Hikmet Çetinkaya

Akıl Tutulması mı İleri Faşizm mi?

18 Haziran 2013 Salı

Çocuklar, anneler, babalar, gençler çığlık çığlığa kaçışıyordu...

\n

Günlerden pazar...
Cevahir Alışveriş Merkezi’ne
Cumhuriyet’in Şişli’de bulunduğu sokaktan akın akın giden aileler...
Gençler!
Babasıyla, annesiyle yürüyen çocuklar.
Birden
patlamalar oldu...
Haber Merkezi’ndeydim o sırada...
Pencereyi açtım.
TOMA’lardan su fışkırtılıyor, ardından
bir duman bulutu havaya yükseliyordu:
Genzim, burnum ve boğazım yandı...
Çalışan arkadaşlar da benim durumumdaydı.
Hemen pencereleri kapattık...
Güvenlik görevlileri kaçışan insanları
gazetenin bahçesine aldı...
Fenalaşanlar vardı, ağlayan
4-5 yaşında çocuklar, anneler, babalar ve gençler.
Polis neden bu kadar acımasızdı?
Bu soruyu kaç gündür soruyorum kendi kendime.
Elbette yanıtını biliyorum bilmesine...
Kin ve
nefret tohumlarının nasıl serpildiğini, 11 yıllık süreçte nereden nereye geldiğimizi anlıyorum.
Demek ki şöyle bir düşünce gelişmiş
güvenlik birimlerinde:
“Şişli, Nişantaşı, Teşvikiye, Harbiye gibi işlek caddelerde, sokaklarda dolaşan, pazar gezintisine çıkan herkes benim düşmanımdır!”
Başka türlü anlatamam o görüntüleri...

\n

***

\n

Gazetemiz çalışanlarından bir kadın arkadaşımız pazar günü gazeteye gelirken bir polis, diğerine sormuş:
“Kırmızı elbise giymiş, eylemci bu, alayım mı bu kadını gözaltına...”
Muhabir arkadaşım hemen
basın kartını çıkarıp gösterirken, öteki polis yanıt vermiş:
“Operasyon emri gelmedi daha!”
O polislerin de bu ülkenin
yoksul ve emekçi insanlarının çocuğu olduğunu biliyorum.
Sorun onları eğitenlerde.
Kin,
nefret, intikam duygusu aşılayanlarda...
Buyruğu verenlerde!
Biber gazı, tazyikli su bizim
gazetenin bulunduğu sokağa önceki gün üç-dört kez atıldı.
Gerçekten o insanların, kadınların, gençlerin, yaşlıların durumlarını görecektiniz.
Bayılanlar, düşenler, kaçmaya çalışanlar.
Cevahir AVM’ye orta sınıf ve
orta sınıfın altında olan yurttaşlar, gençler gelir daha çok...
Onlar için
gezinti yeri orasıdır, yakın olduğu için.
Nurtepe,
Okmeydanı, Yeşilpınar ve Kâğıthane’de yaşayanlar çoğunluktadır.
Bu baskı, zulüm neden, niçin?
Hele hele Başbakan
Erdoğan’ın Kazlıçeşme mitinginde yaptığı konuşma, toplumu ayrıştırma değil de nedir?
Bu ülkede inançlı-inançsız,
Sünni-Alevi, Süryani, Türk, Kürt, Laz, Çerkez tüm insanlar birlikte yaşamak zorundayız.
Yaşıyoruz zaten tüm kışkırtmalara karşın!
Taksim
Gezi direnişinde de bunu gördük!
İktidarın ve çoğunluğun gücünü kullanarak bir ülkeyi baskıyla yönetmek bu çağda olmaz...
Elbet seçime katılanların
yüzde 50’sinin oyunu aldınız...
11 yıl içinde yüzde 35 oyunuzu yüzde 50’ye çıkardınız, askeri kışlasına soktunuz, zindanları doldurdunuz, elmalarla armutları bir çuvala koydunuz.
Peki, demokrasi ve özgürlükler ne oldu? Niçin
yüzde 10 barajını kaldırmadınız, Partiler Yasası’nı değiştirmediniz?

\n

***

\n

Uzun tutukluluk süreleri, gazetecilerin, üniversite öğrencilerinin zindanlarda yatması içinizi acıtmıyor mu?
Balyoz,
KCK, Odatv, Ergenekon davalarına ne diyorsunuz?
Yapılmamış bir darbeden hesap soruyorsunuz ama
Hilmi Özkök, Aytaç Yalman paşalar dışarıda?
Deniz ve Hava Kuvvetleri,
Kara Kuvvetleri olmadan darbe yapabilir mi?
Size muhalif olan herkes, yandaşlarınız tarafından yaftalanıyor:
“Ergenekoncu!”
Gezi ve Kuğulu parklarındaki,
Gündoğdu ve tüm Türkiye’deki çevreci eylemciler terörist, Ergenekoncu(!)...
Peki
CHP binasına saldıran eli sopalı, bıçaklı sivil militanlar kimdi?
Polisin koruduğu genç
Kasımpaşalılar!
Adına akıl tutulması mı yoksa ileri faşizm mi,denir artık siz karar verin!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları