Cüneyt Arcayürek

Ya Dönerse?

27 Şubat 2013 Çarşamba

Çözüm sürecinde masada RTEnin karşısında; örneğin Oral Çalışlar gibi ünlü kimi yazarların bebek katili diye anılmasına karşı çıktıkları ve BDPlilerin sayın diye

\n

onurlandırdıkları binlerce insanımızın katili oturuyor.

\n

Kamuoyuna basılan havaya göre “sayın cani”; Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi’nden huzuruna gelmesini saptadığı üç isme barışı sağlayacak yol haritasını açıklayacak(tı).
İmralı’daki beş saat süren görüşmeden sonra açıklandığına göre beklenen yol haritası ortada yok!
Devletle arasında demokratik anayasa ve demokratik Türkiye konusunda ayrılık olmadığını söylüyor. Demokratik bir anayasa konusunda devletle aynı görüşte olduğunun altını çizmekle yetiniyor.
Kısa açıklamasında, örneğin PKK’nin ne zaman ülkeyi terk edeceği, silahları ne zaman bırakacağı konularıyla ilgili ufak bir işaretin zerresi yok.
Görüşmeden sonra heyete yaptırdığı kısa açıklama...
.....vereceklerine karşılık alacaklarını içeren.. kısacası ilk günden öngördüğü pazarlığın işareti.

\n

***

\n

Öcalan’dan, PKK’den silah bırakmasını, ülkeyi hemen terk etmesini beklemek ve böyle bir umuda bu aşamada kapılmak ancak safdillere özgü bir yargı.
Dayatacağı koşulları elde etmelerini sağlayacak silahı olan PKK’yi, bir kalemde karşı koşullar gerçekleşmeden yurtdışına neden göndersin?
Bu nedenle PKK’nin silah bırakıp yurdu hemen terk etmesi söz konusu bile değil.
Gider gibi olsa da PKK silah elde sınırın hemen ötesinde, içerideki gelişmelere göre harekete hazır bekleyecek!

\n

***

\n

Hükümetle (devletle) pazarlığın ilk işareti ilk kısa açıklamasında.
Doğru veya yanlış, devletin yasalara dayanarak içeri attığı KCK’lilerle PKK’nin dağa kaçırıp aylardır esir tuttuklarını aynı kefeye koyuyor.
Tarafların elindeki “
tutsakları” serbest bırakmasını isterken bir de insanlık gösterisi yapıyor: Devlete de, PKK’ye de “tutsaklara iyi bakmalarını” öneriyor!
Küstah tutsak tanımına, medyamızın yalaka yandaş cephesi bile tek bir yorum, tek bir demeçle karşı çıkmıyor.

\n

***

\n

Öcalan’ın öne sürdüğü koşul, elbette genelde kabul gören bir koşul: Yeni ve demokratik bir anayasa!
Lakin İmralı’da yeni ve demokratik anayasayı masaya yatırarak hangi dayatmalarının bu anayasada yer almasını planladığı bilinmiyor...
Üç mektup yazmış. İlkinde şayet demokratik bir anayasa yapılmazsa Türkiye Arap ülkelerinde yaşanan kaosun kucağına düşecekmiş. Hey gidi dünya. Sayın cani de oldu bir devlet adamı!
Yol haritasının amacını ve içeriğini açıklayacağını söylediği diğer mektubu yeni anayasanın -tabii Kürt amaçlarına göre- nasıl bir demokratik anayasa olması gerektiğini içerecekmiş.
Heyet üyesi İslami kökenli
Altan Tan, sözüm ona kamuoyunu aydınlatma gibi önemsedikleri bir görevi üstlenerek CNN Türk’te “Tarafsız Bölge”de konuştu.
Uluslararası evrensel kural ve koşulların, örneğin anadilinde eğitimin de, demokratik özgürlüğün de, Türk sözcüğünün de yeni anayasada yer almasını elbette Öcalan’ın da doğal karşılayacağına değindi.
Dikkati çeken nokta; Öcalan’ın bu mektubu Kandil’e de gönderiyor ve silahlı gücün ülkeyi terk etmesi koşuluna, Kandil’in karşı koşullarını açıklamasını ekliyor olması.
İkinci mektupta yazdığı anayasal önerilerine iki üç hafta içinde BDP’den, hükümetten (devletten) ve Avrupa’dan olumlu yanıtlar almazsa Apo’nun şantaj, tehdit kokan tehdidini...
....Altan Tan, elbette yürekten katıldığını kanıtlayan ses tonuyla iftiharla açıkladı:
Benden bu kadar! Bundan sonra başınızın çaresine bakın” diyeceğini ve aradan çekileceğini iki kez yineledi!

\n

***

\n

Birleşik Arap Emirlikleri’nde hafta sonu tatili geçirirken BDP’nin İmralı ziyaretiyle ilgili arkadaşlarından dönünce bilgi alacağını söyleterek yorum yapmadı RTE.
Oysa Ankara’ya dönmeyi beklemesine gerek yoktu. Görüşmeyi baştan sona izleyen MİT görevlisinden genel hatlarıyla görüşmenin özetini aldı RTE; beş aydır süregelen MİT-İmralı sürecinde Öcalan’ın yeni demokratik anayasayla ilgili görüşlerini öğrenadiği için zaten önceden biliyor. Bu konulara değinmedi.
Ama Öcalan’ın hiç değinmediği, PKK’nin ülkeyi terk etmesi koşulunu, görüşme sürecinin devam etmesindeki tek ve değişmeyen koşulu -yeni koşullar ekleyerek- bir kez daha ilan etti.
Öcalan, Başbakan’ın öne sürdüğü PKK’nin silah bırakıp ülkeyi terk etmesi koşuluna önümüzdeki bir iki hafta sonra evet diyecek mi? Kuşkulu!
Alttan, üstten, yandan koşullar öne sürecek mi? Olabilir!

\n

***

\n

Çözüm sürecinin devam etmesini her şeyin üstünde gördüğünü söyleyerek bugünlere gelen RTE...
....PKK’nin, ülkeyi terk etmesi yerine, örneğin ateşkes ilan ederek dağlarımızdaki, kentlerimizdeki varlığını muhafaza etmesine ses çıkarmayarak...
....halktan destek gören ilk ve son koşuldan vazgeçebilir mi?
On yıldır o kadar çok döndü ki söylediklerinden...
...bir kez daha dönerse şaşıracak mısınız?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları