Sağduyu Zamanı

19 Temmuz 2011 Salı
\n

13 Mehmetçiğimizin şehit olduğu haberini duyduğum zaman yüreğim sızladı. Yurtdışında bir gezideydim, bırakılmış yedek yazım vardı ve bulunduğum yerden, onları iptal edip, yenisini yazacak olanağım yoktu.

\n

Olsaydı ne yazacaktım?

\n

Herhalde ilk andaki isyanıma yol açan duygu ve düşüncelerin tümünü olmasa gerek.

\n

Çünkü gergin bir ortam içinde yaşıyoruz ve bize düşen ilk görev, gerginliği daha da arttıracak görüşler ileri sürmekten kaçınıp, mümkün olduğunca sağduyuyu egemen kılacak davranışlar içinde olmak, o yönde çağrılar yapmak.

\n

Ne var ki, sağduyu çağrısında bulunmak kolay, ama onun yankı bulması zor.

\n

Sağduyu çağrısı sanıldığı gibi tek yanlı olmaz, olamaz.

\n

Kimse yalnız bir tarafa, bir gruba Sen kışkırtmalara kapılma, sen onlara uyma! çağrısını sağduyuya davet olarak algılamamalıdır.

\n

Bu ancak dangalaklara mahsus bir davranıştır ki, aynı grubun kulislerinde yankı bulur ancak.

\n

13 Mehmetçiğimizin şehit edilmesi üzerine, hâlâ bunun diyaloğu baltalamak isteyen derin devlettarafından yapıldığını ileri sürmeye kalkışmak, PKKyi temize çıkarmak için TSKyi suçlayan imalarda bulunmak, bilmem ki, ihanet mi, yoksa hamakat mı?

\n

***

\n

Bu tür çabalamalar kimilerinin sandığı gibi sağduyu çağrısı olmayıp, tam tersine kışkırtmanın hasıdır.

\n

13 Mehmetçiğimizin şehit olması üzerine, terörü yapanlara da, destek verenlere de karşı çıkmak gerekmektedir.

\n

Çünkü hem teröre yandaş olup, hem demokratik barışçıl çözüm istiyor görünmek tutarlı değil.

\n

Ancak, terörü ve teröre destek çıkanları kınarken, bütün Kürtleri terörist kefesine koymak da yanlıştır.

\n

Teröre ve bu tür girişimlere karşı çıkalım, bu tür eylemler bitmediği sürece, demokratik çözüm olmayacağını hiçbir kuşkuya yer vermeyecek açıklıkla söyleyelim ve eylemlerimizle o söylemin arkasında duralım.

\n

Ama bunu yaparken, haklı istekler ile terörü birbirine karıştırmayalım.

\n

Yapılması gereken, hangi isteklerin gerçekleşmesi için, hangi yöntemlerle, hangi sınırlar içinde işbirliği yapılacağını açıklamak ve bu söylemin arkasında durmaktır.

\n

Ama terör eylemlerini kınayanlara şiddetle saldıranlar söz konusu olduğunda sağduyu çağrısı kime yönelecek?

\n

Çıkıp daKimse tahrik olmasın, onun için 13 şehitle sonuçlanan eylemi kınamayın!demek sağduyu çağrısı mıdır? Yoksa tam tersine kışkırtma sonucunu mu doğurur?

\n

***

\n

İstanbul Caz Festivalinde Suyun Kadınlarıprojesinde; Kürt sanatçı Aynur iki Kürtçe şarkı söyledikten sonra, dinleyiciler arasında bulunanlardan birinin Şehitler ölmezsloganı atması üzerine ortalık karışmış. Bu olay, en küçük bir kıvılcımda bile ateş almaya hazır bir ortamda yaşadığımızı gösteriyor.

\n

Dikkatinizi çekmek isterim, Kürt sanatçı Aynurun kendi anadilinden şarkı söylemesinden çıkmamış karışıklık. Mehmet Yılmazın da belirttiği gibi, ilk şarkı alkış almış, ikinci şarkı da keza... İkinci şarkının bitiminden sonra, bir seyircinin sloganı üzerine başlamış her şey. Demek ki, sağduyu olsaydı, olay çıkmayabilirdi.

\n

Tabii ki Kürt kökenli yurttaşlarımızın kendi anadillerinde şarkı söylemeleri ile şehitler arasında bire bir bağlantı kurulamaz.

\n

Tabii ki Kürt sanatçıların kendi anadillerinde şarkı söyleme haklarını savunmak için PKK yandaşı olmak da, Kürt olmak da gerekmez, her demokrat insan, Alman, Fransız, Kürt, Arap, Türk, ne olursa olsun, bu hakkı savunur. Nitekim bu hakkı savunmak için Kürtçe şarkı söyleyen Türk kökenli sanatçılarımız olmuştur.

\n

Belki de en sağduyulu davranış, Türk kökenli şarkıcıların, kendi etnik kökenlerinden olanları, öbür kökenden kardeşleriyle empatiye çağırmaları, buna karşılık, kendi ezgilerini kendi anadillerinden söyleyen Kürt sanatçılarımızın da, kendi etnik tabanlarına dönerek, aynı anda sağduyu çağrısında bulunmalarıdır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları