Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Önyargısız ve Kararlı

04 Ocak 2013 Cuma

2013’te, çözümü ertelenemeyecek konuların başında Kürt sorunu geliyor.\n

\n

Kürt sorunu Kürt - Türk, hangi kökenden olursa olsun, bütün Türkiyenin sorunu.\n

\n

Çözümü de, yalnızca iktidarı, AKPyi değil, tüm partileri ve vatandaşları ilgilendirmektedir.\n

\n

Demokrasilerde, ülkenin tüm sorunları ister iktidarda olsun ister muhalefette bütün siyasi partileri ve vatandaşları ilgilendirir, çözümlerinde de herkesin rolü olmalıdır.\n

\n

Çünkü demokrasiler, iktidardakilerin ülkenin sahibi, muhalefettekilerin ise seyircisi oldukları sistemler değillerdir.\n

\n

Kürt sorununun çözümünde de, herkes üstüne düşeni yapmak durumundadır.\n

\n

Kısacası CHP bu sorun karşısında Bana ne AKP iktidarda, o çözsün!diyemez. O da kendi politikasını oluşturmak, kendi çözüm önerilerini açıklamak durumundadır. \n

\n

Zaten yaşamsal konularda saydamlık demokrasinin onsuz olmazıdır.\n

\n

Buna karşılık, hükümet de İmralı ile yaptığı görüşmeler konusunda, gerekirse gizli oturumda, parlamentoyu bilgilendirmek zorundadır.\n

\n

***\n

\n

Bu açıdan bakılınca, İmralı ile görüşmelerin yürütüldüğünün açıklanması doğrudur.\n

\n

Aslında PKKnin başı ile görüşülmesi de kaçınılmazdır. Silahı elinde tutan, savaştığın kim ise, onunla barış yapmak durumunda olduğuna göre, onu temsil yeteneği olanla görüşeceksin. Yoksa, hiçbir etkisi temsil yeteneği olmayanla görüşmenin anlamı yok.\n

\n

Ancak burada her şeyi açık yaparken, halkı açıkça aptal yerine koymamak gerek. Siyasi iktidar, İmralı ile görüşenin kendisi olduğunu açıklamak zorundadır. Yoksa biz görüşmüyoruz, devlet görüşüyoryollu, karşısındakinin aptallığı varsayımı üzerine bina edilmiş kurnazlıklar en hafif deyimiyle çirkindir.\n

\n

Bu sınırlar dahilinde, CHP Genel Başkanının Başbakanın tayin ettiği ve himayesi altına aldığı temsilcisi aracılığıyla İmralı ile temasa girişmesine karşı önyargılı olmadıklarını söylemesi, desteklenmesi gereken doğru bir yaklaşımdır.\n

\n

Şurası kesindir ki, Tayyip Erdoğan ne söylerse söylesin, kimse bu sorunu geniş bir ulusal mutabakat olmadan çözemez, böyle bir mutabakat da, hem CHPnin hem de diğer partilerin de gerekli zaman ve yerde desteğini de zorunlu kılar.\n

\n

***\n

\n

Ülkemizi ilgilendiren konuda hepimiz üzerimize düşeni yapacağız, önyargısız olarak. Çünkü bizler, bu memleketin asli sahipleriyiz, seyircileri, misafirleri değil.\n

\n

Ancak önyargısız destek verirken neye destek verdiğimizi iyi bilmek ve iyi tanımlamak, desteğimizin içeriğini açıkça belirtmek durumundayız.\n

\n

Çözümünü öngören herkes bilmelidir ki, bu konuyu demokrasi sorunundan ayırarak, demokrasi dışı bir ortamda çözüme ulaştırmak söz konusu olamaz.\n

\n

Kürt sorunu ne yalnız bir kimlik, ne de yalnız bir demokrasi sorunudur. Bu, demokrasinin egemen olduğu bir Türkiyede çözülecek bir kimlik sorunudur.\n

\n

Bir başka deyişle, Kürt sorunu nasıl, yalnız Türklerin özgür olduğu bir ortamda çözülemez ise, yalnız Kürtlerin özgür olduğu ortamda da çözülemez.\n

\n

Çözüm Kürt ve Türk herkesin özgür olduğu bir ortamda yeşerecektir.\n

\n

Bu konuda açık, net ve titiz bir kararlılık içinde olmak şarttır.\n

\n

Bu durumda, bütün özgürlük yollarını tıkayan, kuvvetler ayrılığına, yargı bağımsızlığına savaş açan, insanları tutukluluk yoluyla hapislerde çürüten bir ortamı düzeltmeyen iktidarın, demokrasi sorununu çözmeden Kürt sorununu çözmeye kalkışmasının anlamı yoktur ve böyle bir politikaya destek de vermemek gerekir.\n

\n

Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözümünde, gerekli ve yararlı adımları atarsa iktidara önyargısız destek vermelidir. Ama aynı zamanda demokrasi konusunda da kararlı olmalı ve bu iki konunun birbirinden ayrılması girişimine göz yummamalıdır.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları