Cüneyt Arcayürek

Yanılgı!..

11 Şubat 2014 Salı

Başbakan kendini de aştı...
Ülkeyi, hükümetini saran yolsuzluk ve rüşvet olaylarının üstünü nasıl örteceğini bilemiyor.
Bu konuda kısacası ipin ucunu kaçırdı. Kargaların bile güleceği öyle iddialarda bulunuyor ki, bu dayanaksız kof iddialar artık çoktan sınırları da aştı.
Asıl hırsızlığın, yolsuzlukla rüşvetin, nerede, tabii CHP’de olduğunu söylemeye varan ifadeler kullanıyor ve hükümetini, iktidarını temelinden sarsan 17 Aralık operasyonlarında ortaya çıkan gerçeklerin hesabını sorumlu hükümet başkanı olarak kendisinden değil, asıl Kılıçdaroğlu’ndan sormak gerektiğini öne sürecek, iftira diye nitelenecek uç noktaya ulaşıyor.
Başbakan RTE hemen her seçim öncesi mağduru oynayacağı bir olay yaratıyor...
Uzun zaman, 2010’lara kadar; askeri vesayet ve darbelerden mağdur olan siyaset adamı ve parti rolünü pekâlâ oynadı.
30 Mart yerel seçimi öncesi de ülke yönetimini ele geçirmeye çalışan paralel devlet örgütü (cemaat) ile mücadele eden vatan kurtaran aslan rolüne soyundu.
Kanıtı mı?
Tabii başkumandanı RTE olan yeni, ikinci bir Kurtuluş Savaşı yaşandığını TC Başbakanı olarak açıklamadı mı?
Adeta bir Mustafa Kemal!

***

Ne ki mağdurluk ustası cemaati suçluyor.
Telefon dinlemelerinden sahte delillerle özel mahkemeleri etkisi altına alacak kadar pislik kokan hemen her olayın nedeni olarak cemaati gösteriyor.
ABD’de yaşayan, ikinci adamlarıyla Türkiye’ye çağırdığı, gel burada siyaset yap da boyunu bosunu görelim diye sözüm ona hodri meydan dediği, hâlâ TC vatandaşı F. Gülen hakkında paralel devlet çetesinin başı olarak bir türlü yargıyı göreve çağıramıyor...
Düne kadar cemaatin 30 Mart’ta AKP oylarını etkileyeceğinden hiç söz etmeyen, olsa olsa bu etkinin yüzde 1-2 oranında olabileceğini öne süren RTE...
…geçen haftanın son günleri, İstanbul’da meydanlarda seçim nutku atarken, cemaatten samimi dindar insanların değil; (kimlerdir bir türlü açıklayamadığı) sorumlu olanların paralel devlet uygulamalarının suçlusu olduğunu söylemeye başladı.
Cemaat oylarında aleyhine tehlikenin galiba farkına vardı.

***

Partisel yararlar uğruna, üstelik intikam duygusu uyandıran söylemlerle devlet olanaklarını kullanan ilk ve son Başbakan’dır RTE!
Türk ekonomisinin lokomotifi iş dünyasını temsil eden TÜSİAD Başkanı’nın bir süre önce Başbakan’ın son davranışlarının demokrasiyi zaafa uğrattığı ve sürerse uğratacağını içeren açıklamalarını, son zamanlarda her konuda olduğu gibi cemaatin paralelinde gören anlayışıyla bir türlü sindiremedi.
Sindirememesi de doğaldı.
Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, kutular içindeki 4.5 milyon dolarlar ne ola ki diye kim sorarsa, derhal o kişiye ya da kuruma, örneğin CHP’ye, cemaat paralelinde ya da etkisinde damgasını vuruveriyor.
Geçen pazar İstanbul’da bir metro hattının açılışında yine TÜSİAD’ın temsil ettiği işadamlarına ve kuruluşlara öfke saçtı ve…
…her zamanki zarafetten yoksun üslubuyla; “Sen git işine bak be!” dedikten sonra “Bakkal dükkânı nasıl kontrol ediliyorsa vergilerde öyle kontrol edileceksin” diye tehdit etti.

***

İş dünyası tehdidin yabancısı değil.
Daha önceleri başka vesilelerle, son olarak Gezi eylemlerinde yaralı olanları otelinde barındırdı, insanlık görevini yerine getirdi diye ünlü bir holdinge vergi cezaları kestiğini, defterlerinin allak bullak edildiğini bildikleri için...
…şimdi her biri, maliye müfettişi ordularının denetlemeye ne zaman geleceğini herhalde bekliyor olmalılar!

***

Siyasal özgürlükler, demokrasi, insan hakları konusunda çalışmalar yapan ABD merkezli etkili Freedom House’ın Başkanı…
“Türkiye’de belki ifade özgürlüğü var ama ifade ettikten sonra özgürlüğünüz yok” demiş! Yanılmış.
Çünkü Türkiye’de kâğıt üzerinde ifade özgürlüğü var, var olmasına da...
…bu demokratik temel kuralı hakkıyla sindirip uygulayacak bir başbakan yok!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları