Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Lider, parti, hareket, devlet
Cumhuriyet gazetesi yine farkını gösterdi. İpek Özbey’in Prof. Şahin Filiz ile yaptığı söyleşi, Barış Terkoğlu’nun, İçişleri Bakanı’nın “Habitus”unu (kimliğini ve- Hitler’in ideoloji yerine kullanmayı seçtiği kavramla- “dünya görüşünü”- Weltanschauung- yaratan ortamı) sergileyen yazısı, Zülal Kalkandelen’in uyarısı, “süreç olarak faşizmin” ülkede ne kadar ilerlediğini sergiliyordu.
Tarikat, cemaat ve rejim
Prof. Filiz’e göre tarikatlar-cemaatler, “modern devlet örgütlenmesinin ilkel, feodal ama çok tehlikeli bir benzeridir”. Tarikatlar içinde insanlar, sorgulanamaz bir liderlik altında emir komuta zinciri içinde yaşıyor, homojen, tarikata özgün bir din yorumunu benimsiyorlar. “Ne yazık ki ülkemizi baştan ayağa çepeçevre sarmış irili ufaklı yüzlerce tarikat ve cemaat vardır. Nakşibendilik ile Selefi cemaatler bunların iki ana gövdesidir...”
Tarikatlar aralarındaki farklara karşın siyasal İslamın “dünya görüşünü” en azından laiklik, Cumhuriyet, Aydınlanma-bilim-düşmanlığı, ataerkil egemenlik gibi alanlarda yeniden üretiyorlar, yeni kadrolar yetiştiriyorlar. Diyanet İşleri Başkanı’nın “Bunlar irfan mektepleridir” sözleri de bu gerçeği yansıtıyor.
Bir toplumsal ve siyasi hareket olarak siyasal İslamın “bedenini” bu tarikatlar, egemen sınıfını da bu tarikatların liderlikleri ve yetiştirdiği dinci entelijansiya oluşturuyor. AKP, bu hareketin ve sınıfların iktidarını temsil ediyor. Bu iktidarın kapitalist bir ekonomi içinde gerçekleşmiş olması bu gerçeği değiştirmiyor, yalnızca bu sınıfın üstünde yaşadığı bölüşüm ilişkilerinin özelliklerine, AKP rejiminin politikalarındaki başarıların ve iflasların arkasındaki dinamiklere ışık tutuyor.
Bir araştırmaya göre 2.6 milyon vatandaşı kontrol eden yüzlerce tarikatın her biri, Prof. Filiz’in işaret ettiği gibi, kendisini bir “hilafet merkezi” olarak görüyor. Gerçekten de her tarikat, cemaat yerel düzeyde bir kültürel, ekonomik güç merkezi, iktidar odağıdır. Devlete sızma, devlet olma refleksi de bu güç merkezi, iktidar odağı olmanın doğal uzantısıdır. Prof. Filiz, “Devletleşme amacındaki cemaat ve tarikatların sızma aşaması çoktan gerçekleşti” diyor.
İrili ufaklı tarikat-cemaat grupları, ekonomik kaynaklar, devlet içindeki iktidar noktaları üzerinde birbirleriyle rekabet halindedir. Tayyip Erdoğan’ın ve AKP merkezinin önemi de buradadır. Bu liderlik ve merkez, çok parçalı hareketin birliğini, içinde kaynak dağılımını kontrol etmek için gereklidir. Yerel iktidar odaklarının işlevi ve bunlar arasındaki rekabet, bu rekabetin bir lider ile stabilize edilmesi de akla İtalyan faşizmindeki lider-parti-devlet-hareket ilişkisini getiriyor.
Sivil değil, totaliter...
Diğer taraftan tarikatlar, cemaatler AKP rejiminin dayandığı toplumsal zemindir. Tarikatlar ve cemaatler, halkın yaşam alanlarında, bedenleri ve mekânları hatta zamanın kullanımını denetlemeye çalışırken rejimin “dünya görüşünü” (Weltanschauung), tarikatların dışında kalan Müslümanlara da simgesel ve fiziki şiddet yoluyla benimsetmeye çalışırlar.
Zülal Kalkandelen’in, tarikatlar ve cemaatler, (bugün siyasal İslamın çeperinde kendine yaşam alanı inşa etmiş, dün de Aydınlanma düşüncesinin yıpranmasında kritik rol oynamış kimi liberal entelijansiyanın iddialarının aksine) “Sivil toplum örgütleri değildir” uyarılarından hareketle, bunların bizzat “sivil toplumla” devlet arasındaki “diyaframı” bütünüyle ortadan kaldırmayı, “sivil toplumu” yok etmeyi, bireyin bedenini, zamanını ve yaşam alanını kesintisiz bir süreç içinde denetlemeyi amaçlayan totaliter yapılar olduklarını görebiliriz.
Yukardaki kısa özet, liberal demokrasilerde birbirinden görece bağımsız yaşayan yürütme organı, siyasi parti ve hareket gibi yapıntıların, bugün artık devletle “bir”leşerek organik bir yapı oluşturduğunu, “süreç olarak faşizmin” ulaştığı aşamayı gösteriyor.
Bence şimdi kendini “muhalefette” gören herkesin ve “yapıların” bir an evvel, “Bu süreç nereye gidiyor?”, “Bu ülkede seçim olur mu?”, “Olursa hangi koşullarda olur?”, “Bu koşullara hazırlıklı mıyız?”, “Böyle organik bir yapısı olan bir iktidar salt seçimlerle yerinden sökülebilir mi” gibi soruların cevaplarını acilen, dürüstçe vermeye çalışması gerekiyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!