Yunanistan'da 'Darbe'

07 Kasım 2011 Pazartesi
\n

\n\n\n

Yunanistan Başbakanı Papandreu, ordu üst kademesini görevinden aldı, ama kendini bir darbenin kurbanı olmaktan kurtaramadı. Belli ki o da darbeleri askerlerin yaptığına inananlardandı; gerektiğinde orduları da kullanan iktidarın aslında başka yerlerde olduğunun ayırdında değildi...

\n

‘Demos Cratos’ mu dediniz?

\n

Yunanistanda siyasetten konuşunca, Platonun, Aristotalesin demokrasiye ilişkin kaygılarını anımsamamak olanaksız: Demokrasi yoksulların iktidarıdır; başı boş bırakılırsa zenginleri servetlerinden edebilir. Otokrasiyle demokrasi arasındaki alanda pratikte ideal olana en yaklaşanlar, zenginlerin servetini koruyan, yoksullara da kararlara bir yere kadar katılım olanağı vererek düzeni kabul etmelerini kolaylaştıran, değişik oranlarda oligarşi ve demokrasi karışımı rejimlerdir (1293a32). Ama Aristotalesin VI Kitapta demokrasinin türlerini tartışırken, En İyi (istikrarlı) Demokrasibaşlığı altında, devlet hazinesinden yoksullara mali yardım yapılmasını; ama bu yardımın sadaka olarak değil, onların toprak alarak, iş kurarak yoksulluktan kurtulmalarına olanak sağlayacak biçimde verilmesine ilişkin öğütlerini de (1320b8) unutmamak gerekiyor.

\n

Yunanistanda (ABD ve ABde de) üç yıldır yaşananlara bu gözlükle bakınca, yoksullarınneden sokaklarda olduğunu ve gerçek demokrasiistemeye başladığını anlamak hiç de zor değil. Bırakın devlet hazinesinden yoksullara kaynak aktarmayı, devlet hazinesinden zenginlere aktarılan kaynağın yarattığı açığı kapamak için yoksulların elindekini de almaya çalışan; iş kurma, geçinme olanaklarını yok eden demokrasilerlekarşı karşıyayız. Bu koşullarda, Avrupada, özellikle de Yunanistanda rejimlerin, hızla demokrasiden uzaklaştığını, oligarşik özelliklerinin güçlendiğini söyleyebiliriz.

\n

Platon ve Aristotales zamanında, yoksulların iradesinin devlete yansımasına olanak sağlayan, genel oy hakkının, kapitalist toplumlarda bir düzeni onaylama mekanizmasına dönüşmüş olduğunu, çoktandır biliyoruz. Öyle ki, daha ortada kültür endüstrisi”, “medya makinesiyokken ünlü anarşist düşünürlerden Emma Goldman (1869-1940), Eğer gerçek bir değişiklik yaratacak olsaydı, genel oy hakkını da yasaklarlardı diyordu (aktaran Mike Hume, Spike, 03/10). Bugün bu onaylama mekanizmasının çok daha güçlü ve etkin bir hale gelmiş olduğunu söylemek olanaklı. Bu yüzden, geçen hafta Yunanistanda patlak veren referandum tartışmasının ortaya koyduğu gibi, bu hakkın bile askıya alınması, zenginlerin(uluslararası mali sermaye) yoksulların onayına başvuramayacak bir noktada olduklarını, demokrasiden vazgeçmeye hazır bir duruma geldiklerini gösteriyor.

\n

Papandreu, iki yıldır neoliberal kemer sıkma paketlerini uygulayarak Yunanistan kapitalizmini ayakta tutmaya çalışıyor, bu sırada kriz derinleşiyor; toplumsal muhalefet, yoksulların sesigiderek yükseliyordu. AB yönetimi, geçen ay yeni bir kurtarma paketi, yeni kemer sıkma programıyla gelince, Papandreu, ayaklanmalarla, genel grevlerle sarsılan ülkede, yeni bir kemer sıkma paketinin riskini tek başına üstlenemeyeceğini, bu paketi referandum yoluyla halka onaylatırsa uygulama şansının artacağını düşündü.

\n

Böylece Papandreu, genel seçimlere gitmeyerek hem muhalefetin yeni düzeyini yansıtacak bir meclisin oluşmasını engelliyor, hem dekemer sıkma paketiyle AB üyeliğini özdeşleştirerekorta sınıflara şantaj yapmayı, muhalefeti bölmeyi, medyanın, devletin etkisini de kullanarak kemer sıkma paketini onaylatmayı planlıyordu.

\n

İlk anda çok kurnaz bir taktik gibi görünen bu adım, ortalığı karıştırdı. Belli ki ne Almanya-Fransa bloku neoliberal politikaları ne de gelinen noktada Yunan kapitalizmi AB ilişkisini bir referandumla halka onaylatabileceğine güveniyordu. Genelde ABde, özelde Yunanistanda kapitalizmin istikrarı, toplum üzerindeki etkisi o kadar zayıflamıştı ki, bir halkoylaması beklenmedik sonuçlar yaratabilirdi. Uçurumun kenarında dururken demos cratosoyunu oynamanın âlemi yoktu...

\n

Darbe ve U dönüşleri

\n

Yunan muhafazakâr basını, Yeni Demokrasi Partisi hain”, “deliçığlıkları atmaya başlarken Papandreu, Alman Şansölyesi Merkel ve Fransa Devlet Başkanı Sarkozy tarafından apar topar G20 toplantısına çağrıldı. Orada, Merkel ve Sarkozy, Yunanistanın ABden çıkma olasılığını gündeme getirerek Papandreuya, referandumdan vazgeçirmek için baskı yaptılar. Papandreu direnince de baskılar referandumun içeriği üzerinde yoğunlaştı; kemer sıkma paketi değil, AB üyeliği oylanmalıydı. Bunun üzerine Yunanistan Maliye Bakanı Venizelos, Üyelik Yunanistanın tarihsel hakkıdır, oylanamaz açıklamasını yaptı. Muhalefetteki Yeni Demokrasi Partisi lideri Antonis Samaras da aynı düşüncedeydi. IMF, istikrar paketi meclisten geçmezse para yok, dedi. Bu basınçlara dayanamayan Papandreu da referandumdan vazgeçti.

\n

Papandreu cuma gecesi, partisi PASOKtan iki milletvekili, Kaili ve Panaritinin olumsuz açıklamalarından sonra, mecliste kaybetme olasılığı çok yüksek bir güvenoylamasıyla yüzleşmeye hazırlanırken artık teknokratlardan (Eleftherotypia gazetesine göre çoğu bankacılardan) oluşan bir ulusal birlikhükümetinin kurulmasının gerekliliğinden, başına da Avrupa Merkez Bankası eski başkan yardımcısı Lucas Papademosun geçmesinden söz ediliyordu (Athens News, 04/11). Samarasınteknokratlar hükümetiönerisiyse, Khatimerini yorumcularından, Versendaalın deyişiyle, Yunanistanda politikacıların artık çözümün değil, sorunun parçası haline geldiğinin itirafıydı.”

\n

Cuma gecesi yapılan güvenoylamasını Papandreu, PASOK temsilcilerini yeni bir koalisyon hükümeti oluşturma vaadiye ikna ederek 145e 153 oyla kazandı.

\n

Cumartesi günü, Udönüşü yapma sırası Yeni Demokrasi Partisine gelmişti. Parti, önce koalisyon hükümetine karşı olduğunu açıkladı, hemen genel seçimlere gidilmesini istedi. Papandreu, önce gerekirse bir başkasının başbakanlığında bir koalisyon kurulmasını, bunun da paketi onaylamasını, bunlar gerçekleşmeden seçimlerin söz konusu olamayacağını açıkladı (Athens News, 05/10).

\n

YD Partisi lideri Samas, yine pozisyon değiştirerek Yunanistanın AB üyeliğini korumak için, ülkeyi en kısa sürede genel seçimlere taşıyacak bir koalisyonu tartışmaya, Papandreunun istifa etmesi koşuluyla açık olduklarını, daha önce onaylamayı reddettikleri kemer sıkma paketini de onaylayacaklarını açıkladı (Khatimerini, 05/11).

\n

Evet, belki Yunanistanda askeri bir darbegerçekleşmedi, ama Almanya ve Fransanın verdiği muhtıraülkenin siyasi yapısını kökünden sarstı. PASOK ve Yeni Demokrasi Partisi müthiş birUdönüşle kemer sıkma paketini halkoylamasına sunmadan meclisten geçirmeyi, bunun için bir ulusal birlikhükümeti kurmayı, başbakan da istifa etmeyi kabul etti.

\n

Böylece, bir AB üyesi olarak Yunanistanın seçilmiş siyasi liderlerinin özgürce karar alamayacağı; halkın yaşamını etkileyen kararların halkın onayına sunulmasına izin verilmeyeceği; iktidarın, üye ülkelerin hükümetlerinde değil, bir hegemonya inşa etmekte olan Almanya-Fransa ekseninde yoğunlaşmakta olduğu gözler önüne serildi. Franz Fanonun ulusal mekânda ötekinin iktidarı tanımından hareket edersek, Yunanistanın da neredeyse bir sömürge statüsüne indirgendiğini de...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları