CHP TESEV veya YDH Olamaz!

06 Mart 2012 Salı
\n

\n\n\n

Sayın Kılıçdaroğlu, kendine has kararlı tavrıyla, ezberleri bozmaadına her gün yeni bir şeyler söylüyor. Ya CHPnin Dersim günahlarını gündeme getiriyor, ya Sabahattin Ali cinayetinde CHPnin sorumluluğundan söz ediyor, ya uzun uzun inançlarla barışık CHPden söz ediyor, ya TSKyi suçlayıcı söylemler ortaya koyuyor, ya Türkiyede laikliğe yönelik bir tehlike yok diyor, ya ülkede laik eğitimi derinden sarsan 4+4+4 hakkında Pedagogların, eğitimcilerin, bilim insanlarının görüş bildirmesi lazım(!) diyor. Bundan iyisi herhalde AKP için can sağlığı! Mesela şu 4+4+4 hakkında CHP, Bu sistemle okula devam eden kız çocukların sayısı çok azalacakdiye ikaz eden ve Sayın Başbakanın ağır tepkisini çeken TÜSİADın yaptığı kadar bile muhalefet yapmazken acaba AKPliler yalnız kaldıklarında Ya rüya mı görüyoruzdiye aralarında şakalaşıyorlar mı?\n

\n

Şimdi son haftalarda, Sayın Kılıçdaroğlunun tüm bu tavrını izah etmeye çalışanların en somut bulgusu, kendisinin kurucularından biri olduğu TESEVle olan ilişkisi. Türkiyede Atatürkçülüğün baş sorgulayıcılarından olan bu vakfın ana sponsoru, meşhur Soros. Sayın Kılıçdaroğlu zaten bu bağları gururla taşıyor! TESEV hakkındaki yanıtlarında, samimiyetle bu vakfın demokrasiyi geliştiren raporlara, çalışmalara imza attığını hatırlatıyor. TESEVin kadrosuna ve siyaset anlayışına göz attığımızda ise 1990ların hızlı partileşen 2. Cumhuriyetçi Yeni Demokrasi Hareketinin (YDH) direkt yansımasını görüyoruz. Üyeleri veya panelistleri hık demiş burnundan düşmüş. Etyen Mahçupyan, Can Paker, Cem Boyner, Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu, Ahmet İnsel, Asaf Savaş Akat, Kemal Derviş, Osman Kavala, Cüneyd Zapsu ve diğerleri. Yani malum 2. Cumhuriyetveya birçoğu liberal antiulusalcı kadro. Olabilir, her vakıf, her siyasi oluşum, istediği gibi örgütlenir, takımını kurar, özgürce istediği fikirleri savunur. Bir çoğulcu demokraside saygı duyulur. Ama bu hareket CHPye monte edilemez. Atatürkün kurduğu partiye 2. Cumhuriyetçi bir kıta bindirmesi yapılamaz. Yoksa TESEV içinde, bazıları dostum da olan, değerli isimler de var. Bu ayrı bir konu. Ama bu siyasetin izleneceği yer, CHP olamaz. Kılıçdaroğlunun ezber bozma dediği her düşünce, YDH dünyasında vardı. Tabii artık görüyoruz ki bu bir tesadüf değil. Yani Kılıçdaroğlu-TESEV-YDH ilişkisi, basit bir aidiyet değil, çok ötesinde iç içe geçmeli, düşünsel bağlarının kanıtları her gün ortaya dökülen bir zincir.\n

\n

Şimdi aklıma gelen soru şu: 2010 Mayısında, Kılıçdaroğlu, partide Sav ve her birimizin desteğiyle o krizde genel başkanlığa taşınırken kalkıp bu TESEV bağlarını ve yukarıda hatırlattığımız Y-CHP tasviri olan cümleleri açıklıkla ortaya dökse, CHP liderliğini kazanma ihtimali olabilir miydi? Bunun yanıtını kesinlikle verebilirim: Hayır. Bu ihtimal sıfır olurdu. Hadi diyelim ki yanılıyorum. İyi de o zaman bile Kılıçdaroğlunun cesaretle gerçek fikirlerini ortaya dökmesi gerekirdi. Böyle bir şey oldu mu? Hayır. Şimdi son günleri hatırlayalım biraz daha: Tüzük Kurultayı muhalif delegelerin baskısıyla toplanabildi. Partinin demokratikleşmesi yarım yamalak yaşama geçirilebildi. Ardından Kılıçdaroğlu, artık partide disiplinle herkesin aynı söyleme gelmesi gerektiğini ve hatta aksine izin verilmeyeceğini vurguladı. \n

\n

Baykal başkanlığı bıraktığında yüzde 28 olan oylar, bugünlerde yüzde 20lerde. Ama zaten CHP bir şirket değil. Oylar da ciro değil. Yani bu oran partiye toptan yabancı siyasetler izlenerek yüzde 40a çıkmış olsaydı, mutlu mu olacaktı CHPliler? Tabii ki hayır. Çünkü siyasette esas olan halkı ikna ederek kendi çizgine çekmektir. Başka ideolojilere teslim olarak... Ne oy artar ne de artsa bundan bir hayır gelir!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları