Bir An Önce...

24 Ağustos 2012 Cuma
\n

Pazartesi akşamı Gaziantepte meydana gelen saldırının haberi, anında, Galatasaray - Kasımpaşa maçının oynanmakta olduğu Ali Sami Yen Spor Tesisi Arena Stadında duyuldu ve devre arasında halk tepkisini koydu.

\n

Maçtan sonra, Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim meydana gelen olaylardan sonra, maç konuşmak istemediğini söyledi, saldırıyı kınadı.

\n

Terim samimiydi, haklı bir tavır sergiliyordu. Herkes de tavrını destekledi.

\n

Aynı gün aynı televizyon kanalında, bir zamanlar Galatasarayda ve Milli Takımda Fatih Terim ile görev yapmış olan Hakan Şükür, hiçbir şey olmamışçasına, maçı yorumluyordu.

\n

İşin ilginci, bu olaylar olurken, Fatih Terim Galatasaray Teknik Direktörü, Hakan Şükür ise TBMM İstanbul Milletvekiliydi.

\n

Yani o anda asli işi futbol olan Fatih Hoca her sorumluluk sahibi yurttaş gibi olay karşısında tavır koyuyor; asli işi ülkenin sorunları üzerine çözüm önermek, yasal düzenlemeler yapmak, hükümeti denetlemek olan, bunun için seçilip parlamentoya gönderilen Hakan Şükür ise sanki futbol yorumu yapmaktan başka hiçbir işlevi yokmuş gibi, maçın ayrıntılarına odaklanmakla yetiniyordu.

\n

2012 Türkiyesinin terör karşısındaki en tipik görüntüsü budur.

\n

***

\n

Hakan Şükürü davranışından dolayı kınamak ne kadar mümkün bilemiyorum.

\n

Çünkü kendisi,O konuyu büyüklerim bilirdiyerek tipik futbolcu!(burada futbolcu deyimi ne sağcı ne solcu anlamında kullanılmıştır) tavrı sergilemeyi bilen TBMM üyelerimizden biridir.

\n

Yani diyeceğim, onun bu tavrı kendisini atayan kişinin eğilimleriyle uyum içindedir.

\n

Nitekim, Hakan Şükürü oraya atayan kişinin iradesi, ateşin bacayı sardığı anda, milli iradenin yasamadaki temsilcilerini toplamayı gereksiz görmüş, onların tatillerine devam etmelerini yeğlemiştir.

\n

Öyle ya, AKPnin en yetkili ağızlarının da telaffuz ettikleri gibi Birkaç Mehmet şehit oldu diye TBMM toplanacak değildi”.

\n

Tek parti döneminin şedit Ankara Valisi Nevzat Tandoğanın bir gün solcu birine sinirlenerek, memlekette komünizme gerek olursa onu da biz yaparızdediği söylenir. Tayyip Beyin mantığı da aynı, o daKürt sorununun çözümü gerekiyorsa, onu da ben çözerimdiyor.

\n

Bu görüşünde yalnız değil. Leyla Zana da Kürt sorununu Tayyip Bey çözebilirbuyuruyor.

\n

Ama Tayyip Bey, Kürt sorununu çözemiyor, çözemez de.

\n

Kürt sorununu toplumsal bir mutabakat olmadan, kimse çözemez.

\n

***

\n

Oysa sorunun çözümü için elverişli ortamlar oldu. Ne var ki; bu fırsatlar heba edildi.

\n

Artık, içeride tansiyon dayanılmaz boyutlara ulaşırken, konu uluslararası bir nitelik kazanmaktadır.

\n

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun çağrısına kulak verilmeli, Meclis bir an önce toplanmalı, bu ulusal sorunda, geniş tabanlı toplumsal politika bir an önce oluşturulmalıdır.

\n

PKK terörünü önemsemiyormuş gibi davranmak, görmezden gelmek, olayın vahim boyutlarını ortadan kaldırmıyor. Kafasını kuma gömme politikası çıkar yol değil.

\n

TBMM şimdi toplanmayacak da ne zaman toplanacak?

\n

Şehit ve kurban sayısı, üç haneli rakamlara tırmandığında mı? PKKnin ülkenin çok küçük bir bölümünde oluşturduğu buralar benden sorulurhavasını daha geniş kesimlere yaydığında mı?

\n

Eylemli kalkışmanın alanı genişlediğinde mi?

\n

Tabii TBMMnin toplanması partilerin bir araya gelmesi ancak herkesin dağarcığında, çözüm için öneriler bulundurmasıyla bir anlam kazanacaktır.

\n

Kürt sorununa etraflı çözümler üretecek politikaların oluşturulması ise, gerçekçilik, cesaret, çalışkanlık, üretkenlik gerektirmektedir. Toplumsal destek ancak bunların ardında olduğu zaman önem taşır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları