Gülengül Altınsay

Milli Takım kalkanı

06 Ekim 2016 Perşembe

Bizde bir krizin ardından eleştirilere maruz kalan kişi hemen kendini savunmaya başlar. Ama ne savunma… Bırakın en ufak bir özeleştiriyi mazeretlere bile gerek duymadan kendisinin ne kadar dürüst, ne kadar mert, ne kadar fedakâr biri olduğunu anlatmaya başlar.
Bir kere bu tarz vasıflar insanın kendi kendine bahşedebileceği özellikler olamaz. Onları başkaları söyleyecek size.
Eğer kriz sadece bir kişiyi değil toplumun çoğunluğunu ilgilendiren bir olaya aitse o zaman da gelsin vatan sevgisi, ülke çıkarları, yapılan fedakârlıklar…
Hani bir inansanız her şeyin sadece vatana hizmet için yapıldığını, kimselerin bundan bir menfaat sağlamadığını, çuvallarla para kazanmadığını, kariyer yapmadığını falan sanırsınız.
İyi de kim inanır size?
Ya da hâlâ inanan var mı?
Bu arada her şeyi bir vatan-millet meselesine dönüştürmek de çok sevilen, en fazla başvurulan en kuvvetli kalkan bizde.
O kalkanın arkasında istedikleri gibi davranmakta özgürler.
Kendilerini yaptıkları işlerden ötürü eleştirenlerin de vay haline; onlar vatansever siz vatan düşmanı oluverirsiniz hemen.
Zaten bu yüzden kimse var olan konuya dair bir şeyler bilse de konuşamıyor. Hangi konuma sokulacağını kestiremiyor çünkü.

Terim-Arda krizi
Olayı örneklendirirsek; Milli Takım’da bir Terim-Arda krizinin olduğu üstü kapatılamaz şekilde ortada.
Ortada ama kimse tam olarak neyin ne olduğunu bilmiyor. Çünkü imalı sözlerden ötesi yok. Kimse açık açık konuşamıyor. Konuyu az çok bilen de malum nedenlerden ötürü susuyor.
Her şey gizli kapaklı faili meçhul olarak yürüyor. Terim’in TFF ile sözleşmesi basına sızdırılıyor mesela. Yine cepheden açık açık fikir beyan etmek, konuları dürüstçe kamuya açmak yok.

Sadece futbol
Oysa ki konumuz futbol. Ve Milli Takım 2018 Dünya Kupası eleme maçlarını oynuyor şimdi. Yani iş hayat-memat meselesi değil. Ucunda ölüm de yok. Alt tarafı bizim çocuklar- gerçi bizim çocukların çoğu Almanya’dan daha çok da Kuzey Ren Westfalia bölgesi takımlarından geliyorlar ama olsun- çıkacaklar başka ülkelerin çocuklarıyla futbol oynayacaklar.
Ne ki biz bu akşam Ukrayna’yla oynanacak maçta futboldan; artılarımızdan eksilerimizden çok daha fazla sonucuyla ilgileneceğiz. Ve alınacak sonuca bağlı olarak yeniden Terim-Arda çekişmesine döneceğiz. “Arda olsaydı, olmasaydı ne olurdu” gibi kısır tartışmalara gireceğiz. Dahası önümüzdeki iki maçın skorlarına göre Terim’den istifa bekleyeceğiz. Futbolun seviyesinin yükseltilmesi üzerine futbolun meseleleri üzerine bir gıdım kafa yormayacağız.
Geldiğimiz nokta bu. İşte size yine bir işin esasından ustalıkla kaydırılması ve kişiselleştirilmesi olayı daha…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umudun meydanı 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları