Cüneyt Arcayürek

Haydin Savaşa!

29 Mart 2014 Cumartesi

Acaba halkımız yarın oy kullanırken devletin AKP dönemlerinde ve lideri RTE elinde kevgire döndüğünü, bir fiske ya da ufacık bir darbe ile saklamayı başaramadığı sırların sokağa düştüğünü...
...Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri akla gelmeyen skandallar furyasının tartışıldığı bir sırada; devletin güvenliğinin bile artık güvence altında olmadığını dikkate alarak...
...yoo bu kadarı da fazla, yeter be diyecek mi bu Başbakan’a?
Yoksa yine bir lokma bir hırkaya rıza gösterecek, koyunların sessizliğinde ulusal iradenin kendisine astığını as, kestiğini kes diye yetki verdiği gibi basit, demokratik ve özgürlükler kültüründen yoksun kimliğin arkasından mı gidecek?

***

30 Mart:
Türk demokrasisinde olağan bir seçim günü değil.
Türk seçmeninin demokrasiyi bilinen ve anlaşılan anlamı ile kavrayıp kavramadığını...
...devleti içinden çıkılmaz, debelendikçe daha da içine çeken bataklığa sürükleyen bir iktidara ve onun liderine dur deyip diyemeyeceği, bunun bilincinde olup olmadığını kanıtlayacağı gündür.
Yahu bu nasıl bir Başbakan ve onun başkanlığında devlet yönetimidir?
Bakanların oğullarının rüşvet kanıtları evlerinde yakalanıyor. Bu operasyonla aynı gün oğlunu arayan Başbakan, evdeki milyarları derhal sıfırlamasını istiyor. Bu ve buna benzer onlarca telefon kayıtları AKP hükümetinin ipliğini pazara çıkarıyor...
...bu rezaletlerin kimler veya kim tarafından saptanıp açıklandığını bulacağı yerde... Hiçbir kanıta dayanmayan, tabii inandırıcı da olmayan ifadelerle, tutturmuş bir Pensilvanya, Gülen ve cemaatini, yetmiyor başta CHP bütün muhalefet partileri cemaatin emrinde olmakla suçluyor.
Savunma aczi içindeki insanlara özgü bir saldırganlıkla kayıtları açıklayan meçhul kişilere veya örgüte ağız dolusu küfrediyor.

***

Her kimler ya da hangi örgüt ise bir avuç Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi’ne bir saldırı tezgâhlayarak Suriye’ye savaş açmanın diplomatik gerekçesini ve planlarının tartışıldığı dört devlet görevlisi arasındaki görüşmelerin YouTube aracılığıyla internete düşmesine verdiği tepki, beceriksizliğin de ötesinde aczin yeni bir örneği...
Dörtlü toplantı kayıtlarının sızdırılmasını ancak ahlaksızlık, namussuzluk, alçaklık, adilik gibi ağza alınmayacak sözcüklerle savunmak, ancak devlet adamlığını bir türlü sindiremeyen elbette RTE’ye yakışıyor.

***

Bu iktidarın devlet güvenliğini bile güvence altına alamayışı, kuşkusuz başlıca önem taşıyan bir olgu ama; ne ki güvenlik toplantısının sızdırılan ses kayıtları onun kadar, hatta önem sırasında öne geçecek değerde bir başka gerçeği açığa vurdu.
Türkiye’nin Suriye’ye askeri bir müdahaleyi, savaşı nasıl tezgâhlayacağının tartışıldığı ortaya çıktı.
Üstelik Başbakan RTE’nin, Suriye’ye savaş açılması hazırlıklarından bihaber olduğunu söyleyerek bu konudaki sorumluluğu Dışişleri Bakanı ile MİT Müsteşarı’na, baştan sona bu hazırlığın içinde olduğu anlaşılan Genelkurmay’a ve de bakanlık müsteşarının üzerine yıkması da olanaksız.
Zira Bakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan’ın Süleyman Şah konusunda kendisine, “Bu bir imkân gibi de değerlendirilmeli bu konjonktürde” diye talimat verdiğini söylüyor.
Bütün bunlar Başbakan’ın Suriye’ye savaş açmak için fırsat kolladığının ve aradığı fırsatı da Süleyman Şah Türbesi’ne bir saldırı yapılmış da Türk toprağını korumak için harekete geçmiş gibi kimsenin yutmayacağı palavradan bir gerekçeye dayandırmaya hazırlandığının da kanıtı.
Başbakan, evet devlet güvenliğinin kendi yönetiminde sıradan bir toplantıymış gibi açığa vurulmasına tepkili olmakta haklı ama bunun yanı sıra savaş çığırtkanlığını gerçekleştirme peşinde olduğunu, Suriye ile savaş istemeyen halkın yüzde 73’üne ve tabii dünyaya nasıl anlatacak?

***

Savaşa sanal bir bahane arandığı toplantıda başka gerçekler de konuşuluyor.
Kamuoyu bir iki TIR’ın Suriye muhaliflerine silah taşıdığını sanıyor.
Meğer gerçek şu: MİT Müsteşarı Hakan Fidan 2000 TIR silah ve mühimmatın gönderildiğini heyete açıklıyor.
Davutoğlu, tankların sınırdan girmesi halinde savaşın göze alınması gerektiğini söylüyor.
MİT Müsteşarı Fidan’a göre savaşı haklı gösterecek bir bahane yaratmak kolayyy!:
“Problem değil, ben gerekçe üretirim. Gerekirse (Süleyman Şah Türbesi’ne) bir saldırı düzenleriz” diyor.
Savaşa pek hevesli Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu “Gerekirse her şeyi yaptırtırız” diye MİT’e destek çıkıyor.
Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler; hükümet politikasına dönüşen savaş hazırlıklarına karşı çıkmıyor. Hatta Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in MİT Müsteşarı’yla bu konuyu konuşmasında savaş olasılığını destekleyip desteklemediğine açıklık getirmiyor.

***

Ve... Mitinglerde önüne gelene küfretmekten, alçaklar, hainler diye saldırmaktan sesi kısılan RTE:
“Ulusal güvenliğimizle ilgili yaptığımız konuşmalar son derece pespaye, ucuz iç politika malzemesi haline geldi” diyor da.. bir bahane uydurup ülkeyi savaşa sokmaya hazırlandığından söz edemiyor.
Yurtta barış dünyada barış mı?
RTE sayesinde hayali cihan değer!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları