Gülengül Altınsay

Özgürlük her şey

02 Şubat 2017 Perşembe

Futbol özgürlük ister. Tribünler özgürlük ister. Sahadaki futbolcular özgürlük ister. Ve zaten ancak özgürlük varsa çıkar ortaya yaratıcılık, yetenek, coşku, her bir şey… İşte Beşiktaş- Konyaspor karşılaşması. Bir futbol müsabakasının ötesinde şeyler yaşandı o akşam. Tribünler adeta patladı. Gerginlikten, düşman yaratmaktan nemalanma bir yerden sonra ters tepti. Kendi işlerini iyi yapmak yerine dikkatleri rekabetler üzerine çekmeye çalışmalar, yeni gündemler yaratmaya çalışmalar taraftarın ince hicvi karşısında pek bir ofsayta düştü. Aslında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım haftaiçi Beşiktaşlı bazı oyunculara ilişkin “Fenerbahçe’ye gelmek istediler ama ben almadım” gibisinden sözler sarf etmeseydi o akşam yine öyle yaşanır mıydı bilemem.
Maç bitti ama yankıları sürüyor hâlâ. Şu bir kez daha anlaşıldı ki tek adama dayalı kulüp yönetimleri, iktidarın paylaşılmaması, belki bir süre idare edebiliyor fakat sonuçta baştan aşağıya herkes kaybediyor. Çünkü herkes kendisini özgürce ifade ederse, farklı fikir ve davranışta bulunmaktan korkmazsa, özgür ve rahat olursa, bir de elindeki iktidarı paylaşırsa oradan güç doğar.

Takım da coştu
Pazartesi akşamı Vodafone Arena’da tribünler coştu, sahadaki takımlar coştu. Tribün de yaratıcılığını ortaya koydu, takım da. Ve Beşiktaş geçtiğimiz sezondan beri ilk kez bu kadar uyumlu bu kadar akışkan bir futbol sergiledi. Hele ilk on iki dakika nefeslerimizi bile kesip izledik o güzelim futbolu.
Üstelik Beşiktaş’ın kadrosu sürekli değişim halinde. Üç ayda bir yeni futbolcular geliyor bazı futbolcular gidiyor. Geçtiğimiz sezonun gol kralı Gomez, geçtiğimiz sezonun asist kralı Sosa gidince bunun etkilerinin hem orta alanda hem de forvette görülmemesi mümkün değildi. Görüldü de.
Ne var ki Şenol Güneş elindeki malzemeyle olası en iyi kadroyu ve futbol kurgusunu inşa etmekte usta. Zaten öyle olmasa yönetim de bu kadar sirkülasyonu göze alamazdı herhalde. Oyuncu gönderiyor oyuncu alıyorsunuz yeni bir düzen kuruyorsunuz sonra hop yine birileri gelmiş aralarında da eski gönderdiğiniz oyuncular hatta.
İyi bir teknik direktör önce futbolcunun iyisinden anlayacak. Bu birinci şart. Kolay gibi gözüken aslında zor bir yetenek yani. Benim bu konuda aklıma ilk gelen isim Abdullah Avcı. En son İrfan Can Kahveci’yi o kaptı mesela.
İkinci şart şu: İyi bir teknik direktör kadrosunu en etkili biçimde kullanabilecek. Bu konuda da ilk aklıma gelen isim Şenol Güneş artık.
Siyah - Beyazlılar şimdi Babel, Mitroviç, Ersan Gülüm ve Demba Ba transferleriyle gündemde. Babel iki maçta da başarılı gözüktü. İşleyen sisteme adapte olmuş gibi. Ama kesin karar vermek için henüz erken. Mitroviç genç bir oyuncu olduğu için Beşiktaş’ın diğer transferlerinden farklı bir konumda. Uyum sağlar kendini geliştirirse uzun yıllar takımda istikrar unsuru olabilir. Ersan ve Demba Ba’ya gelince; sürpriz yok, bildik oyuncular çünkü onlar. Ama kiralıklar; ne kadar oynayabilecekleri de meçhul.
Ve herkes kendini özgürce ifade ederse, farklı olana düşmanca yaklaşmayıp onun haklarına saygı gösterir, işine sarılırsa her alanda çiçekler açar.
Ülke olarak buna ne kadar muhtacız şu günlerde.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umudun meydanı 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları