Arif Kızılyalın

Türkiye Gerçeği

24 Nisan 2014 Perşembe

23 Nisan’dı dün. Ulu Önder Atatürk’ün Türk ve dünya çocuklarına armağan ettiği bayram. Ama İstanbul polisi, bayram seyran dememiş, ‘Berkin’ tişörtü giyen çocuğu yaka paça gözaltına almıştı. ‘Sıra çocuklarda’ diye söylenip gazeteye gelirken 2 karayağız delikanlı gördüm. Kaldırıma oturmuşlar, 1.5 litrelik kola ve gofretle karınlarını doyuruyorlardı. Lafladık. İkisi de sözde futbol altyapılarına gidiyorlarmış, anlattılar, “Abilerimizden arta kalan vakitte halı sahada kukeletalar arasında koşuyoruz, bazen büyüklerin maçında kaleye de geçiyoruz” dedi. Bir de tek pas çalışıyorlarmış. Sonra da Ahmet’ten Ronaldo, Mehmet’ten Messi bekliyoruz! Halı sahada “yalandan” antrenmanın adı altyapı olmuş. Yazık ki ne yazık! Ülkeyi 12 yıldır yöneten AKP, ana muhafelet CHP ve MHP’nin hâlâ doğru dürüst bir spor politikası yok. SGM’nin hali daha da kötü, avukatlarla, ziraatçılarla Türk sporunu bir yere getirmeye çalışıyoruz. Son iki spor bakanının sporla alakası ise ne yazık ki hiç yok. Keşke Hakan Şükür, Faruk Nafiz Özak, Aşkın Osman Bak’tan yararlansalarmış... Ama politika böyle bir şey. Bir işi yapmak için o işten anlamaya gerek yok!

***

Fenerium önceki gün 19/07 Korkmaz/Yıkılmaz sloganları ile yeni tasarım bir tişört çıkardı piyasaya. Gezi eylemleri sırasında polisçe dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ı çağrıştırıyor, güzel bir koleksiyon. Ne var ki bazı Fenerbahçeliler bu tişörte karşı. “Bu üründen kazanılacak para Ali İsmail’e verilmeli... Bu konu ticari olarak ele alınmamalı” diyorlar. Fenerbahçe üyesi gazeteci-yazar eski TRT’ci Ömer Sevim de dün arayıp tepkisini dile getirdi. “Evet, Ali İsmail bizim evladımız, bir parçamız ama bu tişörtlerden kazanılacak para bizi üzer” dedi. Galiba Ömer Ağabey haklı, buradan Sayın Aziz Yıldırım’a ve F.Bahçeli değerli yöneticilere duyurmak istedim.

***

Geçenlerde politikacı ve bilim insanlarının bir toplantısında bulundum. Konu önümüzdeki seçimlerde uygulanması tasarlanan dar bölge projesiydi. CHP’nin önemli bir ismi, “Eğer bu sistemle seçimlere gidersek AKP İstanbul’u 90-0 kazanır” dedi. Nasıl diye sorduk anlattı. “Örneğin muhalefet Kadıköy’de mi güçlü, o ilçeyi oy depoları Ümraniye, Sancaktepe ve Sultanbeyli ile eşleyecekler. Ya da Şişli’yi Bağcılar, Esenler ve her bölgeden 1 vekil çıkaracaklar. Barajı düşürseler de dar bölge ile güçlenecekler” Bu sözleri dinledikten sonra dar bölge lafını duyunca daralmaya başladım.

***

Yine aynı toplantıda fındık konusu da masaya yattı. Öncelikle şunu söyleyelim ki, Türkiye fındığın anavatanı; hem tat, hem kalite anlamında eşsiz. Ne var ki bizim fındık, Hamburg’da pazarlanıyor, elbette vize alabilirse! Evet, vize de alamıyor bazen. Nasıl mı? Tam rekolte zamanı internetten birileri “Türk fındığı kurtlu” diye bir haber yayıyor, fiyatlar kırılıyor, Kanada ve Bulgar fındığı ön plana çıkıyor. Görüldüğü gibi, ülke olarak değerlerimize sahip çıkamıyoruz, fındığımıza bile! Buğday, mısır, şeker derken fındık da ithal eder miyiz! Ederiz.
Ne diyelim, Türkiye gerçeği!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

FIFA-TFF buluşması! 18 Mayıs 2024
Tasarruf diye diye 15 Mayıs 2024
Olimpiyata giderken! 14 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları