Cüneyt Arcayürek

Başkanlıktan AnalarınGözyaşlarına...

09 Haziran 2012 Cumartesi
\n

\n

Başbakan yine coştu.

\n

Çanakkalede, Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet dedik, yola böyle

\n\n\n

devam edeceğiz dedi.

\n

Oysa; Tek bayrak, tek millet, tek devlet, tek vatan tek adam diyerek yola devam etmeye hazırlanıyor.

\n

Başkanlık veya yarı başkanlık tartışmalarına her gün bir yeni ek yapıyor.

\n

Başkanlık öncelikli tercihi, yarı başkanlık eh idare eder diye düşünüyor.

\n

Konuyu gündemde tutabilmek amacıyla bu kez halkın seçeceği kişi Çankayaya çıkarken partisinden kopmamalı diyor.

\n

***

\n

82 Anayasasına, cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisinden istifa etmesi koşulu konuldu.

\n

Nedeni Kenan Evren, anılarında açıklıyor: 82 Anayasasına son şeklini verirken bu konunun tartışıldığını, bir partinin genel başkanının cumhurbaşkanı seçildiğinde partisinden istifa etmemesinin önerildiğini

\n

ancak partili bir cumhurbaşkanı yedi yıl Çankayada iken yapılacak seçimlerde başka bir parti iktidara gelir, o partinin genel başkanı başbakan olursa, devletin tepesinde karşı, hatta zıt görüşlerin çarpışacağı kaygısıyla cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisinden istifa etmesi kuralını getirdiklerini anlatıyor.

\n

Özala kadar Çankayaya sürekli asker kökenli cumhurbaşkanları çıktı.

\n

Cumhurbaşkanı seçilen Turgut Özal, partisinden istifa etti.

\n

Başkanlık sistemini savunan Özal; partiyi ve hükümeti bir başkan gibi, yukarıdan yönetmekte kararlıydı.

\n

Sözünden çıkmayacak, vereceği direktifleri hükümet kararına dönüştürecek uysal bir kişiyi getirecekti Başbakanlıka. Meclis Başkanı Yıldırım Akbulutu seçti...

\n

...ve Özal bir başkanmış gibi; cumhurbaşkanlığı sırasında hükümete daima müdahale etti. Örneğin Körfez Savaşında ABD yanında savaşa katılmayı sağlayan kararlar almaya hükümeti zorladı. Uysal Akbulut geri çevirdi.

\n

İkinci Irak savaşında, Güneydoğu topraklarının önemli bölümünde, havaalanlarında, limanlarında ABD askerinin işgali önlendi.

\n

Her iki savaştan Türkiyeyi, işleyen parlamenter sistem kurtardı.

\n

***

\n

RTEnin bugün iç ve dış politikadaki uygulamalarına bakıyor da insan; maazallah başkanlık sistemi gelir ve başkan seçilirse neler yapabileceğini düşünmek bile insanı ürpertiyor.

\n

Partili başkan önerisinin ardından daha neler geleceğini Allahla RTEden başka bilen olmadığı gibi, Kürt sorunu ile terörü önleyecek umuduyla AKP ve CHPnin buluşup yakınlaşmasının nasıl ve ne gibi verimli ürünler vereceği de bilinmiyor.

\n

Kılıçdaroğlu, MHPyi de ikili uzlaşmanın içine çekmek için Gel, âkil adamlar adını da istediğin gibi değiştiririz diye Bahçeliye sesleniyor.

\n

Ne ki MHPnin derdi, dayatması komisyonların adlarının değiştirilmesi değil.

\n

MHP, baştan beri Bu ülkede Kürt sorunu yoktur diyor ve Kürt sorununu çözeceğiz diye yola çıkan CHP ve AKPye karşı duruyor.

\n

CHP Genel Başkanı, Kürt sorunu olmadığının açıklanmasını, yalnız PKK terörü ile mücadelenin esas alınmasını isteyen MHPyi, partiler arası yöntem birlikteliğinde buluşmaya çekmek için Kürt sorunu yoktur diyebilir mi?

\n

Kılıçdaroğlu, fuzuli ve anlamsız bir çaba içinde.

\n

***

\n

Anaların gözyaşları dinsin. Elbette!

\n

Amma velakin, AKP ile görüşmeye anaların gözyaşları artık dinsin demek için yola çıktığını söyleyen Kılıçdaroğluna

\n

ikili görüşmeyi köşelerinde olumlu karşılayanların bile bugünlerde öncelikli koşut diye, İki büyük partinin kuşkusuz BDPnin de katılımıyla -ilk aşamada- silahların susmasının sağlanmasını ve böylece barış sürecinin başlayacağını yazdıklarını anımsatalım.

\n

Böyle bir ortam doğarsa, kuşku yok, silahları bırakmanın önkoşullarını sıralayacak PKK.

\n

Önce TSK silah bıraksın diye başlayacak ve sonra silahı bırakabilmesi için konu her gündeme geldiğinde sıraladığı koşulları yinelemeye başlayacak.

\n

Ayrıntıya girmeyelim. Örneğin Öcalanı kapsayan PKKye genel aftan başlayalım. Anadilinde eğitim, hatta bölgesel özerkliğe doğru devam edelim.

\n

Devam edelim mi? Edecek misiniz?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları