Siz Ne Derdiniz?

29 Ocak 2013 Salı

...Bazı medya organları TSKye çok haksız yere saldırının içine giriyorlar. Bakın şu anda içeride yani 400e yakın emekli, muvazzaf subayımız var. Bunların hemen hemen ağırlıklı kısmı tutuklu. Ve mağdur veya şüpheli şeklinde zaman zaman çağrılanlar oluyor. Bir ara bir ajan meselesi çıktı. Şimdi hele hele çok ağır olanı, yani örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan. Şimdi böyle bir şeyin delilleri kesinse ver hükmünü işini bitir. Ama elinde kesin hükümler yok da sen yüzlerce subayı, astsubayı örgüt elemanı olarak veya örgüt kuran olarak, hele hele Genelkurmay Başkanını kalkar da bu şekilde değerlendirirsen, burası silahlı kuvvetlerin moral değerlerini altüst eder. O zaman terörle nasıl mücadele edecek bu insanlar?\n

\n

Bu sözlerin altına imza atmayacak kimse yoktur.\n

\n

Türkiyede demokrasiden yana olan hiç kimse, tutukluluk kurumunun infaza dönüştürülmesi karşısında sessiz, tepkisiz kalamaz, kalmamalıdır.\n

\n

Kürt sorununu siyaset alanında müzakere, ama terörle mücadele ile çözmek istediğini söyleyenler, eğer söylemlerinde samimi iseler silahlı kuvvetlerin moral değerlerinin altüst edilmesi durumunda (ki bugün olan odur) bu insanların terörle nasıl mücadele edecekleriniçok haklı olarak sormaktadırlar.\n

\n

***\n

\n

Aklı başında olan herkes, demokrasiden, hukuk devletinden yana olanların tümü, terörün yenilmesinden yana olan bütün kişiler, yukarıdaki sözlerin altına imzalarını atmakta bir an bile tereddüt etmezler.\n

\n

Hatta şunu da rahatlıkla söyleyebilirler:\n

\n

- Bunu imzalamak yetmez, her şeyi denetleyen Tayyip Beye de ulaştırmak gerek.\n

\n

Türkiyede herkesin, ama herkesin yukarıdaki yakınmayı dile getirmeye, artık Deniz Kuvvetlerine oramiral rütbesinde komutan bulunmaması üzerine Ne oluyoruz yahu?diye sormaya hakkı vardır.\n

\n

Tek adam idaresi altında olduğumuza göre Ne yapalım, derdimizi mutlak egemene anlatamıyoruz, vallahi biz de çaresizizdiyerek iktidar milletvekilleri, hatta ve hatta bakanlar bile bu kategoriye sokabilirler kendilerini.\n

\n

Ama bir tek kişinin bu yakınmalarda bulunmaya hakkı yoktur.\n

\n

O da mutlak egemenliğin tek sahibikonumunda olan Recep Tayyip Erdoğandır.\n

\n

Çünkü, aklı başında herkesi, bütün yurtseverleri derinden üzen bu durum çok dile getirilmiş, Morallerini bu hale sokarsanız, bu insanlardan terör ile mücadele etmelerini nasıl istersiniz? Böyle giderseniz orduya komutan bulamazsınız diye çok uyarılmıştır Tayyip Bey.\n

\n

***\n

\n

İktidarın dizginlerini ellerinde tutanlar, ister demokratik bir yönetimin başında olsunlar, ister diktatoryal bir baskı mekanizmasının uygulayıcısı konumunda bulunsunlar, bir ülkedeki gidişten yakınamazlar.\n

\n

Çünkü onlar, eleştirmeyi, önerme, yakınma değil, çare bulma, düzeltme, düzenleme makamında bulunmaktadırlar.\n

\n

Eğer buna rağmen düzeltmek yerine yakınma yolunu tutuyorlarsa, biliniz ki ya yalan söyleyip sahtekârlık yapıyorlar ya da acizliklerini itiraf ediyorlardır.\n

\n

12 Eylülün askeri vesayet döneminin üniformalı diktatörü Evren, bütün işini kendisine bağımlı mahkemeler aracılığıyla gördürür, başı sıkıştığında da şöyle derdi:\n

\n

- Ben mi yapıyorum bunları, bağımsız mahkemeler yapıyor, ben ne edeyim?\n

\n

Tabii kimse de yutmazdı.\n

\n

Ama doğrusu ya Evren de işi orada bırakır, olanlardan yakınmaya kadar uzatmazdı.\n

\n

Yukarıda yazının başında tırnak içine aldığım satırlardaki sözlerin sahibi ise 12 Eylülün dini vesayet döneminin sivil egemeni Tayyip Erdoğan.\n

\n

Bu durum karşısında ben, terbiyenin ve yasanın sınırlarını zorlamadan düşüncelerimi, tepkimi ifade edecek sözcükler bulmakta zorlandım.\n

\n

Onun için bir şey söylemekten imtina ediyorum.\n

\n

Peki benim yerimde siz olsanız, acaba bu sözler karşısında ne söylersiniz?\n

\n

Efendim?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları