Arif Kızılyalın

Yunanistan’da göçmen olmak

05 Temmuz 2023 Çarşamba

Fransa’da iç savaşa dönüşme noktasına gelen göçmen isyanı gösterdi ki liberalizm soslu açık sınır politikası ülkeler için risk. Her ne kadar AKP’li Ömer Çelik, Afgan ve Suriyeli istilasını “İnsani değerlere dayanan göç politikası” olarak yorumlayıp yumuşatmaya çalışsa da Türkiye’deki kuralsızlık her an sosyal patlamaya dönüşebilir. Üstelik ortam da hazır. Tıpkı Fransa’daki gibi işsizlik var, hayat pahalı, gelir uçurumu büyüyor, dışlanmışlık tavan yapmış durumda. Mudanya, Alsancak, Pendik’teki olaylar bu bağlamda yorumlanmalı. Bireysel gibi duran yerli halk-sığınmacı kavgalarını dikkatlice incelemeli İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya. Eski Bakan Süleyman Soylu’nun kamu yönetimi bilgisi konuyu çözemeyebilirdi ama valilikten gelen yeni içişleri bakanı, umarız “yaklaşan” tehlikeyi görüyordur. Hele hele olası gerginlik Lyon’daki gibi aşırı sağcı-sığınmacı çatışmasına dönüşürse Hatay başta olmak üzere büyük sorun yaşar Türkiye!

Sığınmacı konusunu, geçen hafta, AB’nin doğudaki sınırı -komşumuzYunanistan’da eski bir siyasetçiye sordum. Çünkü sınırlarımızın birkaç yüz km ötesinde sanki sığınmacı sorunu yok gibi duruyordu, sokaklar Afgan-Suriyeli vb. gruplarca işgal edilmemişti. Oysa Yunanistan ciddi göç alan bir ülke! İşin sırrı neydi dediğimde verilen yanıt, düzensiz, kaçak göçmene getirilen sert yasaklar oldu. Eski siyasetçi Tasoslu Iannis, elimizdeki Türk pasaportunu gösterip “Yunan pasaportu satılık değil” dedi lafın ortasında, yüzüm kızardı. Çözüm yöntemini de kabaca anlattı; yüz binlerce sığınmacıya standart yaşam sağlanan kamplar var. Oradan çıkıp Kavala’da, Halkidiki’de kadınların fotoğraflarını çekmeye kalkmıyor, sahilde nargile içemiyorlar! Kamp dışında izinsiz yakalandıklarında sınır dışı edileceklerini biliyorlar! Barınma hakları yoksa, ev kiralayamıyor, satın alamıyorlar!

Buradan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile göçmen konusuna iktidara kefil olup oy isteyen Sinan Oğan’a seslenmek istiyorum; Yunan mevkidaşlarını arasınlar, bu çözüm önerilerini Türkiye’ye uyarlayıp yürürlüğe koysunlar! Yoksa güzel coğrafyamız, Afgan, Suriyeli akını nedeniyle yaşanamaz hale gelecek!

Bu arada kısa bir not: “16 milyon İstanbullu” sloganı gerçek değil, İSKİ’nin kullanılan su verilerine bakıldığında 20.5 milyon kişi yaşıyor kentte. 1 milyonu turist desek en az 3.5 milyon kaçak söz konusu!

Atatürk’ün evi

Bayramın birinci günü Selanik’te ulu önder Atatürk’ün evini ziyaret ettim. Tarihi binanın önünde yoğun bir kalabalık vardı. Turlarla gelenler, kendi araçlarıyla Selanik’e ulaşanlar Atatürk’ün doğup (değişik varsayımlar olsa da) büyüdüğü konutu görmek için uzun kuyruklar oluşturdu. Evde en çok ilgi çeken alan bahçedeki nar ağacı. Herkes bir dilekte bulundu 1881’de Ali Rıza Efendi tarafından dikilen ağacın gölgesinde.

Atatürk ve Zübeyde Hanım’ın balmumu heykellerinin bulunduğu odaların önü fotoğraf çektirenlerle doluydu. Özel kullanım eşyaları ile giysilerin sergilendiği bölüm ise ulu önderin liderlik vasfını yansıtıyordu. Mesela Harp Okulu mezuniyeti sonrası giydiği bağcıklı ayakkabılar bugün bile İtalyan modacıları kıskandıracak tarzda. Sigarasını yakmak için kullandığı kibrit kutusu, kravatı, kemerleri sanki birkaç yüzyıl ötesinden gelmişti!

Ne var ki Atatürk’ün evi bakımsız kalmış. Konsolosluk personeli son derece ilgili ama evin Apostolu Pavlu Sokağı tarafına bakan cephesi örümcek ağlarıyla kaplanmış, yüzü solmuş binanın!

Şimdi askeri okulda Atatürk sevgisiyle yetiştiğine inanmak istediğim yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a çağrımdır, Turizm Bakanı M. Nuri Ersoy’la görüşülüp kurulacak ortak komisyonla Atatürk’ün evi bir an önce ulu öndere layık hale getirilsin, daha önemlisi, evin odalarında gösterilen ve 1881-1938 sürecini anlatan videolar teknolojiye ayak uydursun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

AİHM rekoru! 22 Mayıs 2024
Adı derbi! 21 Mayıs 2024
FIFA-TFF buluşması! 18 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları