Gülengül Altınsay

Kişi mi kurum mu?

26 Ocak 2017 Perşembe

Kırılamayacak rekor süre, 40 yıl, bir kulübün başkanlığını yapmak, hele Türkiye gibi her şeyin arkaya bakmadan kısa sürede un ufak edildiği bir ülkede çok zor. Hatta imkânsız. İşte böyle bir şeyi gerçekleştirmiş bir başkan İlhan Cavcav. Üstelik bu süreçte Gençlerbirliği’ni borçsuz bir kulüp olarak ayakta tutması ise hayranlık verici. Hem de kulüpleri borçlandırma konusunda birbiriyle yarışan ve vergi borcu şu bu borcu affı için avucunu devlete açan kulüp yöneticilerinin cenneti bir ülkede. Bırakın genç futbolcuları yetiştirip büyük kulüplere satmasını falan, sadece böylesi bir ortamda borçsuz bir kulübü ayakta tutabilmek bile en büyük övgü nedeni İlhan Başkan için. Buraya kadar herkes hemfikir sanırım.

Cavcav’dan sonra
Şimdi gelelim olayın farklı yönüne. İlhan Cavcav sonrasında Gençlerbirliği kulübü kimin ellerine geçecek? İlkelerini anlayışlarını kimler sürdürecek? Ortada kimse yok. Kısaca Gençlerbirliği’ne ne olacak? Bu kadar yıl o mevkide kalıp sonrası için hiçbir önlem almamak, yeni yönetici kadroları yetiştirmemek, kişileri değil kuralları egemen kılmamak, iktidarı paylaşmamak, her şeyi ellerinde tutmak tek adam diktatörlüğü değil de ne? Nerede kaldı kurumsallaşma?
Nerde kaldı demokratik yönetim?
Demokrasi; paylaşmak, her sese imkân vermek demek. Kurumsallaşma; işleri kişilere bağlı olmaktan çıkarıp sistemin işletilmesi demek. İşte geldik yine aynı noktaya; bireylerin güç ve iktidar hırsıyla toplumun menfaatlerinin çeliştiği o makus noktaya. Cavcav kısa bir süre önce oğlunu kendisinden sonrası için işaret etmiş anlaşılan. Peki böyle bir uygulamayı kurumsallaşma kapsamına nasıl sokacağız? Yani babadan oğula geçen bir iktidarı. Diyeceksiniz ki kurumsallaşma nerede var ki bunu sadece Cavcav’dan bekliyorsunuz. Orası da doğru ne yazık ki..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umudun meydanı 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları