Görünen o ki, iktidar değişiyor. Doğal olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı kadroları da değişecek. Peki, yeni dönemde spor nasıl şekillenecek? Mevcudu değerlendirirsek; 2003’ten sonra tüm kamu kuruluşları gibi spor da lastik patlattı. AKP-Saray iktidarının gemi azıya aldığı 2010 sonrası GSB’de yapılan üst düzey atamalar sıkıntılı. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tarif ettiği “Memur Teoman”lardan Spor Bakanlığı’nda da var, ancak sayıları çok az. AKP sürecini masaya yatırırsak, liyakatten uzaklaşılması, tesisleşmenin siyasal rant bağlamında gerçekleşmesi, ara eleman eksikliği, Devlet Planlama Teşkilatı ruhunun yok edilmesi en önemli sorunlar.

Tesis konusuna gelirsek; Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu meydanları, “Stat yaptık, stat” diye inletiyor. Kimse “Stat yapmadınız” demiyor. Ancak kent içindeki kıymetli araziler üstündeki statların neredeyse tamamı yıkıldı ve merkezin dışında yeni tesisler inşa edildi. Ve bu statlar ne yazık ki “tek amaçlı”, bölgenin sportif fizibilitesinden uzak, içinde 15 günde bir maç oynanan beton mezarlıklar. Çünkü futbol stadı inşa etmek, hem müteahhidi, hem birilerini (!) zengin ediyor. İçine salon yapılırsa kazanç düşüyor, o yüzden futbol stadı yap geç! Erdoğan ve Kasapoğlu, “Havuz yaptık” diye övünüyor. Ama, İstanbul ve İzmir’de “olimpik” ölçülerde kapalı yüzme havuzu yok. Olanlar, “Uluslararası yarış düzenlenmesin” diyerek 49.5 metre yapılmış. Buna karşılık Osmaniye ve Kars’ta olimpik kapalı havuz var, ama o tesise sadece 2 yüzme antrenörü gönderildiği için kulvarlar bürokrat yüzme kursuna dönüşmüş! Aynı ilde futbol antrenörü sayısı yüzlerle ölçülüyor, gelgelelim futbol ekonomisi yok. Tam bir iş bilmezlik! Samsun, “bölge” kökenli bakanlar nedeniyle tesis cenneti, ama hiçbiri doğru dürüst işlemiyor. Aynı sorun Erzurum’da da var.

Personel sorununa gelirsek; 2 grup hâkim bakanlıkta. İlki Erenköy cemaati ekibi, diğeri güreş, tekvando, judo kökenliler, öteki branşlardan gelen BESYO’luların yüzüne bakan yok. Kadınların adı geçmiyor. Fizyoterapist, diyetisyen, psikolog gibi ara eleman ara ki bulasın! Bakanın ve Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya’nın denetimi dışında seçilen federasyonlar (16 kadar) üvey evlat. Son söz; iktidar değiştiğinde Gençlik ve Spor Bakanlıkları ayrı ayrı oluşmalı, çünkü bakan, kendini Kredi Yurtlar Kurumu’nun sorunlarına kaptırınca sporu unutuyor. Bir söz her devrin insanlarına; Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olduğunda, sakın kimse örneğin hazirandaki TFF seçimleri öncesi oluşacak yönetim listesini onaylatmak için Çankaya Köşkü’ne çıkmasın. Çünkü Kemal Bey, birileri gibi “TFF Başkanı atayacak” lider değil.