Cüneyt Arcayürek

İmparator!

09 Şubat 2012 Perşembe
\n

Medya, medya olsa bir haftada kimi siyasetçilerin ipliğini pazara çıkarır!

\n

İktidarın özene bezene yarattığı korku imparatorluğuna ve imparatoruna teslim oldu medya.

\n\n\n

Tek marifeti, habercilik kuralına sığınarak, imparatorun saldırılarına, salvolarına, suçlamalarına muhalefet liderlerinin verdiği yanıtları sütunlarına almak!

\n

İmparator aylardır Suriyedeki kardeşleriniezen Beşşar Esada endazesiz sallıyor. Bak karışmam, gelirim ha demeye gelen konuşmalarıyla Esadı tehdit ediyor. Beşşar Esad ise takmıyor imparatorun tehditlerini...

\n

Sözle tehditlerin değeri kalmadı. Esad yerinde. İmparator ne yapacak?

\n

İran devlet TVsi, Amerika ve Avrupanın hazırladığı plana göre, Türk askerinin bir süre sonra Suriye topraklarına girip muhalif güçleri silahlandıracağınıduyuruyor.

\n

Çankayadaki AKPliTürkiye dönülmez bir yolda dediğine göre, hükümetin yalanlamalarına karşın, Şama şu veya bu biçimde askeri müdahalemiz olası.

\n

Ama ABD uzakta. Esadı himaye eden Rusya ise yukarımızda. İran ise hazırolda!

\n

Tabii yüreğin yüksek perdeden atıp tutmaların kadar güçlüyse; hadi buyur Suriye sorununu askerle çöz!

\n

Bir de zorda kalan bütün Suriyeli kardeşlerine kapılarımızın açık olduğunu imparator ve kadrosunun durmadan söylemeleri yok mu?

\n

Sanki ülke babalarının çiftliği!

\n

***

\n

Son grup toplantısında yine esti, savurdu, bağırdı, saldırdı imparator!

\n

Tabii yine din karışığı kimi irdelemeler yaptı. Konuşmasının bir yerinde; Bugün dindar nesil kavramı üzerinde koparılan fırtına; 31 Martta, İstiklal Mahkemeleri öncesinde, Menemen hadisesinde, 27 Mayıs öncesinde, 28 Şubatta, AKPnin kapatılması davası öncesi yürütülen kampanyanın tıpkısını aynısıdedi.

\n

İmparator tarihi kendi kafasına, anlayışına göre eğip büküyor...

\n

Sıraladığı tarihlerdeki kampanyaların, gerici kumpanyalara karşı eylemler olduğunu yadsıyor.

\n

31 Mart; askerin müdahalesiyle önlenen, Derviş Vahdeti adındaki bir mürtecinin kışkırtması, din adamlarının alaylı subaylarla birlikte İstanbul sokaklarını kana bulayan irticai ayaklanma...

\n

İstiklal Mahkemeleri ulusal savaşın başlangıcında ayaklanma çıkaran yağmaya girişenleri, orduya ait silahları çalanları, bozguncuları, casusları, ulusal savaşı engelleme amacı güdenleri yargılamak için 1920de kuruldu. 1927ye kadar görevde kaldı.

\n

Uğur Mumcunun yazdığı gibi, bu kurumlar mahkeme değil, savaş ve ihtilal gibi özel durumlarda isyancı, bozguncu ve karşıdevrimcilerin yargılandığı antidemokratik infaz kurumlarıydı.”

\n

Menemende Yedek Teğmen Kubilayın kestikleri başını sokaklarda gezdiren mürtecilerin irtiaci eylemlerini, dindar nesil yetiştirme üzerindeki tartışmalara bağlamak, ancak insaftan yoksun olanlara özgü anlamsız bir irdelemedir.

\n

DPnin bugün olduğu gibi sivil vesayeti egemen kılmak için yasama organı TBMMye yargı olanağını vermeye varan tek adamlık gidişatını önleyecek tek çare 27 Mayıs müdahalesi idi. 27 Mayıs öncesi iktidarı ve yaşanan olayları unutarak, 27 Mayısı kendi amaçlarını destelemek için karalamak, imparator gibi, hafıza-i beşerden nasibi olmayanlara özgü bir mazeret olsa gerek!

\n

Kanlı mı olacak kansız mı sloganı ile özetlenecek dinci siyasal anlayışa karşı laikliği savunanların tam desteğiyle gerçekleşen 28 Şubatı; AKPnin dinci nesiller yetiştirme planını örtecek bir örnek diye kötülemek

\n

...Dindar yeni nesiller yetiştirme planını, AKPyi laikliğe karşı hareketin odağıgösteren Anayasa Mahkemesinin Başkanı Haşim Kılıçın ve yandaşı bir iki kişinin gayretiyle AKPyi kapatılmaktan kurtaran kararıyla özdeşleştirmek

\n

...Darbelerden önceki siyasal ve toplumsal gerçekleri bir yana atarak bugünü aklamaya çalışmak...

\n

...İmparatorun abesle iştigaline kanıt değil midir?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları