Kendi Ülkesini Fethetmek…

19 Ocak 2015 Pazartesi

Viyana belediye başkanını ziyaretimizde binanın girişinde iki taraflı merdivenlerde büstler görmüştük. Dünya uygarlığına imza atmış insanların büstleriydi bunlar. Sokrates, Solon, Diderot gibi kişiler aklımda kalmış. Düşünce dünyasının, insan haklarının, hukukun, siyasetin insanları uygarlığın mimarları olarak anılıyordu.
Bizim Cumhurbaşkanlığı sarayının girişine dizilen 16 Türk devletinin askerlerinin kılıçlı kalkanlı heykellerini görünce aklıma bu ziyaret geldi. Acaba, bu saraya gelecek olanlara kılıçtan kalkandan başka gösterecek bir şey kalmamış mıydı 16 Türk devletinden? Elbette vardı, elbette kalmıştı. Yüzyıllar boyunca İbni Sina’lar, Farabi’ler, Ali Kuşçu’lar, Mevlana’lar, Yunus Emre’ler de vardı. Ya bu son Cumhuriyetin yaratıcıları neredeydi? Paraların üstüne koyduğunuz mimarlar, matematikçiler, tıp insanları yok muydu? Elbette vardı.
Ama seçilen figürler kılıçlı kalkanlı askerlerdi.
Viyana, “aklın temsilcileri”ni seçmişti.
Ankara, “askeri fethin temsilcileri”ni seçiyordu.
Peki ama neden? Neden ordular gönderip fethetmenin özlemini çekiyor bu ülkenin yöneticileri?
Akıl, onu seçen ülkelere yeni buluşlar, yeni icatlar ile bilimde, teknikte ilerlemeler kazandırmıştı. Aklı seçen ülkeler her alanda başarılar kazandı. Bugün yaşanan fark budur.
Şiddeti, kılıcı, fethi seçen ülkeler ise giderek geriledi, fethettiği ülkeleri terk etmek zorunda kaldı, geride bıraktığı acıların, kanın, gözyaşlarının bedellerini çok acı ödedi. Osmanlı İmparatorluğu da böyle çöktü, İngiliz İmparatorluğu da adalarına böyle çekildi, Fransa da, İspanya da, Portekiz de bugünkü sınırlarına böyle çekildi.
Ders alan aldı, almayan öğrenmeye devam ediyor.
Ama artık Türkiye’nin fethedeceği ülke de kalmadı.
Kılıçla kalkanla ülke fethetmek tarihin geçmişine gömüldü.
Şimdi ne yapacaksın?
Elinde iktidarın kılıcı var. Fetih diye yanıp yakılıyorsun. Çevrende fethedilecek ülke yok. Bu durumda yapılacak şey,
“Kendi ülkeni fethetmek.”
İşte, AKP iktidarı da bunu yapıyor.
Kendi topraklarını fethediyor.
Yüzyıllık ağaçları fethediyor. Kesiyor, yıkıyor, köklerinden söküyor. Zeytin ağaçları, meşeler, köknarlar, sedir ağaçları, ormanlar fethediliyor. Arsa olarak ölçülüyor, biçiliyor, satılıyor, yağmalanıyor.
Yurt toprakları fethediliyor. Deşilip altından maden çıkarılıyor, bağrına siyanür dökülüp zehirleniyor. Yıllarca ot bitmeyecek duruma getiriliyor.
Dahası, köle pazarlarında satılır gibi yabancılara satılıyor. Araplar en gözde müşteriler. İsrailliler, Almanlar, İngilizler kilometrekarelerce toprak alıyor, satanlar ellerini ovuşturup seviniyor.
Atatürk Orman Çiftliği fethediliyor.Üzerine izni alınmamış bir saray yapılıyor. Olsun, nasıl olsa hesap soracak kimse yok.
Sıra Anıtkabir’in fethinde ama onun daha zamanı var. Şimdi sırası değil. Onun da sırası gelecek.

***

Fetih dedin mi sınırı olmaz.
Hukuk fethediliyor. Yasasıyla, kurullarıyla, yargıçlarıyla, savcılarıyla hukuk fethediliyor.
Eğitim fethediliyor. Laik eğitim kılıçtan geçiriliyor. “Dindar ve kindar nesiller” yetiştirilmek için din eğitimi araç yapılıyor. Aklın özgürlüğü ortadan kaldırılıyor ki dogmanın robotları istenileni sorgusuz sualsiz yapsın.Özgür iradeye ambargo konsun ki kişi efendisinin kulu kölesi olsun.
Piyasa fethediliyor. Piyasada iş yapacaksan fatihlerin yanında olacaksın. Eğer fetihçilerin yanında değilsen hiçbir alanda iş yapamazsın.
Basın-yayın fethediliyor. Siyasal iktidarın yanında değilsen kuşatma altına alınıyorsun. Her yönden baskı altına alınıyorsun, yaşama koşulların ortadan kaldırılıyor.
Kolay değil, kendi ülkeni fethediyorsun.

***

Her fethin ciddi sorunları vardır.
Fetih ganimet demektir. Yağmalanan yerler, esir edilen köleler, sönen yuvalar, acı çeken insanlar, fetihlerin görünmeyen yüzleridir.
Fetihlerin sonu da vardır. Ganimet paylaşımında kavga çıkar, esirler ayaklanır, köleler isyan eder, acı çeken insanlar hesap sorar.
Gün gelir, imparatorluklar çöker.
Ve güneş gibi bir Cumhuriyet doğar.
Ampul söner, güneş dünyayı yeniden ısıtır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları