Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ramazan!
\n
Gündemdeki onca sıcak konular ve olaylar yetmiyormuş gibi, Afrika’dan kavurucu sıcakların teşrifini beklediğimiz bugünlerde sabahın bir saatinden gecenin bir saatine uzanan uzun sürede
\n\n\noruçlu halkımız…
\nMedyamız, TV’ler halkımızın duygusunu yansıtıyor:
\nRamazan geldi hoş geldi!
\nOruç tutanlar var. Oruç tutar gibi görünenler var. Kim kime dum duma: Bir ay böyle geçer.
\nRamazan ve oruç konusunda siyaset ile din işlerinden sorumlu olan laik devlet görevlisi el ele kol kola.
\nGeçen ramazan ayında Müslüman Başbakanımız; medyadan bu ay lüks otellerde israftan kaçınılmasını, öyle şatafatlı iftar yemekleri verilmemesini bir değil birkaç kez duyurdu.
\nBir hurma birkaç zeytinle oruç açan milyonlara değil elbette; iktidarın gözüne girebilmek için, Müslümanlığını parayla kanıtlamaya çalışan zamanın süper zenginlerine seslendi.
\nBu yıl ramazan ayına gün kala Başbakan yerine aynı içerikte, neredeyse aynı sözcük ve cümlelerle kurulu nasihatı Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’den dinledik.
\nSanki 4x400 metre bayrak yarışı gibi; Başbakan’ın geçen yılki görevini Diyanet İşleri Başkanı bıraktığı yerden aldı götürüyor.
\nNe var ki, Diyanet İşleri Başkanı’nın nasihatleri, aynı kulvarda yürüdüğü iktidar partisinin aykırı davranışlarıyla ters düşüyor.
\nİktidar partisi; ramazanı bile din açısından istismar ediyor. Mahalle aralarında parti damgası taşıyan iftar çadırları kurmak mı istersiniz, kimi illere ya da yoksul semtlere üzerinde kocaman harflerle AKP yazılı kamyonlar göndermesini mi; aklınıza gelen gelmeyen her türlü olanağı kullanıyor.
\n***
\nYa medyamızın yandaş olan olmayan gazeteleri?
\nÜç beş yüz veya bin tiraj için sanki dine, sanki inançlı Müslüman halka hizmet veriyorlarmış gibi kupon karşılığı Kuran ve tefsirini renkli baskılarla okura sunuyor; bal gibi, din üzerinden ticari kazanç sağlıyorlar.
\n20 yıl çalışanı olarak bir zamanların Hürriyet’inde; genç iki patron, Haldun ve Erol Simavi’nin, baba Sedat Simavi’nin tiraj artırmak için din ve dinsel konuları sömüren olanakları kullanmamalarını öğütleyen nasihatine özenle korudukları, gazetenin kulislerinde konuşulurdu.
\nBir zamanların Hürriyet’i, isteseydi diğer gazetelere fark atan teknik olanaklarıyla Kuran’ı veya Mevlit’i kupon karşılığı okura dağıtabilir, tirajına tiraj katabilirdi. Gazete uzun süre böyle önerileri elinin tersiyle geri çevirdi.
\nYa şimdi? Sorunun yanıtı birinci sayfalarda!
\nO günlerde medyanın laik cumhuriyete bakışı ile bugünkü anlayış ne yazık ki çok ama çok farklı.
\n***
\nRamazan’a renk katan Bektaşi öykülerine bile rastlanmıyor gazetelerde, TV sohbetlerinde. Yasak sanki. Örneğin şu Bektaşi öyküsü:
\nBektaşi dervişini yolda tutan bir tanışı:
\n“- Erenler” dedi. “Ramazan geldi gidiyor, sen daha oruca başlamadın.”
\nBektaşi başını salladı:
\n“- Ramazan gelir gider, gider, yine gelir. Ben bir kez gidersem bir daha gelmem azizim.”
\n***
\nDoğanın, gündemden düşmeyen kimi konuların giderek artan sıcağında; belki hafif tebessüm yaratır diye Bektaşi öykülerine devam edelim.
\nBektaşi’ye ramazanla arası iyi olmadığı için çatıp duruyorlardı.
\nBir çıkış yaptı Bektaşi:
\n“- Ya siz, dedi. O denli çok mu seviyorsunuz ramazanı?”
\n“- Elbette” dediler.
\nBektaşi omuz silkti:
\n“- Ramazanı sevseydiniz, biter bitmez sevinçten üç gün bayram yapmazdınız” dedi.
\n***
\nBektaşi dervişini ramazan günü oruç yediği için yakalayıp karakola götürdüler.
\nBostancı başı (komiser) karşısında bir adam daha bekliyordu. Bostancı başı önce o adama adını sordu. “Ahmet” yanıtını alınca kükredi: “Yıkın şunu falakaya.”
\nAdını soran bostancıyı Bektaşi; “Karabet kulunuz” diye yanıtladı ve Ermeni ağzıyla bostancıya seslendi: “Bostancı başım, adaletinize hayran kalmışımdır. Müslüman olmak arzusundayım.”
\nBostancı başı kulaklarına inanamadı. Mübarek ramazan gününde bir Ermeniyi Müslüman yapmakla büyük sevaba girecekti. “Karabet”i karşısına alarak şehadet getirtti.
\nBektaşi Müslüman olduktan sonra bostancı başıya; “Sizden bir dileğim var” dedi: “Müslüman oluşum şerefine şu günahkâr adamı bağışlayın.”
\nBostancı başı bu dileği kabul etti. İkisini de salıverdiler.
\nKarakoldan biraz uzaklaştıktan sonra eline sarılan adama Bektaşi öğüt verdi:
\n“Oğlum, ramazan günleri dikkatli olun. Gâvur oldum kendimi kurtardım. Müslüman oldum seni kurtardım. Ama her zaman olmaz bu!”
\n***
\nRamazandan birkaç gün önce Bektaşi’ye sordular:
\n“Mübarek günler geliyor. Ne yapacaksın?”
\nBektaşi, “Durun” dedi. “Çaresi var. Sefere çıkacağım.”
\nBaşkalarını bilmem ama ya sen diye soracak olursanız, yanıtım Bektaşi’ninki gibi: Bendeniz de otuz gün seferiyim!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- İYİ Parti'de Akşener krizi
- Kan donduran 'taciz' iddiası
- Muharrem İnce’den sert yanıt!
- Oktay Kaynarca’dan ‘Selahattin Demirtaş’ açıklaması
- TÜPRAŞ'tan açıklama geldi
- Ankara’da konuşulan iddianame
- İmamoğlu'ndan, Tekin'e 'belgeli' kreş yanıtı
- Beşiktaş'tan Van Bronckhorst kararı!
- 'Tweet bu kadar, gerizekalı!'