Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Haydarpaşa

22 Ekim 2019 Salı

Tarihi Haydarpaşa Garı binası uzun yıllar Anadolu’nun İstanbul’a giriş kapısı olmuş, her İstanbullunun anılarında yeri olan bir anıt binadır.
İstanbul’u rant bataklığına döndürenler, şimdi Sirkeci Garı ile birlikte, ona da göz diktiler. Haydarpaşa üzerinde ne oyunlar oynanarak, bu simge bina İstanbulluların elinden alınıp rantsal dönüşümün yeni parçalarından biri haline getirildi.
Her şeyimiz, teker teker gasp ediliyor.
Önce Cumhuriyetimizin laikliği gitti elden, sonra özgürlüğümüz, ardından saygınlığımız, onurumuz... İş geldi dayandı, yarım yamalak demokrasimize, onu da tek adam sultasına kurban ediverdik. Sıra geldi duygularımıza, değerlerimize, anılarımıza... Onları da önce teker teker, sonra toptan hoyratça elimizden alıverdiler.
Artık el konulmaya, gasp edilmeye açık olmayan hiçbir şeyimiz kalmadı.
Yakında rüyalarımıza da el koyacaklar.
İşte uzun zamandan beri talancı taifesinin göz koyduğu Haydarpaşa Garı da onlardan biri. Önce 2010 yılının kasım ayında yaktılar binayı. 5 Aralık 2010 da bu köşede yazdığım “Benim Haydarpaşam” yazısında işin içinde bit yeniği olduğunu şöyle yazmışım: “Yanıyor mu Haydarpaşa? Yoksa yakılıyor mu? İki imparatorluğun başkentini görgüsüz bir rant odağına indirgeyenler, orayı da avantaya daha kolay teslim etmek için mi yakıyorlar, yoksa zaten her şeyimizi yakan hödük ihmalkârlığımızın sonucu bir ‘kaza’ mı söz konusu?”
Son gelişmelerden sonra bu sorunun yanıtı da çıktı ortaya.

***

Kadıköy’de dünyayı yeni keşfettiğim yılların görkemli binası Haydarpaşa Garı’na gitmek için... Kadıköy’den bindiğimiz kayıklarla ilgili anımsadığım tek şey, hemen ötemizden geçen vapurlardan birinin dalgasıyla sallandığımızda korkumu ifade etmem üzerine, “Hani sen erkektin, erkekler korkmazdı?” diyen anneanneme verdiğim şu kestirme cevaptı:
-Erkeklik karada, denizde erkeklik olmaz!
İşte o günden itibaren bir ömür boyunca oluşan benim “Haydarpaşa”larım:
İlkokul birinci sınıftayken anneannesini, o zamanlar Fizan kadar uzak olan Eskişehir’e yolcu eden çocuk:
Haydarpaşa, hüzün...
Birkaç ay sonra Eskişehir’e giden trene biniş:
Haydarpaşa, vuslat... Hafta sonları, yatılı okul çıkışı eve götüren vapurdan görünen koca gar binası:
Haydarpaşa, huzur...
Demiryolcu dede ile Eskişehir’den kısa gelişlerinde, gar lokantasında içki masasının kıyısında, şiş kebabı, patates kızartması yiyen çocuk:
Haydarpaşa, mutluluk...
DDY 1. İşletme Binası’nın 3. katında yaz ayında ders çalışan GS Liseli öğrenci:
Haydarpaşa, kimya, cebir.
Yaz öğlen üzeri, Kadıköy Çarşısı Yanyalı Fehmi Lokantası’na gidiş:
Haydarpaşa, öğlen tatili...
Yıllar boyu banliyö peronundan Pendik trenine biniş:
Haydarpaşa, İdealtepe deniz kıyısındaki eve gidiş...
1941 yazında, güneş vurmuş gar merdivenlerinde duran Galip Usta:
Haydarpaşa, “Memleketimden İnsan Manzaraları”...
Fotoğrafta şık giyimi ve refakatçileriyle gar merdivenlerini inen Atatürk:
Haydarpaşa Cumhuriyet...
Anadolu’nun bağrından kopup, sırtlarında denkleriyle gelen insanlar:
Haydarpaşa “Gurbet Kuşları”, Haydarpaşa göç...
Yıllar sonra, Eskişehir’e gitmek üzere trene binmeden önce gar lokantasına uğrayan yaşlı adam: Haydarpaşa nostalji...
Ve 28 Kasım 2010 günü çaresiz, kederli, telaşlı, kuşkulu, bütün bunların yanışını ekrandan seyretmek, yıllar sonra Haydarpaşa’nın gaspını gazetelerden izlemek:
Haydarpaşa, rant-talan-yağma düzeni...
Tümünü yangında yitirmediğimiz Haydarpaşa ondan 9 yıl sonra hoyrat, kıymet bilmez, talancının rantçının hışmından kurtarılamadı.
Zavallı Haydarpaşa, sırtlarında denkleriyle gelen “Gurbet Kuşları”nın gelirken getirdikleri rejimin rant avanta talan ve yağma düzeninin kurbanı oldu.
İstanbul’da İBB ve hemşeriler, aslen kendilerinin olan “Haydarpaşaları”nı geri almanın savaşını veriyorlar şimdi.
Bu savaş anılarımızı, kimliklerimizi, vatanımızı kurtarma savaşıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları