Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Fransız Parlamentosuna Karşı 'Büyük Taarruz' Şart!
\n\n\n
Fransız parlamentosunun “Ermeni soykırımı” iddialarını yine gündeme yasa tasarısı olarak sunması öyle ağır bir olay ki, Asya seyahatim sürecinde de beni fazlasıyla meşgul etti. Katmandu’dan CHP’li vekiller Haluk Koç ve Muharrem İnce ile konuştum. Dışişleri Bakanımızı da aradım, birkaç denemeye karşın henüz görüşemedik. Sağlamaya çalıştığım şey, AKP, CHP ve MHP’nin bu konuda uluslararası basın önünde ivedi bir basın toplantısı yapmalarıydı. Bu henüz gerçekleşemedi ama son derece gerekli. Çünkü bu vahim bir “milli dava” ve her şeyden önce demokratik bir haklı tepki.
\nBunu yalnız Fransa değil, tüm Ermeni diasporasının oylarına talip olan siyasilerin ülkeleri sürekli yapıyor. Olay artık çığrından çıktı ve kanser Türkiye’yi kuşatmaya başladı. Evet, dünya omurgasız, oportünist oy arayışıyla hareket eden ucuz siyasilerle dolu. İyi ama son 40 yılda bu “oldubitti”yle, aşağılamayla, imajımızı yerle bir etmeye çalışan karalama kampanyasıyla 50 yıldır hükümetler ne kadar mücadele ettiler? Bu konuda dünya kamuoyunu bilgilendirme kampanyası açmak gibi kaçınılmaz bir karşı-eyleme neden yeltenmedik? Yanıt: “Efendim, biz başında bunları ciddiye almadık, olayları kendi ağzımızdan büyütmek istemedik.” İyi de 42 diplomatımız ve 4 sivil, 12 yıla yayılan bir süreçte öldürüldükten sonra da mı? Bugün Dışişleri’nin daha öncelikli bir gündemi yok. Daha önce İsviçre ve ABD’de gördüğümüz o arsızlık yine hortladı. Türkiye bugün Batı dünyasını şaşırtacak bir bütçe ve kadro ile bu karalama kampanyasının üzerine yürümeli!
\nTabii ki Fransa’ya karşı ekonomik tepki ve yeni ihale vermemek, kesin anlayacakları bir yöntem. Tam sayfa çok mantıklı hazırlanmış ilanları aynı anda dünya gazetelerinde yayımlatmak da bu hafta içinde gerçekleştirmemiz gereken bir eylem. Dışişleri bu konuda çok hızlı karar alıp uygulayan bir yapıya geçmeli. Ama yetmez: Her düşünceden aydının oluşturacağı yürekli ekipler, başta Fransa ve ABD olmak üzere, diplomatik girişimler dışında sahaya çıkmalı, basın toplantıları düzenlemeli. Mesela ben bu hükümetin yerinde olsam inanılmaz bir hamle yapar ve Doğu Perinçek’i tutuksuz yargılamak üzere salıverip, bu görevi yurtdışında üstlenmesini sağlarım. Tabii en sahtekâr suratlarıyla “Düşünce özgürlüğü, Rousseau-Voltaire” sözcüklerini ağızlarından düşürmeyen 2. Cumhuriyetçi dönek kadronun bu oluşuma destek verebileceğini sanmıyorum!
\nHaluk Koç, bu sürekli hortlatılan trajik senaryonun en yakın takipçilerinden. Türkiye adına krizi yerinde izleyen beş kişilik parlamento komisyonunda yer alıyor. Koç, Fransa belki perşembe günü bu kararı parlamentodan çıkarsa bile senatoda bu karar 22 Şubat’a kadar aynen onaylanmazsa, başkanlık seçimleri geldiğinden, bu tarihten sonra artık önerinin kanunlaşamayacağını görüşmemizde hatırlattı.
\nAslında Fransa’nın hukuk dışı çıkışlarıyla Türkiye derdini iyi anlatmayı başarırsa, eli bu konuda her zamankinden daha güçlü: Fransız parlamentosunun böyle bir karar almaya yetkisi yok. Çünkü ancak bir Uluslararası Mahkeme, BM Soykırım Sözleşmesi’ne göre “Soykırım olmuştur” kararını verebilir. Ayrıca ortada açık bir insan hakları ihlali var. Ben hükümetin yerinde olsam, her ne kadar BM’nin bu konulara bakacak bir mahkemesi olmasa da, en azından ses getirmesi için gidip Fransa’yı şikâyet ederim: “Elinde hiçbir hukuki dayanak olmadan, ırkçılık yaparak beni ‘soykırımcı’ ilan ediyor, aşağılıyor, halkıma karşı kin ve nefret propagandası yapılmasına aracı oluyor.” Türkiye ayrıca bu hukuki çıkışı Fransa’da da, diğer ülkelerde de yargıya derhal taşımalı. Çünkü “hukuk” kavramının artıklarının bile yaşadığı bir ülkede, bu yasa teklifi gayri ciddiyetiyle maskaraya çevrilir.
\nOnur Öymen, bu konunun yakın takipçilerinden ve basının kendisiyle bu konudaki ikazlarını ciddiye almamasını eleştiriyor. Öymen 2003’te AKP ve CHP’nin bu konuda ortak bildiri yayımlayabilmiş olduğunu hatırlattı ve bugün CHP’nin çok daha aktif olması gerektiğini vurguladı. Şükrü Elekdağ ile beraber AB bünyesinde Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nda bu konuda 2008’de çıkarılıp, 2010’da yürürlüğe giren ve “milli mahkemelerin soykırım konusunda artık karar alabilecek yetkiye ulaşmalarına” olanak veren kararın tehlikesine işaret ediyor. Bunun dışında “yasaklı” aydınlarımızdan(!) Banu Avar, dün 19 Aralık’ta Los Angeles’da Federal Mahkeme’de Türkiye’den toprak ve tazminat talep edecek davanın yeniden görüldüğünü hatırlatıyor ve uyarıyor.
\nTürkiye artık bu Fransa “fırsatından” başlayarak, demokrasiyi ve “Tarihi tarihçilere bırakma” önerisini hiçe sayan uluslararası komploya karşı büyük bir kontratağa, en birleşmiş şekilde başlamaya mecbur…
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti