Nobel’i Almasa da!..

09 Mart 2015 Pazartesi

Yaşar Kemal Nobel ödülünü almadı. Aslında Nobel ödülü bir organizasyonudur. Yayınevlerinin girişimi, kulisler, lobi çalışmalarının yer aldığı bir organizasyon. ‘Nobel Ödül Adayı’ olmak bile önemli sayılır.
Ama Herman Melvill de Moby Dick yazarı olsa da ödül almamıştır. Eduardo Galeano, Latin Amerika’nın Kesik Damarları yazarı ödül almamıştır. Carlos Fuentes ‘Deri Değiştirmek’ yazarı ödül almamıştır. John Fowles, Büyücü gibi muhteşem bir romanın yazarı, ödül almamıştır. Julien Barnes, büyük yazar, ödül almamıştır. Nobel Edebiyat Ödülü pek çok nedenle sağlıklı bir ölçüt değildir ama önemlidir. Orhan Pamuk da bu ödülü aldığı için değil, gerçekte roman yazdığı için edebiyat dünyasının seçkin bir adıdır.
Türkiye’den Nobel Ödülü’ne en uygun olan şair Nâzım Hikmet’tir. Getirdiği yeniliklerle, muhalif duruşuyla en uygun ödül adayıdır ama verilmemiştir.
İkinci önemli ödül adayı Aziz Nesin’dir. Çok yönlü yazın kişiliği ile (mizah, şiir, tiyatro, düzyazı gibi), getirdiği yeniliklerle, muhalif duruşuyla ödülü onurlandıracak yazarımızdır.
Üçüncü onur adayımız Yaşar Kemal’dir.
Yaşar Kemal’e bu ödülün verilmeme nedenleri onun ülkemiz için taşıdığı büyük önemi de gösterir.
Yaşar Kemal Kürt asıllıdır. Bunu açıklamakta, Kürtlerin haklarına sahip çıkarak bu hakların sözcülüğünü yapmaktadır. Ancak bu hakların sözcülüğünü yaparken de insan kimliğinde buluşmayı önermekte, barışın sözcülüğünü yapmaktadır. Bütün yazılarını da Türkçe yazmıştır. Türkçenin en büyük ustalarından birisi olmuş, dünya edebiyatına Türkçe dili ile mal olmuştur.
Türkler onun Kürt asıllı olmasına, Kürt halkının haklarına sahip çıkmasına takılarak haksızlık yapmışlardır. Kürtler de onun Türkçe yazmasına takılarak haksızlık etmişlerdir.
Oysa, Yaşar Kemal işte bu noktada büyüyerek Türkler için de Kürtler için de ‘İnsan Kimliğinde Barış İçinde Buluşma’nın simgesi olmuştur.
Hiç unutmayalım ki, ‘İNSAN KİMLİĞİMİZ’, etnik kimliğimizden de, ulusal kimliklerimizden de üstün olan ‘Dünya İnsanı’ olma kimliğimizdir. Değerli kardeşim Ataol Behramoğlu, ‘Kimliğim İnsan’ sözleriyle bu gerçeği ne güzel ifade etmiştir.
Sanat, insanlar arasındaki barışın, kardeşliğin köprüsüdür.
Şiir, öykü, roman, müzik, resim, heykel, tiyatro, sinema bizi bize anla-tarak kendimizi görmemizi sağlar.
Bütün sanatçılarımız bizim evrensel değerlerimizdir.

***

Ama okumazsak? Ama görmezsek?
Evet, okumazsak? O yazar bir şey kaybetmez, biz eksik kalırız. Eğer görmezsek, o yapıt kaybetmez, biz kaybederiz.
Üniversitedeki dersimde Guernica tablosunun üzerinde konuşacağımızı söyledim. O bir tablo değildir, bir dünya tarihidir. Picasso’nun bu dev yapıtını görmemek, okumamak, anlamamak ona değil, bize kaybettirir.
Bir tablo, bir şiir (Melih Cevdet Anday’ın Rosenberg’ler için yazdığı şiiri gibi), bir roman (Yaşar Kemal’in İnce Memed’i gibi) bir tarihi anlatır, bir dönemi anlatır, bir ülkeyi anlatır.
Nobel ödülü bir seçime dikkatleri çeker.
Ama gerçek bir yazar, dünya tarihinin onuru olur.
Yaşar Kemal gibi.
Yaşar Kemal’ler gibi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları