Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Paydos!'

24 Kasım 2012 Cumartesi

\n

Bu 24 Kasım Öğretmenler Gününde AKP’nin hakkını teslim etmek gerek. Doğrusu öldürdüğünün ruhuna fatihayı, ardından bir mevlidi eksik etmiyor.

\n

Evet bugün Öğretmenler Günü, resmi törenler dün mevlit ile başladı.

\n

Cumhuriyetin öğretmenleri ise bugünü kutlamayacaklar.

\n

Zaten ortada kutlanacak bir şey de kalmadı.

\n

Cumhuriyet, Anadolu’ya laik milli eğitimiyle girdi, yayıldı, oturdu.

\n

Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın en kritik günlerinde bağımsızlık savaşının ancak eğitim savaşının kazanılabilmesi halinde başarıya ulaşabileceğini açıklamıştır.

\n

Kimsenin hakkını yememek gerek; Osmanlı da, Tanzimat’tan başlayarak, büyük bir eğitim hamlesini yaşama geçirmeye çalışmış, hatta kimi laik eğitim kurumlarını Cumhuriyetin ilanından yarım yüzyıl önce kurmuş, onlardan parlak sonuçlar da elde etmiştir. Ne yazık ki, bu tür örnekler az olmuş, etkileri de sınırlı kalmıştır. Büyük eğitim seferberliğinin kitlelere kadar ulaştırılması ancak İttihatçıların iktidara yerleşmeleriyle mümkün olmuş, Birinci Dünya Savaşı’nın çok güç mahrumiyetlerle dolu günlerinde bile eğitime büyük pay ayrılmış, büyük asker ihtiyacına karşın öğretmenler askerlik hizmetinden muaf tutulmuştu.

\n

***

\n

Eğitimde dönüm noktası Cumhuriyet ile başlamış ve 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile laik eğitim Cumhuriyetin temel taşı haline getirilmiştir.

\n

1920’ler, 30’lar, 40’lar Türkiyesi’nin temelinde, laik eğitimin harcı vardır.

\n

Cumhuriyet Anadolu’da Mustafa Kemal’in sivil askerleri, eğitim ordusunun fedakâr neferleri öğretmenler aracılığıyla yayılmıştır.

\n

Bu olayın önemini en iyi kavrayanlar Mustafa Necati, Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç gibi öncülerle birlikte, ilk bakışta çok şaşırtıcı görünse de laik Cumhuriyetin karşıtları olmuş, çok partili yaşama geçişle birlikte, muhalefet partisinde olduğu kadar, 1950’ye kadarki CHP iktidarı içinde de kök salan tutucular koalisyonu ile birlikte ilk darbeler milli eğitime yöneltilmiştir.

\n

Ne zaman Öğretmenler Günü’nü yaşasam, aklıma hep bir zamanlar Cumhuriyet’i de yönetmiş değerli bir gazeteci ve yazar olan Cevat Fehmi Başkutun oyunu Paydosgelir.

\n

Yeni türediler tarafından horlanan, aşağılanan, itilip kakılan Murtaza Öğretmen’in dramını anlatan ve öğretmen çocuğu bir ilkokul öğrencisi olarak izlediğim ve derinden etkilendiğim bu oyunun yazılış tarihinin 1948 olması çok anlamlıdır.

\n

Görülüyor ki, öğretmenin dramının yazına yansıması CHP iktidarında olmuştur.

\n

Normaldir, Türk Milli Eğitimi’ne gericiliğin ilk damgasını vuran, İnönünün Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer de 1946 yılında görevine başlamıştı.

\n

***

\n

1946 yılı ülkemizde birçok ilkin, bu arada laik eğitime indirilen ilk darbelerin de tarihidir.

\n

Kısacası Cumhuriyetin laik eğitim seferberliğinden daha uzun bir dönemi kapsar, ona vurulan darbeler.

\n

Bugün tartışmacı, katılımcı, sorgulayıcı, ezbere dayanmayan karma nitelikli laik eğitimin zerresi bile kalmamış, Tevhid-i Tedrisat dinci eğitimin kubbesi altında, AKP’nin arzusuna uygun olarak tersinden oluşturulmuştur.

\n

Türkiye’nin bu eğitim sistemi ile çağdaş eğitim düzeyine varması, hatta ötesine bile geçmesi ise olanaksızdır. Zaten kimsenin de böyle bir amacı yok.

\n

Amaçlanan, dışarıdan biçilen rolün gerektirdiği eğitim. Hoş bu sistemin onun bile gerisinde kalıp kalmayacağı bile belli değil ya. O da başka!

\n

Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü, üç aydır Balıklı Rum Hastanesi’nde yatmakta olan emekli öğretmen annemi ziyarete gideceğim.

\n

Ona bütün bunlardan bahsetmeyeceğim. Canı sıkılmasın diye değil, artık bütün bunları anlayacak durumda olmadığından.

\n

Hadi, 94 yaşındaki annem artık hasta.

\n

Peki toplum neden anlamıyor? O da mı o kadar hasta?

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları