Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tencere Tava...

05 Haziran 2013 Çarşamba

Yaşanan olayları sıcağı sıcağına yorumlamak öyle kolay yapılabilecek bir iş değildir. Yine de gelişmelerin öncesini bir bütün halinde görmeyi yadsımaz, hoşunuza gidenlerle gitmeyenleri keyfi bir şekilde eleyerek canınızın istediği gibi bir sonuç çıkarmaya odaklanmazsanız söyleyeceğiniz bir iki söz olabilir.
Olayların altıncı gününün gecesinde “tarafsız bir bölgede” dördü de köşe yazarlığı yapan, üçü ayrıca tanınmış profesör, biri de her devrin âkil adamlığı konusunda usta gazeteci olan arkadaşları dinlerken, “İşte dedim, şimdi içinde bulunduğu zaman dilimindeki olayları ustalıkla çözümleyebilecek, Marx’ın ‘18. Brumaire’ adlı çalışmasına taş çıkartacak bir tahlille karşılaşacağız.”

\n

***

\n

Türkiye’nin büyük kentlerinde başlayan, diğer kentlere, kasabalara yayılan olayların sıkı, analitik bir analizini, bir yandan sokaktan gelen tencere tava sesleri ve yükselen “hükümet istifa” sloganları arasında dinlemek iyi olacaktı doğrusu.
Hayal kırıklığı kimi zaman eğlendirici olabiliyor; arkadaşların anlattıkları da eğlendirdi beni. En büyük buluşları,
“olayların herhangi bir siyasi hedefinin olmadığı” idi. Herhalde hükümet siyasi bir organ olmadığı için olsa gerek, hükümetin istifasını istemek de siyasi bir hedef olamıyordu. Arkadaşlar olabilirlik ile istenen arasındaki ince çizgiyi pek sevmedikleri için, vurguyu daha çok “Başbakan’ın olayları kışkırttığı” noktasında yoğunlaştırmayı seçtiler. Kısaca eğer Başbakan iki satır söz söylese, “eyvallah, düzeltiriz bir kusurumuz varsa” dese, olaylar yatışacak, hatta hiç olmamış gibi herkes evine gidecekti.

\n

***

\n

Değerli arkadaşların ikinci, önemli ve isabetli buluşları ise eylemlerin siyasi bir önderlikten yoksun oluşu idi Allah’a şükür. Çok renkli, çok güzel, çok barışçı eylemlerin siyasi bir hedefi olmadığı gibi, bir örgütleyicisi de yoktu.
El Hak doğrudur. Çok renkli, çok güzel ve barışçı olduklarını biliyoruz. Siyasi önderlikten yoksun oldukları da görülüyordu zaten. Benim takıldığım bunun
“aman ne güzel, iyi ki siyasi bir önderlik yoktu” şeklinde sunulmasıdır. Kuşkusuz yaşadığımız olayların devrimci bir niteliği olmakla birlikte, devrim günlerinde olmadığımızı biliyoruz. Bu türden siyasi amaç taşıyan eylemlerde önderlik birdenbire oluşmaz. Bazen hiç oluşmaz, bazen de eylemin, hareketin niteliği hızla gelişebilir, çıkış noktasıyla uyumlu amaçlar doğrultusunda değişebilir. Rayından saptırılması, yenilgiye uğratılması (büyük örnek Paris Komünü, küçük ve bizden örnek 15-16 Haziran olayları) olasıdır kuşkusuz. Her neyse biz daha olayların içindeyiz ve Marx’ın çözümleme yeteneğine ne kadar özensek de sahip değiliz. Ama sevinmek niye.

\n

***

\n

Fiyakalıydı doğrusu “her şeylerine karışılan yığınların haysiyetleri için sokağa çıktıkları”nı söylemek. Koskoca profesör böyle dediğine göre tencere tavanın da herhalde haysiyetle bir ilgisi vardır. Aklıma takılan baskıya neden gerek duyulduğu, neden insanların her şeylerine karışıldığı. Bana sanki itiraz edilecek bir programınız, hoşa gitmeyen planlarınız varsa baskı yaparsınız gibi geldi.
Doğrusu, orta, orta yaş üstü, çoğunluğu kadın kalabalığın tencerelerini tavalarını dövmelerinden çıkan senfoniyi duyunca, çevre mevre takmayan hükümete çakıyorlar, gelir dağılımı gibi bir dertleri var bunların diye düşündüm.
Ahmet Hakan’ın usta jonglörlüğünde üç Prof, bir gazetecinin söyledikleri “Siyasi hedefleri yoktu” sözüne de “Hükümetin istifasını istiyorlar, daha ne siyasi hedefi istiyorsunuz” diyecekken, Başbakan’ın “lafın gelişi” bazı sözler ettiğini ve bu insanların da lafın gelişi “hükümetin istifasını istediklerini” anladım ve sustum. Ben sustum ama dışarıdan hâlâ tencere tava çıngıltısı, patlayan gaz bombalarının sesi geliyor, yürüyenler “Hükümet istifa” diye bağırıyorlardı.
Duymadılar tabii
“tarafsız bölge”den gelen yatıştırıcı tazyikli suyun sesini.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları