Cüneyt Arcayürek

Alışveriş Ziyareti

17 Mayıs 2013 Cuma

\n

Cumhuriyet-i Recebbiyenin sadrazamlık heveslisi Başbakanı RTEnin, Amerika Birleşik Devletlerine yaptığı ziyareti, dün böyyük gazetelerimizden biri haber başlığında şöyle özetledi:

\n

200 kişiyi bulan 2 uçak dolusu heyetle daha önce 14 kez geldiği Washington’a inen Başbakan RTE, ABD Başkanı Obama ile 10 yıllık döneminin en kapsamlı Beyaz Saray ziyaretini gerçekleştirecek.
RTE en az 4 saat birlikte olacağı Obama ile ortak basın toplantısı düzenleyecek. Görüşmede Suriye, ekonomi, terör, Irak, İran, İsrail’le ilişkiler ele alınacak.
Beyaz Saray sözcüsü
Jay Carney de basına RTE’nin ziyaretinin anlamını, “Türkiye ile ABD arasındaki yakın ortaklığın ve ‘bu ilişkilere önümüzdeki zamanda daha da genişletme ve derinleştirmeye’ verdikleri stratejik önemin altını çizmek” diye açıkladı.
Beyaz Saray’ın RTE ve eşine ancak cumhurbaşkanlarıyla devlet başkanlarını konuk ettikleri Blair House’un tahsis edilmesindeki anlam, ne soruldu ne de Jay Carney’den yanıt alındı.
Oysa bu; dost bir ülke başbakanına gösterilmesi gereken yüksek düzeyde konukseverlik gösterisi değil.
Bir anlamda aşırı protokol uygulaması; ülkesine her alanda tek başına egemen olmak amacıyla türlü çeşit siyasal ve anayasal kulis oyunları; üstelik amacı doğrultusunda ülke bütünlüğüne kastedenlerle de işbirliği bile tezgâhlayan adamın Çankaya’ya çıkmasındaki güçlü olasılığı gözetiyor ve de...
…daha bugünden RTE’nin, ABD’nin ulusal yararları doğrultusunda davranacak cumhurbaşkanlığına, pekâlâ göz yumuyor.
Tek adamlığına daha bugünden şapka çıkarıyor.
Bu nedenlerle ABD’nin RTE’ye cumhurbaşkanı protokolü uygulamasını iki ülke arasındaki yakın ilişkinin tezahürü ve hatta gereği diye yutturmayı içeren yorumları, açıklamaları kim yutar?
Beyaz Saray, asıl amacı kamufle eden bu açıklamaları gelsin de külahıma anlatsın!

\n

***

\n

Bir ABD Başkanı’nın Türkiye’den gelen bir Başbakan’a, çoğu baş başa geçecek dört saat vakit ayırmasını, ABD-Türkiye arasındaki sıkı dostluk ve işbirliği anlayışıyla açıklamak olanaksız.
Bu ayrıcalığın içeriğinde kuşkusuz başka hesaplar, stratejik kurgular yer alıyor.
Tabii bu görüşme daha çok ABD’nin Ortadoğu’da İsrail’den sonra yararlarını korumak ve gerçekleştirmek için kullanacağı ülke diye seçtiği Türkiye’den yeni istek ve beklentileri içeriyor.
Başkan Obama - RTE buluşmasının gündemine bir göz atmak; ikili görüşmede ABD’nin Türkiye’yi kullanacağı “
yeni Ortadoğu siyasetinin” ana temellerinin ele alınacağını tahmin etmek için yeterli.
Elbette Amerika, Türkiye’yi Suriye politikasında olduğu gibi kurguladığı yeni stratejik amaçlarda taşeron olarak kullanabilmek için başka, herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile değil, yumuşak karnında belirlediği ödünleri vererek ancak RTE ile gerçekleştirebileceğinin de bilincinde.

\n

***

\n

Ama hak yemeyelim; kurnaz Obama, RTE’nin Suriye konusundaki yanılgısından kaynaklanan Esad öfkesini pekâlâ biliyor.
Şam’a karşı savaşan muhaliflere daha çok silah vermeyi bir parmak bal misali sunabilir RTE’ye ve de Irak’ta Kürt özel bölgesini koruyarak Şii Bağdat hükümetini kollayan politikasında Sünni RTE’yi uzlaştırabilir.
Fakat Obama destek verdiğini açıkladığı çözüm sürecinin daha sonraki aşamalarında İmralı ve Kandil doğrultusunda ya da karşısında nasıl bir tutum sergileyecek?
Gündemdeki her konudan söz ediliyor da; örneğin demokratik özerklik gibi ülkeyi bölmenin ilk aşaması, İmralı-Kandil dayatmalarından medyamızın haberlerinde de ünlü kalemlerini yorumlarında da tık yok!

\n

***

\n

Beyaz Saray’da askeri tören… Blair House… İlk kez Başbakan’a ve heyetine ayrıcalık tanıyan, iki ülke arasındaki görüşmelerin ABD yönetiminin Beyaz Saray’daki toplantı salonunda yapılması... ABD’nin, bugünden RTE’nin cumhurbaşkanlığını kabul ettiğinin somut işaretleri!
Lakin akla şu soru takılıyor: Bu ziyaretten Türkiye ne kazanıyor, ne veriyor?
Oysa bu soruyu, bu ziyaretten RTE ne kazandı, ülke hesabından neler verdi diye sormak lazım.
Yanıtları da medyamızdan değil; yakında ABD medyasından öğreniriz!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları