Erol Manisalı
Erol Manisalı erolmanisa@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ortadoğu'da Ne Değişti?

05 Ağustos 2013 Pazartesi

Son 20 yıl için bölgemizde değişenler ve değişmeyenler:

\n

- Arap dünyasında Atlantik kıyısından Körfez’e kadar demokrasi alanında bir gelişme olmadı. Uluslararası demokratik standartlar konusunda olumlu bir gelişme görülmedi.
Aksine daha istikrarsız ve daha antidemokratik gelişmeler sürekli yaşanır oldu.
- Arap ülkelerinin iç savaşları ve çatışmaları arttı. Bu ülkelere dış askeri (ve dini) müdahaleler yaygınlaştı. Özellikle son 10 yıl içinde kanlı çatışmalar çok yoğunlaştı.
Irak’tan Libya’ya, Suriye’den Mısır’a askeri müdahaleler ve parçalanmalar görüldü.
Daha antidemokratik, daha kanlı, daha bölünmüş bir Ortadoğu meydana geldi.
- Din faktörü öne çıktı; küresel güçlerin askeri müdahaleleri yaygınlaştı; tarikat çatışmaları yoğunlaştı. Arap dünyasında yaşayan insanlar daha sorunlu, daha mutsuz ve daha antidemokratik hale geldiler.
- İran, bir İslam cumhuriyeti (devleti) olma çizgisini sürdürdü. Ayakta kalabilmek için nükleer alanda gelişmeyi bir devlet politikası haline soktu. Bu nedenle Batı’nın boykotuna uğrarken Şanghay İşbirliği Örgütü ile (ŞİÖ) yakınlaştı.
- Afganistan ve Pakistan geri ve demokrasi dışı konumlarını sürdürdüler. NATO dahil, dış müdahalelere muhatap oldular.
- Afrika’da Sudan, Arap (Müslüman) ve Hıristiyan olarak ikiye bölündü. Onun akıbetini bekleyen birçok Arap ülkesi sırada.

\n

Tek başarı Kürdistan mı?

\n

1990 sonrasında başlatılan süreç 2000’li yıllarda sonuçlandı ve Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürdistan, son on yılda kuruldu.
Hem bölgenin 4 ülkesindeki iç dinamikler hem de küresel dinamikler bu konuda örtüştürüldüler.
Irak ayağı sağlam bir biçimde oluşturuldu. Şimdi büyük sorun, diğer üç ayağın nasıl dahil edileceğinde yatıyor.
1990 sonrası gelişmelerden en kârlı çıkan Kürtler oldu. Tabii bu başarıda kimi küresel güçlerin katkısını göz ardı etmemize imkân yok.

\n

Ya Türkiye?

\n

Bölgede Araplar, Kürtler ve Farslar konusunda olumlu ya da olumsuz büyük gelişmeler oluşurken Türkiye bunun dışında kalamazdı ve bırakılamazdı.
- Kürtlerle ilgili sorunlara hem içerde hem de yurtdışında
“müdahil” oldu.
- Ankara, çevre ülkelerdeki tarikat çatışmalarında taraf haline geldi.
- ABD ve AB tarafından kimi zaman desteklenen, kimi zaman da karşı çıkılan İslami gruplarla ilişki kurarak Batı ile sorunlar yaşamaya başladı.
- İçerdeki antidemokratik uygulamalar dolayısıyla ABD ve bazı AB ülkeleri ile karşı karşıya geldi.
- Bazı Batı ülkelerinin ve sivil toplum örgütlerinin Ankara’ya karşı eleştirel çıkışları, Batı’nın Türkiye politikasında bazı değişiklikler yapılacağı sinyalini veriyor.
Bunun arkasında
“Ilımlı İslam modelinin” Ortadoğu’da, ılımlıdan aşırı radikale kolaylıkla dönüşebileceği korkusu yatıyor.
Mısır, Suriye, Libya ve Tunus’ta yaşananlar bunu Batı’ya göstermiştir.
Ancak en büyük ıstırabı bölge insanları çekmektedir; antidemokratik bir düzen, ekonomik gerilik ve çağdışı bir yaşam biçimi olarak.

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları