Bilmem dikkat ettiniz mi son günlerde spor medyasına. Yazılısı, görseli, sanalı, hepimiz işi gücü bıraktık, El Clasico’nun peşinde koşuyoruz. Gazetelerimiz manşetlerini Real ile Barça arasındaki ezeli rekabete ayırıyor. Messi’ler, Ronaldo’lar, koca koca fotoğrafları ile sahadan önce sütunlarda çarpıştırılıyor. Ünlü yorumcularımız Guardiola mı, Mourinho mu daha büyük, sorusuna yanıt arıyor. Hatta, geçen çarşamba günkü El Clasico’nun hakemi Wolfgang Stark’ın hataları bile ballandırıla ballandırıla anlatıldı...

Ne güzel değil mi? Küresel futbolun bir parçasıyız. Albiol’leri, Ramos’ları, Pique’leri, Alves’leri konuşuyoruz sohbetlerimizde... Pardon, özür dilerim de, bizim derbilerin suyu mu çıktı? Oysa bugün Türk futbolunun iki devi karşılaşıyor İnönü Stadı’nda ama kimsenin umrunda değil! Neymiş, iki takımın da ligde hedefi kalmamış, yazmaya, konuşmaya gündemde tutmaya gerek yokmuş! Affınıza sığınıp, 80’leri hatırlatırım. İki takımın küme düşme hattındayken bile oynadığı maçlarda tribünlere on binlerce insanı çektiği 90 dakikaları, gazetelerin o maça ayırdığı santim sütunları ben unutmadım, bilmem, ülke futbolunu yönetenler anımsar mı?

Evet, Türk futbolunun ekseni fena halde kaymıştır. Sayın Mehmet Emin Karamehmet’in, Osman Berkmen’in, Ertan Özerdem’in, Kerem Ertan’ın, Şansal Büyüka’nın, Kadir Kardaş’ın yüreği sızlıyor mu bilemiyorum ama benim içim fena halde yanıyor ‘Marka değeri yükseldi’ diye yere göğe koyamadığımız Türk futbolunun geldiği noktayı görünce. Gerçekten yazık bu futbola verilen ‘milyar dolarlık’ naklen yayın ücretine. Baksanıza, Türk futbolunun en eski, en köklü iki markası kapışıyor ama çarşamba günkü ‘İspanyol’ derbisinin çeyreği kadar bile reyting yapmıyor!

Peki neden? Bu soruyu aslında, Türk futboluna sadece yüreğini değil, kesesini de açan Mehmet Emin Karamehmet ve ekibi sormalı, “Ey Mahmut Özgener, İspanyol derbisi bu kadar öndeyken, sizin aklınız nerede, benden milyar doları aldınız, bu mudur derbi maçımızın değeri” diye feryat etmeli! Şimdi kimse, “İletişim çağındayız, çayımızı kahvemizi alır, ayağımızı uzatıp dünya derbisini izleriz” türünde sözlerle savunmasın El Clasico’nun yarattığı seyir çılgınlığını. Eğer bu ülke futbolu iyi yönetilse, iyi pazarlansa, kimse kusura bakmasın benim Arda’m, benim Baros’um, benim Simao’m, benim Guti’m de önemli bir rüzgâr estirirdi şu geride kalan 2-3 günde. Üstelik daha geçen ayki kırık dökük G.Saray-F.Bahçe derbisinde 3D yayın, digital platform diye fırtına koparmadık mı?

Öyleyse niye bu suskunluk? Niye bu İspanyol hayranlığı! Baksanıza gazetelere! İdman mı var, kim sakatlandı, kim oynayacak, umrumuzda bile değil bugünkü derbide. Hatta “Maça bile gitmeyeyim” diyen meslektaşlarım var! İşte bu yüzden Türk futbolu başaşağı gitmektedir. İşte bu kötü yönetim ülke futbolunu tepe taklak yapıp, Türk derbisini gazoz kapağına çevirmiştir ve bunun da sorumlusu -iyi niyetine karşın- ne yazık ki hesabını, kitabını yapamayan Mahmut Özgener yönetimidir.