Ali Şen'in Jesti ve G.Saray'ın Bugün Verdiği Karşılık (!)

30 Ağustos 2011 Salı
\n\n\n

25 milyon Fenerbahçe taraftarına 2011 yazını ve bayramı zehir eden cehennem kaosu tüm hızıyla sürüyor. Biz yine de herbirinizemutlu bayramlardileyerek yazımıza başlayalım!\n

\n

Olay bir yandan her an medyada dalgalanıyor, bir yandan da internette büyük harp(!) var. Bazı G.Saray ve Trabzonsporluların Fenerbahçeyi medyada savunuyorum diye benimle didişmeleri, Sarı-Lacivertlilerden gelen destek ve siyasi düşmanlarımın karşı saldırılarıyla günlerdir Twitterda ülke trendlerinin zirvelerindeyim! Gerginlik had safhada! İnsanlar birbirini aşağılamak için her iftiraya, sataşmaya, saldırıya tenezzül ediyorlar. \n

\n

Hafıza tazeleyelim: 1988de G.Saray o büyük Neuchatel krizini yaşamıştı. 5-0 kazandıkları, 0-3’ün rövanş maçından sonra aldıkları disiplin cezası ile elenmek üzereyken tek can simitleri Ali Şendi. G.Sarayın yaşadığı kriz karşısında duyarsız kalamayan ünlü başkan, önce İtiraz Kurulu Başkanının yaşadığı İskoçyaya, hemen ardından da İsviçreye giderek yıldırım operasyonu ve köklü ilişkileriyle kâbusu bitirivermişti. Turgut Özaldan Caucescuya, UEFA üst yetkililerinden gözlemcisine kadar herkesi de devreye sokmayı başararak! Sonra dönüşte ne mi oldu? G.Saray Başkanı Ali Tanrıyar havaalanı apronunda Şeni karşıladı, Floryaya kokteyle götürdü ve orada alkışlarla altın G.Saray rozetini kendisine taktı. G.Sarayın Avrupa başarıları, ki hepsine çok içten sevinmişimdir, böyle bir Fenerbahçe katkısını da içeriyor. Şen olmasa G. Saray o yıl Avrupada yarıfinal oynayamayacaktı. Bu tarihi hatırlatmaları, Alp Yalman ve Faruk Sürenden de herkes kontrol edebilir. Şen birkaç yıl sonra tekrar F.Bahçe başkanı olduğunda, Ali Sami Yende küfürlerle karşılanıp farklı bir teşekkür (!) daha almıştı, ama neyse bunu da geçip son iki aya bakalım.\n

\n

3 Temmuzdan bu yana geçen süreçte, TFF krizi rahatlatmak için sorumluluk aldı. Kulüpler Birliği toplandı ve oybirliğiyle Fenerbahçeye destek olma kararı çıktı. Soruşturma sürüyordu. Lig zamanında başlayacaktı. Sonra G.Sarayda bir iç tartışma yaşandı. O ilk toplantıya G.Saray adına katılan Ali Dürüstün yapıcı tavrı gitti, yerine Bu iş örtbas edilemezdiyerek krizi derinleştirmeye karar vermiş bir ezeli rakip geliverdi! TFF sarsıldı, kriz tescil edildi, lig ertelendi. Sürecin diğer bir kritik virajında 15 Ağustosta Mehmet Ali Aydınlar, iddianamenin bekleneceğini ve savunma hakkının kutsallığını hatırlattı, Avrupa için bildirilen takımların tescil gördüğü tekrar vurgulandı. Akabinde G.Saray tekrar bunun böyle geçiştirilemeyeceği, kangren kolu kesmek gereği gibi bir söylemi öne süren sert bildirisiyle yarattığı parazitlere bir yenisini ekledi. Müzmin muhalefetin yeni hedefi, TFFyi Fenerbahçe aleyhine kararlar almaya itmekti. Kararsızlığını her an belli eden TFF bu baskıyla boğuşurken üzücü muhbirlikolayları gelişti. Koskoca TFF, Bizi FIFAya, UEFAya jurnalleyen kulüpleri unutmayacağızdiyerek G.Sarayın bu akıl almaz tavrına tepki verdikten iki gün sonra göstermelik müfettiş ziyareti ile o ağır ceza geliverdi. Fenerbahçe Başkanvekili Nihat Özdemirin ilk tepkisi Şimdi mutlu musunuz Sayın Başkan?diye Ünal Aysalı aramak olurken Aysal tersini anlatmaya çalıştı ama tabii başaramadı! Zaten birkaç gün önce başka bir kritik tetikçinin, G.Saraylı eski Alman istihbarat ajanı olarak bahsedilen (!) Talip Doğan Karlı olduğu ve onun Fenerbahçeye çelmeyi resmileştiren, müfettişi getirten kapsamlı (!) dosyayı UEFAya ulaştırdığı ortaya çıktı ve bunu da zaten kimse inkâr etmedi.\n

\n

Gerisi malumunuz: Fenerbahçeye yapılan yargısız infaz, milyonların yaşadığı şok, yerlerde süründürülen”, parasızlıkla boğuşan bir kulüp belirsizlik içinde kilitlenmiş bir kaos... \n

\n

Fener-G.Saray dostluğu için çok emek vermiş bir insanım. Ama böyle bir karşılık”, o 1988 jestinden sonra, rakibin zora düştüğünde nasıl verilir, anlamak imkânsızdır. Bugün yaşanan futbol krizinin bu noktalara gelebilmesinin ardında, G.Sarayın durduğu yerde kendini taraf bir savcı rolüne sokması ve işi büyütmek için yaptığı perde önü ve arkası hamleler vardır! İddiaların doğru veya yanlışlığına, Sarı-Kırmızılılar değil yargı karar verir. Ne Süren, ne rahmetli Canaydın, ne Polat, ne Yalman, tecrübeli hiçbir başkan dostluğa böyle ihanet etmezdi. Bu üzücü tavır büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır ve işin kötüsü Galatasaray artık bu lekeyi temizleyemez de... Tarih unutur mu? Bilmem, belki 30 yıl sonra bir başka kuşak gelir, bir pişmanlık yasası çıkartmaya çalışıp özür diler. Çeyrek asır arayla benzer yaşamsal UEFA süreçlerinde iki ezeli rakibin kayıtlara geçen çook farklı (!) tavrı ne yazık ki ortadadır

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları