Cüneyt Arcayürek

Yaşar Kemal

20 Aralık 2011 Salı
\n

1984 yılında Legion dHonneur Nişanının Commandeur(Komutan) ödülünü alan Yaşar Kemal, bu kez Fransanın en büyük ödülü, aynı nişanın en büyük aşaması olan

\n\n\n

Grand Officier-Büyük Subay ödülüne layık görüldü.

\n

Ödül, Türkiyede ilk kez birine, içimizden birine, Yaşar Kemale verildi.

\n

Ödülü vermek için Türkiyeye gelen Legion dHonneur Konseyi Başkanı Şansölye Jean-Louis Geogelin; yaptığı konuşmada, Yaşar Kemalin edebiyat alanındaki eserleri için ve azınlıkları, kültürel çeşitliliği ve kültürler arası diyaloğu büyük bir yüreklilikle savunmasından bu ödüle layık görüldüğünüsöyledi.

\n

Oysa, Şansölyenin; Yaşar Kemali; romanlarında, kimi zaman dünya ve ülkemizle ilgili açıklamalarında; ırk, cins ve etnik köken ayırt etmeksizin, insanların eşit, barış içinde özgür yaşamaları uğruna savaşan bir yazın, bir düşünce adamı, bir büyük yazar diye sunması gerekirdi.

\n

Bu yargıyı Yaşar Kemal yaptığı konuşmada; Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik insanlığın ortak özlemidircümlesi ile doğruluyor.

\n

Yalnız Yaşar Kemal onurlanmadı bu ödülle. Türkiyeyi de onurlandırdı.

\n

Dostluğumuzun yarım yüzyılı aştığı Yaşar Kemali ekranda izleyince geçmişin unutulmaz günleri canlandı.

\n

***

\n

1985’te yayımlanmaya başlayan ilk dizi kitaplarımdan; Bir İktidar, Bir İhtilal 1955-1960 başlıklı üçüncüsü yayımlandıktan sonra, Yaşar Kemalden bir mektup aldım.

\n

İşte o mektup:

\n

Günlerdir anılarını okuyorum. Anı türü bizde gelişmemiş bir türdür, oysa Batı’da anı türü edebiyat sanatının önemli bir dalıdır.

\n

Senin anıların için bir ülkenin demokratik macerasının tarihidir, denebilir. Senin anıların için bir gazeteci, edebiyat, sanat kuşağının romanıdır da denebilir.

\n

Seninle ne zaman tanıştığımızı hiç anımsamıyorum. Belki İstanbulda, belki Ankarada tanıştık. Belki de Adanadan seninle birlikte geldik İstanbula.

\n

Arkadaşlığımız, daha doğrusu kardeşliğimiz bitip tükenmeden tanıştığımız günden bu yana sürdü, hiç eskimeden. Bizde gazeteci olsun, yazar olsun, herkes hep edebiyattan geldi. Biz de seninle onlarla birlikte oradan geldik. Gazeteciliğimizin en hızlı yıllarında biz seninle, anımsıyor musun bilmem yürüyüşlerimizi, Çiçek Pasajlarını, hep edebiyattan, şiirden konuşurduk. İşimiz gücümüz şiirdi. Nâzım Hikmeti, Ahmet Muhipi, Cahit Sıtkı, Sait Faiki hiç dilimizden düşürmezdik.

\n

Gazetecilik benim de senin de ikinci işimizdi, ekmek kapımızdı. Bunları şunun için yazıyorum. O günler, edebiyat adamlığı, sende de sonunda ürünlerini verdi, şu güzelim anıları yazdın. Benim için senin anıların, büyük bir dil ustasının yazılarıdır. Senin o zor erişilir güzel diline günlerdir kendimi kaptırmışım, çok güzel bir roman, bir şiir, bir destan okur gibi okuyorum ve sevgili kardeşim, herkes aslına rücu eder derler ya, sen bu anılarla kendi edebiyatçı aslına döndün, belki de o aslından hiç ayrılmamıştın, seni dilimizin bir ustası, görkemli bir yazarı olarak selamlıyorum. Senin güzel yapıtın edebiyat tarihimizin en güzel yapıları arasında sayılacak, dilin Türkçemizin en güzel örnekleri arasında yer alacaktır.

\n

Haydi, bir yolunu bir daha bulalım da Çiçek Pasajı o güzel Çiçek Pasajı değil artık, ona benzer güzel bir yer bulalım da, gene gençliğimizdeki  gibi şiirler okuyalım. Eskisi kadar değilse de, belleğimde gene çok ağıt, Karacaoğlan, Yunus Emre ve Orhan Veli var.

\n

Gözlerinden özlemle öperim - Yaşar Kemal.

\n

***

\n

Ah, evet! Örneğin Çiçek Pasajına gittiğimiz günlerden bir günü nasıl unuturum.

\n

Röportajlarını yayımlayan Cumhuriyetin Babıâlideki İttihat Terakki Partisinin merkez binasına gidişimizi, senin patronlardan Doğan Nadiyi gördükten, muhasebeye uğradıktan sonra, Cağaloğlundan Beyoğluna yürüyerek gidişimizi ve bugün yerinde yeller esen Çiçek Pasajında bira içişimizi unutabilir miyim?

\n

Bir yolunu bulsak da kardeşlikle yoğrulmuş dostluğumuzu tazelesek!

\n

Sen daha büyük ödüllere layıksın Yaşar Kemal. Gözlerinden öperim

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları