Beşiktaş’ın sahasında Süper Lig’e yeni çıkmış Pendikspor’a 2 puan kaybetmesi pek çok şeyi açığa çıkardı aslında. Tamam lig uzun, kaybedilen puanların telafisi mümkün. Fakat mesele bu kadar basit değil işte. 

Bir kere Beşiktaş 90 dakikayı çıkarabilecek kondisyona sahip değil. Pendik maçının da ikinci yarısında bu açıkça görüldü. Oysa ki futbolun olmazsa olmazı fizik kondisyon. Diyelim havalar sıcak, maç trafiği yoğun filan. Gerçi bunlar biliniyordu ve sezon başı hazırlık sürecinde çözülmeliydi. Ama biz bu sorunun kısa sürede çözüleceğini varsayalım. Peki ya Şenol Güneş’in özellikle oyuncu değişiklikleriyle takımı şekilden şekle sokarak şaşkına döndürmesi sorunu nasıl çözülecek? Şu skoru koruma telaşıyla top tekniği zayıf düz defans oyuncularını sahaya sürmekten ne zaman vazgeçilecek? 

Maç kazanmaya değil kaybetmemeye öncelik veren bir anlayıştır bu. Kaldı ki sadece rakibi oynatmamaya yönelik uygulamalarda işiniz çoğunlukla şansa kalır. Oysa ki skoru tutmak için tam tersine top tekniği yüksek oyuncularla oyunu yönlendirebilmeniz gerekir. Bu sezon Beşiktaş maçların 60. dakikalarında oyuncu değişikliğine gidiyor, orta alandan Salih, Amir çıkartılıyor ve “defansif orta saha/stoper” nitelikli Onana gibi tekniği düşük oyuncular oyuna alınıyor. Böylece top rakibe geçiyor, takımın bağlantıları bozuluyor, rakip ümitleniyor, atakların yönü değişiyor. 

Üstelik son Pendik maçında 1-0’ı korumak için ancak 2 gün idman yapmış oyunculardan medet umdu Güneş. Ve her değişiklikte birçok oyuncunun yeri değişti.

Tamam skoru etkileyen hakem hataları vardı maçta. Ama Beşiktaş’ın da tutarsız transfer politikası gibi tutarsız ve kararsız bir oyunu var. Gedson’un aşırı çabası, Masuaku’nun bindirmeleri, Amir’in boşlukları kapatması, duran toplar ve bir de Aboubakar’a atılan uzun paslar olmasa Kartal bir şey üretemeyecek. 

Kurtarıcı yıldız transferi hayalleri körükleneceğine, futbolun uyumlu, dengeli ve bağlantıları işleyen bir takımla oynandığını hatırlamakta fayda var. Ve kafası açık, cesur bir teknik direktöre.