Cüneyt Arcayürek

İçimize Bakış!

27 Kasım 2011 Pazar
\n

Bir zamanlar medya; Türkiyede haberleriyle, eleştirel yorumlarıyla Başbakanları, parti liderlerini peşine takardı.

\n

Son yıllarda ise bağımsız, özgür

\n\n\n

gazetecilik yaptığı sanısıyla medya, bir liderin peşi sıra koşuyor.

\n

Dersim olayı medya-iktidar ilişkilerinin gerçek yüzünü bir kez daha aydınlattı.

\n

Medya, RTEnin peşine takıldı.

\n

Yüreği sıkan tek biri; yazarı, yorumcusu, tartışmayı körüklediği ilk gün Başbakana,Ülkenin onca sorunu çözüm beklerken Dersim konusunu gündemde ilk sıraya oturtmaktaki amacınız nedir?diye sormadı, soramadı.

\n

Ya da; Dersim olayları elbette gün ışığına çıkarılmalı, ama şayet bu konuyu CHPyi, devrim önderlerini, başta Mustafa Kemali, Cumhuriyeti karalamak için ortaya atmadı iseniz; arşivleri açmaktan neden kaçınıyorsunuz? diye de sormadı, soramadı.

\n

Melih Aşık dün, Kanal Dde yayımlanan Genç Bakışprogramına (24.12.2008) katılan Kılıçdaroğlunun Dersim olayları ile ilgili özür dileyecek misiniz sorusuna verdiği yanıtı yayımladı. Kılıçdaroğlu diyor ki: “1938’de bir acı olay yaşanmıştır. O coğrafyada isyan olmasın diye özel bir yasa çıkarılmıştır. Dersimliler vergi ödemesin diye. Yine okullaşma başlatılmıştır. Ama sonuçta o coğrafyada bir isyan çıkmış ve isyan bastırılmıştır. Dolayısıyla özür dilemek veya özür dilememek gibi değil, o günün koşullarında olan bir olaydır. Cumhuriyet tarihinin çok karanlık ve derin bir olayı olarak da algılamamak gerekir diye düşünüyorum.

\n

Merakım şu: Bu açık seçik değerlendirmeden sonra; Dersim olaylarıyla ilgili ne düşündüğünü ve özür dilemesi gerektiğini acaba medyamız yazıp soracak mı Kılıçdaroğluna?

\n

***

\n

Medyatik gücüyle lideri peşine takacak, çok taraflı araştırılmasına önayak olacak, inisiyatif almaktan da yoksun medyamız!

\n

Dersim olaylarının sonuçlarının başlangıcını Kürt isyanına bağlayan iki konuşmacı ile hayır, isyan değildir, katliamdır diyen iki konuşmacıyı ekrana çıkararak mesleğin gereklerini yerine getirdiklerini sanıyor.

\n

Çoğu yayında konuklarının söylediklerini dinlerken elini çenesine dayayıp, düşünen adam izlenimi veren Cüneyt Özdemirin CNN Türkte haftanın beş günü yapımcılığını sunuculuğunu üstlendiği 5N 1K (Ne, Ne zaman, Nerede, Nasıl, Neden, Kim) adlı programa bir göz atın.

\n

Programın adına uygun tartışmalar yaşanıyor: Ne: Toplumsal olaylar. Ne zaman: 1938. Nerede: Dersimde. Nasıl: Silahla. Neden: İsyan veya katliam. Kim: Aşiretler ve devlet!     

\n

Sorgulayıcı gazetecilik diye işin kolaycı yönüne kaçarak, araştırmacı gazeteciliği bir yana bırakarak; 5N 1Knin adına layık bir dizi özel bilgi belge bulup çıkarmak diye bir dert yok!

\n

***

\n

Değişim rüzgârlarından medyamızın da etkilendiğini geçenlerde Nazlı Ilıcak açıklayınca öğrendik. Birlikte katıldıkları bir programda, Altan Öymen; cümlelerini daha bitirmeden yarıda kesen Nazlı Ilıcakı, “konuşmamı kesme, durmadan müdahale etme diye uyardı.Yeni tartışma usulü bu diye yanıtladı uyarıyı Nazlı Ilıcak!

\n

Nagehan Alçı ile Ilıcak kendilerine aykırı düşen konuşmaları sürekli müdahalelerle izleyenlerin anlamasını engelleme görevini böylesi aykırı davranışlarla yerine getiriyorlar.

\n

Medyamızın ünlüleri, Batı medyasının çoğu zaman övdükleri olayları yansıtış biçimine, kimi zaman ters düşüyorlar.   

\n

İngiliz Daily Mail gazetesi; konuklarını karşılayan Kraliçe Elizabethin, Çankayadaki AKPlinin eşi Hayrünnisa Hanımın, 15 santimetre platform topuklu ayakkabılarınaendişeli bir bakışattığını yazıyor.

\n

İngiliz böyle ama Ertuğrul Özkök; Londra fotoğraflarına baktıktan sonra şöyle yazıyor: Hayrünnisa Hanımın özellikle elbisesini ve ayakkabılarını çok beğendim!

\n

Hâlâ Batı medyası ile medyamızın farklı olmadığını düşünüyor musunuz?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları