Meclis Başkanı Cemil Çiçek, kimi sorunlarla ilgili soruları yanıtlatmaktan kaçınmanın kolayını buldu.

Sosyal dengesizlik diyorsunuz, yeni anayasada çaresi olacak diyor.\n

Yargıda adaletsizlikten, bağlı olduğu partinin çabalarıyla yargı erkinin bağımsızlığını yitirdiğinden söz açıyorsunuz.\n

Yeni anayasada yargı erki yerine oturacak diye açıklamalar yapıyor.\n

Son bir olay değiştiremedi Cemil Çiçek’i. \n

Meclis Başkanı aynı zamanda hukukçu. Uzun süre Adalet Bakanlığı da yaptı.\n

Günün tartışması RTE’nin kuvvetler ayrılığından şikâyet eden Konya konuşması...\n

Başkan Çiçek’e de diktatörlük heveslisi Başbakan’ın açıklamalarını nasıl değerlendirdiği soruldu.\n

Başkan kuşkusuz beklediği bu soruyu beklendiği gibi yanıtladı.\n

“Siz böyle bir sorun görüyor musunuz” sorusuna evet diyemedi.\n

Ne şiş yansın ne de kebap hesabı; soruyu evet veya hayır diye yanıtlamak yerine her açmaza düştüğünde can kurtaran simidi gibi sarıldığı yanıtı yineledi: \n

...“Yeni anayasa yapım sürecinde anayasa uygulanmalarından kaynaklanan sorunlar neyse” dedi, “kuvvetlerin ayrılığı sorunu da  öyle bir sorun”.\n

Çare: Yıl sonunda hazırlığı biteceği açıklanan ama hazırlığı ne zaman biteceği bilinmeyen yeni anayasa!\n

Başkan Çiçek, yasamanın, yürütmenin, yargının “bunların kendi statüleri içerisinde işbirliği yapmaları ve birinin diğerinin görev alanına müdahale etmemesinin” altını çiziyor.\n

Üç erkin aralarındaki ilişkinin “dengeye oturtulmasını” söylüyor..\n

***\n

....“Her devlette üç erk var ve bunlar birbirine hasım değil” diyor ama Başbakan’ın üç erki dışlayan konuşmasına doğrudan karşı çıkamıyor!\n

Meclis Başkanı da Adalet Bakanı Sadullah Ergin gibi, kimi AKP yetkilileri gibi, lafı dolaştırıp RTE’yi rahatsız etmeyecek üslupla öngördüğü sisteme karşı çıkmadığı izlenimi veren açıklamalar yapıyor.\n

Patron egemenliğindeki partilerin kaderi bu.\n

Açıklamalardaki kıvırma rotası patronun... RTE’nin uzağından geçmek!\n

Bu nedenle, AKP’de söz sahibi yetkili konumda olanlar, bir türlü üç erk demokratik rejimin temelidir, üç erkin bir elde toplanması demokratik rejimin sonu olur, diyemiyorlar.\n

***\n

Aradığı nedir RTE’nin? \n

Yargısı faşist, yasama ile yürütme erkleri faşist, bürokrasisi faşist, ordusu ve medyası faşist bir düzen ve faşizme boyun eğmiş bir toplum.\n

Aradığı yargı ise kuşku yok, Anayasa Mahkemesi’nin bir Yüce Divan davasında “hukuka aykırı toplanan delillerin cezaya neden olamayacağı” kararına benzer yargı kararlarına asla olanak tanımamak!\n

Günümüzde yargıdaki adalete ters düşen işleyiş yetmiyormuş gibi, yargı erkini tümüyle tek adamın iki dudağı arasından çıkacak emre bağlamayı öngörüyor.\n

***\n

Bugün yaşadığımız örnek olaylar; Ergenekon, Balyoz davaları adaletsizliğin birer kanıtı.\n

Abidin Kumbasar’ın gönderdiği “Başka söze gerek yok, boş laftır gerisi / Tecavüze gebe ise adaletin perisi”... bu iki mısra...\n

....günümüz yargısını da RTE’nin yargı erkine bakışını da özetlemiyor mu?