
Halkın emperyalizme karşı zaferi...
Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleri:
“Savaş kaçınılmaz olmalıdır; bir ulusun hayatı söz konusu olmadıkça savaş cinayettir.”
91 yıl önce söylenmiş çok anlamlı bir tümce!
91 yıl sonra
ezilen, sömürülen, baskıcı rejimler altında yaşayan İslam coğrafyasında ne değişmişti?..
Hiçbir şey!
Oysa dünya değişmişti!
Değişmeyen bir şey vardı...
O da
emperyalizmin sarmalında yaşamak, onların her dediğine boyun eğmek, işlenen cinayetleri görmemek!
Bunları düşünürken uykum kaçmıştı...
Balkona çıkmış gökyüzünü seyrediyordum.
Mısır’da, Suriye’de, Afganistan’da, Libya’da yaşayan insanları düşündüm; savaşı, intikam duygularıyla yanıp tutuşan savaşseverleri, emperyalizmin kolları arasındaki ülkeleri.
91 yıl önceki o büyük zafer,
kahramanlık destanı geldi gözlerimin önüne.
Sonra Mustafa Kemal ve arkadaşları...
Acıların, sevinçlerin mantığı,
direnç, beklentiler, yoksulluk ve savaş...

\n

***

\n

Çalkantalı bir süreçten geçiyorduk...
O gece gökyüzüne bakarken,
sözcüklerin oyununu tartışma programlarında görmüş, nasıl bir bilgi kirliliğiyle karşı karşıya olduğumuza tanık olmuştum.
Siyasal dengeler bir anda yıkıldığında toplumsal yaşamın altüst olduğuna hem
cunta dönemlerinde hem sivil iktidarlar dönemlerinde tanık olmuştum.
İnsan karakterinin ikiyüzlü olduğunu biliyordum...
Tıpkı saat ayarı gibi bir şeydi o!
Sağdan olsun soldan olsun, laik olsun şeriatçı olsun,
akrep ve yelkovan gibi üst üste geldiğini görmüştüm.
Kendi çıkarları için kılıktan kılığa giren soytarıların birden saf değiştirdiğini biliyordum.
Daha düne kadar siyasal iktidarı eleştirirken, bugün yandaş olan sahtekârları da.
Rüzgârgüllerine gebeydi onlar...
İlhan Selçuk’un deyişiyle “karakter saatini ayarlayan” fırtınalı dönemlerin akreplerini, tavşanlarını görüyordum.
Zamana göre renk değiştirirlerdi, dünya nasıl değişiyorsa.
Sabah
liberal, akşam solcu, bir gün sonra kapitalist, bir bakarsın faşist...

\n

***

\n

İnsanın insanlaşması için uzun ve sancılı bir süreç gerekir.
Dünyanın değişik toplumları farklı zamanları yaşıyorlar...
Bugün
yoksul İslam ülkeleri din sarmalında, hiç düşündünüz mü?
Dini siyasette araç olarak kullanıp,
laikliği din düşmanlığı olarak gösterip, küreselleşme denilen vahşi kapitalizmin, emperyalizmin kıskacı altında?
Laik bir toplum olamadıkları için!
Türkiye’nin toplumsal gerçeğini anlayamayanlar, ayrı zaman dilimi içinde yaşıyor gibiler...
Üreten bir toplum değil, sadaka toplumu yaratıldı...
Değişen dünyayı anlayıp kavrayamayan siyasetçiler Türkiye’yi yönetmeye başladı.
Bu süreç 30 yılda ivme kazandı...
Sendikal hak ve özgürlükler ortadan kaldırıldı, emeğin örgütlü gücü tepetaklak edildi, “öğretim birliği devrimi” yıkıldı...
91 yıl önce halkın zaferi gerçekleşti Türkiye’de...
Emperyalizme karşı bir zaferdi bu!
Bağımsız Türkiye’nin aydınlık yolu açıldı...
Toplum olarak bu bağımsızlık savaşını algılayamadık, Cumhuriyetimizin
“Aydınlanma Devrimi”ne sahip çıkmadık, demokrasimizi geliştiremedik.

\n

***

\n

O gece ben bunları düşünmüştüm...
Ortadoğu’nun
yoksul halklarını, ölen çocukları, kadınları, gençleri, erkekleri.
İktidarın kankası Suudi Arabistan’a bakıyorum...
Türkiye’yle birlikte
Esad’ı devirip Suriye’ye demokrasi getireceklerdi ya!
Şimdi bakıyorum, Mısır’da darbeci general Sisi’yi destekliyor tüm gücüyle!
Zaman her yerde farklı oluyor,
akrep ve yelkovan hep üst üste geliyor!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları