Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Baraj Yıkılırken

05 Aralık 2014 Cuma

Baraj nerede? Kafalarınızın içinde. Uydurduğunuz kavramlarla kurduğunuz tuzaklarda. Yalanlarınızda. Gerçeğin tam tersini söylerken sırıtıyorsunuz ya işte tam o sırıtmanın gölgesinde. Milyon ağacı keserken “iki milyon dikeriz ne olmuş” demenizdeki ucuzlukta. Gezi’nin direnişçilerine “darbeci” derken ağır darbeyi halkın sırtına indirmenin hayaliyle kendinizden geçiyorsunuz ya, işte tam orada baraj.

***

Yakında yıkılıp gidecek. Baraj kapakları açılacak; siz, “seçim millet iradesini ne ölçüde yansıtsın, nalıncı keseri ne yana yontsun” pazarlığı yaparken kendi aranızda, sular sel olacak. Götürecek sizi gideceğiniz yere. Hiç istemediğiniz yere. Tsunami vuracak, meydanların, sokakların iradesinin gerçek irade olduğunu anlatacak. Neyin oylanıp neyin oylanamayacağını işte o zaman anlayacak, “ne çürük barajmış bu” diye hayıflanacaksınız.

***

Boşuna üzmeyin kendinizi, korkmayın, titremeyin, O sizin “yüzde on”unuza bir şey olmaz. Pazarlıkta sizden ustası yoktur. Payınızı almaya devam edersiniz daha bir vakit. Muhalefet partileri de parlamentodaki “yeterli” varlıklarının tehlikeye girmesini istemez; bir yol bulursunuz artık. Bulamayacağınız çare, sokakta yükselen homurtuyla ilgilidir. Çaresizsiniz o konuda. Yavuz Bingöl türkü çığırsa, Acun Ilıcalı size özel program yapsa nafiledir. Siz değilsiniz çare.

***

İşte bakın Yatağan işçisi bilinçlere kurduğunuz barajı yıktı, yıkıyor. Soma’da “ölümden öte köy de varmış, haberi geldi telefonlarımıza” derken patronla siyasetin kopmaz bağını, iktidarla ortaklığını, sistemin barajını görüverdi maden işçisi. Ermenek’te ocağın derinliklerinde yitirdikleri arkadaşlarını düşünürken maden işçileri, barajın kapakları tek tek dikiş atıyor işte. “İşçinin derdi alacağı ücrettir, verir gibi yaparız; yoksulun derdi üç beş paket makarnadır, iki torba kömürdür hallederiz” diyenleri nasıl bir telaş aldı hiç sormayın.

***

Olanı biteni parçalamanın, birbirinden koparmanın ya işsizlik - ya düşük ücret sarmalıyla işçiye boyun eğdirmenin giderek olanaksızlaştığını görenler, şimdi işi ucuz kahramanlıklara dökmeye başladılar. Ama orada da baraj kapakları pek çürüktür. Sahte vatanseverliğin yerini gerçek vatanseverliğe bırakacak yolu yok. Toprağa paralel uçarken kendini gökyüzünde zanneden karga, kime kendini kartal diye yutturabilir ki.

***

Baraj yıkılacak. Gerçek irade yola çıktı. Sandığın denetimine de adaydır, hakkın hukukun korunmasına da. “Benim her dediğimi onaylayacak bir çoğunluğum, göğsünü bana siper etmiş milli bir iradem var” diyenler yakında anlayacak yanıldıklarını. Kapaklardan sular seller akacak çünkü. Birinden, “insan hakkı, insanın özgürlüğü oylanmaz” diye dökülecek sular “milli iradecinin” üstüne. İkincisi gürültüyle boşalacak; sahtekârlık, sandıktan kara bir duman halinde bir ruh gibi süzülüp gidecek cehennem vadisine.

***

Nereden biliyorum ben bunları? Biliyorum, görünüyor da oradan biliyorum. Telaşınızdan, ayaklarınızın birbirine dolaşmasından, öfkenizin başınıza vurmasından belli oluyor. “Tıkın içeri şunları, bulun ‘makul’ bir şüphe” diye dellenmenizden anlaşılıyor. Birbirinize girmenizden, kapalı kapılar ardında tekmeleşmenizden de bellidir. Ama asıl, riyakâr, mülevves bir inkârcı ruhuyla “barajım da barajım” diye tutturmanızdan, “istikrar bozulmaz mı mirim” diye yaltaklanmanızdan aldık işareti, oradan öğrendik durumunuzun umutsuz olduğunu.

***

“Hepimiz baraja karşıyız” derken nasıl da sımsıkı sarılıyorsunuz barajınıza. Çünkü oy hırsızlığınız şimdilik öteki hırsızlıklarınızın yargılanmasını önlüyor. Bir çeşit sigortanız, güvencenizdir. Yine de söyleyeyim size; çaresizsiniz; barajınız yıkıldı yıkılacak. Sokakta duydum. Ermenek’te fısıldaşıyorlardı. Soma’da da sokak aralarında dile düşmüş sizin baraj. Yatağan’dakileri hiç sormayın, Gezici gençleri, Hazirancıları almışlar yanlarına, “bu baraj da ne ki la...” diyordu biri ötekine.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları